"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı kadının Türk Medeni Kanununun 197. maddesi gereğince açtığı nafaka davası, davacı kocanın açtığı boşanma davası ile birleştirilmiştir. Ancak davalı kadının nafaka dosyası bu dosya içinde bulunmamaktadır. Davalı kadının nafaka dosyasının bu dosya içine alınarak birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 05.06.2013 (Çrş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava dilekçesinde, ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak davacı eş (kadın) için aylık 300 TL, davacı yanında kalan müşterek çocuklar için ayrı ayrı 150'şer TL tedbir nafakası talep ve dava edilmiştir. Mahkemece; davacı kadın yönünden davanın reddi, müşterek çocuklar yönünden kısmen kabulüne (ayrı ayrı aylık 75'şer TL tedbir nafakasına) hükmolunmuş, hükmü davacı temyiz etmiştir. TMK 197. maddesine göre ayrı yaşamakta hakkı olan eş diğer eşten tedbir nafakası talebinde bulunabilir....
Nafaka isteyen eşe "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafakaya hükmedilir (TMK madde 4). Hâkim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat standardını ayrı yaşamaları halinde de korunması gerektiğini gözetmelidir....
Gerçekleşen bu duruma göre, davalı-davacı kadın, ayrı yaşamakta ve nafaka talep etmekte haklıdır. (TMK. m.197/3) O halde,davalı-davacı kadının tedbir nafakasına ilişkin davasının kabulü ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına göre davalı-davacı eşin ihtiyaçları için uygun miktar tedbir nafakası takdiri gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.'' diyerek eşlerden birinin haklı bir sebep olmaksızın diğer eş ile birlikte yaşamaktan kaçınması halinde diğer eşin istemi üzerine hkim haksız olarak birlikte yaşamaktan kaçınan eşin yapacağı parasal katkıya ilişkin önlemler alabileceğini belirtmiştir....
Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4). Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korunması gerektiğini gözetmelidir. Somut olayda; davalının ev ihtiyaçlarını karşılamadığı, annesiyle birlikte yaşadığı dava tarihinin 19.07.2013 olup, dava tarihi itibariyle davacının herhangi bir maaşının bulunmadığı, davacıya 2014 Mart ayı itibariyle maaş bağlandığı ve sözkonusu maaşın asgari ücretin altında olduğu, tarafların müşterek çoçukları olan tanık beyanlarıyla ile sabit olup, davacının ayrı yaşamada haklılığı kanıtlanmıştır. Hal böyle olunca; mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek, davacı tarafın geçimini sağlayıcı, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK 4. md gereğince hakkaniyete uygun bir nafaka takdir edilmesi ve hüküm altına alınması gerekir iken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. (TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi ) TMK.nun 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası artırım oranı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır. TMK.nun 328/1.maddesinde; "çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler"....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Nafaka - Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı- davacı erkeğin "TMK 197 mad dayalı tedbir nafakası davasına" yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri Kırk Bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibariyle bu miktar "72.070,00 TL" olarak belirlenmiştir....
Aile Mahkemesi' ne başvurarak aylık 363,00 TL nafaka aldığı, eşini seven ve boşanmak istemeyen birinin yılın 9 ayını eşinden ayrı geçirmesi ve eşine karşı nafaka davası açması hayatın olağan akışına uymadığı, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve davalı kadının boşanmada kusurlu olduğu" gerekçesiyle erkeğin davasının kabulüne karar verilmiştir. Tarafların fiilen ayrılmalarından sonra davalı kadın tarafından ... 6.Aile Mahkemesine açılan nafaka davasında kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmiş ve karar kesinleşmiştir. TMK'nın 197.maddesine göre kadın tarafından açılan bağımsız tedbir nafakası davası kabul edilip kesinleştiğine göre kadın ayrı yaşamakta haklıdır. Davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir hadisenin varlığı kanıtlanamamıştır. Terk hukuki sebebine dayalı olarak açılmış bir boşanma davası da bulunmamaktadır....
Dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadın tarafından açılan nafaka davasında, kadın ve müşterek çocuk yararına birleşen nafaka davasının açıldığı tarihten itibaren tedbir nafakasına (TMK m. 197) hükmedilmesi gerekirken, karar tarihinden geçerli olmak üzere tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru değildir. Ne var ki yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....
Bu bakımdan gerekçesiz karar oluşturulması usule aykırı bulunmuştur. 2-Davacı-davalı kadının nafaka davası (TMK m.197) hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22.03.2018(Prş.)...