Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası .....’in yayınladığı ..... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın ....’in yayınladığı .... oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ... nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Bu durumda, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına,çocuğun yaşına,nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına uygun bir nafaka artışına karar verilmesi gerekirken, düşük miktarda nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Davacının nafakanın her yıl %25 oranında artışına ilişkin talebinin reddine ilişkin karar yönünden ise TMK'nın 182/3.maddesine göre "Hakim, istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödenebileceğini karara bağlayabilir". Bu madde hükmünce nafaka artışının ne miktarda olacağı hususunu hakim serbestçe takdir eder. Talep edilmesi halinde, takdir edilen nafakanın, tespiti takip eden yıllar için de, yeniden mahkeme kararı olmaksızın belli bir oranda artacağına da mahkeme karar verebilir. Bunun yanı sıra, mahkeme kararlarının gerekçeli olması asıldır....
TMK’nun "Tazminat ve nafakanın ödenme biçimi" başlıklı 176.maddesinin 4.fıkrasında tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebileceği açıklanmıştır. Bu düzenlemeye göre, iradın arttırılması veya azaltılması için, ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar ... .... Aile Mahkemesinin 2006/747 Esas ve 2006/720 Karar sayılı, ....09.2006 tarihli ilamıyla anlaşmalı olarak boşanmışlar, davacı lehine aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, karar ........2006 günü kesinleşmiş, eldeki artırım davası 26.01.2015 tarihinde açılmıştır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, önceki nafaka tarihinden itibaren geçen süre, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı fazladır....
Nafaka ve nafakanın arttırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili davası niteliğindedir. Yukarıda açıklandığı üzere nafaka davalarında gerek Harçlar Kanunundan, gerekse Avukatlık Kanunu ve buna dayalı olarak çıkarılan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dava değerinin (müddeabihin) yıllık nafaka miktarı olduğunu açık bir biçimde ortaya koymuştur. Mahkeme harcı ve vekalet ücret hesaplanırken ayrı bir dava değeri, temyiz edilebilirlik sınırı belirlenirken ayrı bir dava değeri belirlenmesinin yasal bir dayanağı bulunmadığına göre; temyiz edilebilirlik (kesinlik) sınırı yönünden de, nafakanın yıllık tutarını esas almak gerekecektir. Sonuç olarak, yukarıda açıklanan nedenlerle nafaka davaları yönünden temyiz edilebilirlik (kesinlik) sınırının belirlenmesinde yıllık nafaka tutarının esas alınması gerektiği benimsenmiştir....
nedeni ile almış olduğu nafaka ÜFE oranında arttırılsa da yetersiz kaldığını, bu nedenle almış olduğu nafakanın arttırılmasına karar verilmesini talep ettiğini, geliri bulunmadığı için adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini, nafakanın 2.000,00 TL ye çıkartılmasına, nafakanın ÜFE oranında arttırılmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir....
Aile Mahkemesinin 2012/179 Esas 2012/977 Karar sayılı ilamıyla tarafların boşandığını, boşanma kararı nafaka yönünden 10/09/2013 tarihinde kesinleştiğini, belirlenen bu nafakanın her yıl belirlenen üfe oranında otomatik artırılmasına karar verildiğini, nafaka azaltım kararından 1 yıl sonraya denk gelen 06/09/2017 tarihinden itibaren150 + 150 = 300- TL Mevcut nafakaya ÜFE oranında artışının yapılmasını Kayseri Genel İcra Müdürlüğünden 03/10/2022 tarihinde talep ettiklerini, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü 2020/202638 E. Sayılı dosyasından nafakanın üfe oranında attırılması taleplerinin ''Her ne kadar alacaklı vekili ilk ilamda nafaka miktarının üfe oranında artışına karar verildiği belirtilmiş ise de nafaka konusunda karar veren son mahkemenin nafakanın artışına ilişkin hüküm kurmadığı görüldü. ''gerekçesiyle reddedildiğini, Kayseri 4....
Eşimden herhangi bir nafaka talebim yoktur" beyanında bulunmuş, takip eden celseye davacı gelmemiş, dosyanın işlemden kaldırılmasına ve takiben davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. HUMK.nun 92. maddesi uayrınca "kabul iki taraftan birinin diğerinin davada ki talebini kabul etmesidir ve kat'i hükmün sonucunu doğurur. Bu halde davacının celsede hazır bulunmamış olması nedeni ile dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına da karar verilemez, verilmiş olması da sonucu değiştirmez. Davalı nafakanın kaldırılması davasında dava edilmeyen bir konuda nafaka alacağının bulunmadığını da beyan etmiştir. Bu beyanı da "ikrar" mahiyetindedir. O nedenle nafakanın kaldırılması davasından önce doğmuş nafaka borcunun bulunmadığı da ikrar ile sabittir. Davanın yukarıdaki nedenlerle kabulüne karar verilmesi gerekir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ....n yayınladığı ...oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda, davacının kolluk araştırmasına göre ev hanımı olduğu, herhangibir gelirinin bulunmadığı babasına ait evde kira ödemeden yaşadığı üzerine kayıtlı malvarlığının olmadığı; davalının ise emekli olduğu, 1300 TL maaş aldığı, kendi üzerine kayıtlı evde tek yaşadığı tespit edilmiştir. ./.. -2- Davacı, davalının yurt dışından ve ...den emekli olduğu, aylık gelirinin 5.000 TL olduğu, aradan geçen sürede kendisi için takdir edilen nafakanın ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığı ileri sürülerek nafakanın arttırılması talep edilmiştir....