Mahkemece; davacının, kendisine bakmaması sebebiyle evden ayrılan davalıdan tedbir nafakası istenemeyeceği kanaatine varılarak; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Davada; ayrı yaşamada haklılık iddiasına dayalı, davacı (kadın) ve müşterek çocuk için tedbir nafakası istenilmiştir. Dosya kapsamından; davacı kadının, ayrı yaşamada haklı olmadığının anlaşılmasına göre; mahkemece, kadının tedbir nafakası isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, bu nedenle, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. TMK.nun 327/1. maddesine göre, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderleri ana ve baba tarafından sağlanır. Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. (TMK 328/1) Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. (TMK 329/1) Tarafların müşterek çocuğunun davacı yanında bulunduğu anlaşılmaktadır....
Öte yandan, eşin ayrı yaşamı için bağımsız tedbir nafakası ayrı yaşamada haklılık varsa verilebilir. Bağımsız tedbir nafakası davasında kural olarak tarafların kusur durumu ölçü olarak alınamaz. Tedbir nafakası istenen kusursuz olsa bile, diğer koşullar gerçekleşmişse tedbir nafakası verilebilir. Başka bir anlatımla bağımsız tedbir nafakası davasında dikkate alınacak ölçü; tarafların kusur durumları değil, nafakayı talep eden eşin ayrı yaşamada haklı olup olmadığıdır. 16....
Kadın dava dilekçesinde tüm dava hakları saklı kalmak kaydı ile nafaka ve tazminat talep etmediğini beyan etmiş, ancak 09/03/2018 tarihli dilekçesi ile müşterek çocukların her biri için ayrı ayrı 500 er TL tedbir ve iştirak nafakası, 600 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuş ve geçerli bir özrü olmaksızın ön inceleme duruşmasına gelmeyen davalının yokluğunda da bu taleplerini yinelemiştir. Kadın tazminat ve nafaka haklarını dava dilekçesi ile saklı tuttuğundan dava dilekçesinde nafaka ve tazminat istememesi bu hakkın özünden vazgeçtiği şeklinde (Feragat) yorumlanamaz. Bu bakımdan kadına verilen nafakalarla tazminatların yerinde olup olmadığı, miktarının makul olup olmadığı esastan incelenmelidir....
İstek halinde nafakanın gelecek yıllarda ne miktarda arttırılacağının karara bağlanması ancak irat biçiminde ödenmesine karar verilen yoksulluk nafakası (TMK.m.176/son) iştirak nafakası (TMK.m.182/3), soybağının hükümleri içinde yer alan ana ve babanın çocuğa karşı nafaka mükellefiyetinde (TMK.m.330/2) ve yardım nafakasında (TMKmd.365/son) söz konusudur. Tedbir nafakasının istek olsa bile gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanması mümkün bulunmamaktadır. Bu yasal durum gözetilmeden davalı-davacı kadınla birlikte yaşayan müşterek çocuk için takdir edilen tedbir nafakasının her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesi ve iştirak nafakası olarak yazılması doğru değil ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma ve Nafaka ile Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından nafaka; davalı-davacı (kadın) tarafından ise nafaka miktarı ve manevi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kocanın tüm, davalı-davacı kadının tedbir nafakası miktarına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı koca, temyiz dilekçesi ile sadece davalı-davacı kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası yönünden temyiz isteminde bulunmuştur....
(TMK. md.197) Buna göre, mahkemece; davacı için hükmedilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren yardım nafakası nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, kanuna uygun olmayan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 3.i bendinde yer alan “kararın kesinleşmesinden itibaren yardım nafakası olarak olarak devamına" ifadesinin çıkarılarak yerine "kararın Kesinleşmesinden itibaren tedbir nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ifadesinin eklenmek suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 23.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 09.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece açılan davanın kısmen kabulü ile, TM.Knun 197 maddesi gereğince,davacı lehine 325 TL, davacı yanında olan 2005 doğumlu Hilal, 2013 doğumlu Ülkü, 2016 doğumlu Gökçen için 250'şer TL tedbir nafakasına, , fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu, TMK 197 maddesi uyarınca talep edilen tedbir nafakası davasıdır. Davalı erkek istinafında, davacı kadının, düzenlibir işi ve gelirinin olduğunu, yoksulluğa düşmeyeceğini bu nedenle lehine nafaka yükletilmesinin hatalı olduğunu, nafaka miktarının fahiş olduğunu, Gebze 4.Aile Mahkemesi'nin 2019/699 E. sayılı anlaşmalı boşanma dosyasında kadının kendisi için nafaka talebinde bulunmadığını, çocuklar için toplam 800 TL nafaka konusunda anlaştıklarını, bu nedenle davanın reddini, aksi takdirde kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince davacı lehine talep edilen tedbir nafakasının reddine, dava tarihinden itibaren müşterek çocuk Harun Altun lehine 1.000 TL tedbir nafakası verilmesine, belirlenen nafakanın her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tedbir nafakasının niteliği gereği ÜFE oranında artış talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre de, çalışan eşin tedbir nafakası almasının mümkün olduğunu, buradaki kıstasın yaşam kalitesine yönelik olduğunu, müvekkilinin tüm giderler ile tek başına mücadele etmek zorunda kaldığından ve evlilik birliğine davalının katkısı olmadığından tedbir nafakası talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenle davacının kendisi için talep edilen tedbir nafakası isteğinin reddi hatalı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Evlilik birliği devam ederken karı kocanın birbirlerine hakkında koşulları oluştuğu takdirde tedbir nafakası açma (TMK.197) hakları vardır. Kural olarak herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Eş ile anne ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.(TMK m.364) Türk Medeni Kanunu’nun 364- 366. maddeleri arasında düzenlenen yardım nafakası, sınırlı şekilde sayılan akrabaların birbirlerine karşılıklı olarak yardım etme yükümlülüğüne dayanmakta olup, kanun, nafaka ile yükümlü olanları tek tek saymıştır. Bunun dışındaki kimselerin nafaka verme yükümlülüğü yoktur. Yardım nafakası ilişkisinin tarafları; üstsoy, altsoy ve kardeşlerdir....
Hukuk Dairesinin 02.11.2021 tarihli, 2021/1442 Esas, 2021/1723 Karar sayılı ilamı ile davalı-karşı davacı kadının reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tedbir nafakası ve davacı-karşı davalı erkek yararına hükmedilen tazminat miktarları yönünden istinaf taleplerinin kabulüne, hükmün yeniden tesisine karar verilmiş, her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadın yararına tedbir nafakasına, davacı-karşı davalı erkek yararına maddi ve manevi tazminata, davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiş, karar davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları ve tedbir nafakası yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakasının reddi ve tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmiştir....