Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; Davacı erkek tarafından açılmış yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller kapsamında;; Tarafların aynı Mahkemenin 2017/527 Esas -2017/483 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, davalı lehine aylık 500- TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davacı tarafından nafakanın kaldırılması talepli mevcut davanın açıldığı, davalı tarafın açılan davanın reddini talep ettiği, dosya kapsamında bulunan ekonomik sosyal durum tespitine göre nafaka taktirinden sonra davacının ekonomik gelirinde önemli bir düzelme olmadığı, davalı çalışıyor olsa da çalışmanın daimi bir iş olmayıp, geçici iş olduğu ve elde ettiği gelirin asgari ücretin altında olup davalıyı yoksulluktan kurtaracak nitelikte olmadığı değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

TMK nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi yada kaldırılması isteklerinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi icap eder. Davacı, yukarıdaki yasa hükmü gereğince davalı ...'in yoksulluğunun son bulduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını,mümkün olmadığı takdirde aylık 100-TL'ye indirilmesi talebine istemektedir.Bu durumda,öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da belirtildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir....

    Cevap dilekçesi: Davalı vasi vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduğunu, açılan davanın reddinin gerektiğini, nafakanın çocuk için takdir edildiğini, nafakanın kaldırılması için gerekli şartların oluşmadığını, müvekkilinin ceza evinde bulunmasından faydalanarak hükmedilen nafakanın geçmişe dönük olarak kaldırılmasının istendiğini bunun kanunlara aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davacının davasının kabulü ile Manisa 1. Aile Mahkemesinin 2011/702 E 2011/653 K. Sayılı ilamı ile müşterek çocuk 30/10/2004 D.lu Elif Şahika ARICI lehine hükmedilen aylık 300,00 TL iştirak nafakasının 18/09/2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere KALDIRILMASINA, karar verilmiştir....

    , aylık düzenli gelirinin olduğunu, davalının bu gelirinin Argıthanı gibi küçük bir ilçede yaşamak için yeterli olduğunu, davalının bakmak ile yükümlü olduğu başka birinin olmadığını, davalının babasından kalan evde ikamet ettiğini bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilerek davalı lehine hükmedilen nafakanın kaldırılmasına, iş bu nafakanın kaldırılması talebinin kabul görmemesi halinde yoksulluk nafakasını düşürülmesine karar verilmesini, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; fiilen üç ay, hukukken 1,5 yıl süren evlilik için 15 yıl nafaka ödenmesinin hakkaniyete uygun olmadığını, davalarının kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini, üfe oranındaki artışın kaldırılmasına ilişkin taleplerinin hiç değerlendirilmediğini belirterek nafakanın kaldırılmasına, aksi kanaat halinde makul seviyeye indirilmesine karar verilmesini istemiştir....

    Mahkemece; davalının sigortalı bir işe girip çalışmaya başladığı, davacının nafaka ödemekte zorluk çektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir....

      Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm asıl dava yönünden nafakanın kaldırılması, birleşen dava açısından nafakanın artırılmasına ilişkin olup, inceleme görevinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren 26.02.2016 tarihli 2016/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki, Yargıtay Kanununda 6644 sayılı kanunla yapılan ve 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın bu Daireye değil, işbölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir....

        YHGK nun 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 E 235 K sayılı kararıyla nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Nafakanın kesinlik sınırının belirlenmesinde hükmedilen nafakanın yıllık nafaka miktarı değerlendirilir. Bu değerlendirme hüküm altına alınan her bir nafaka artırımı için ayrı ayrı yapılır. Somut olayda küçük İbray Gümüş için kaldırılan nafakanın yıllık miktarı 300x12=3600 TL, kaldırılması talep edilen ve reddine hükmedilen davalı için yoksulluk nafakasının yıllık miktarı 400x12=4800 TL olup dolayısıyla bu rakam karar tarihindeki 5.880.000 TL'lik kesinlik sınırının altında olduğu için karar istinaf talebinde bulunan her iki taraf yönünden HMK nun 341/4 maddesi gereği kesin niteliktedir....

        YHGK nun 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 E 235 K sayılı kararıyla nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Nafakanın kesinlik sınırının belirlenmesinde hükmedilen nafakanın yıllık nafaka miktarı değerlendirilir. Bu değerlendirme hüküm altına alınan her bir nafaka artırımı için ayrı ayrı yapılır. Somut olayda küçük İbray Gümüş için kaldırılan nafakanın yıllık miktarı 300x12=3600 TL, kaldırılması talep edilen ve reddine hükmedilen davalı için yoksulluk nafakasının yıllık miktarı 400x12=4800 TL olup dolayısıyla bu rakam karar tarihindeki 5.880.000 TL'lik kesinlik sınırının altında olduğu için karar istinaf talebinde bulunan her iki taraf yönünden HMK nun 341/4 maddesi gereği kesin niteliktedir....

        , düzensiz olarak gündelik işlere gittiğini, aylık 1.200 TL nafaka ödediğini, Evkur'dan aldığı eşyanın parasını ödeyemediğinden evine haciz geldiğini, Tekirdağ İcra Müdürlüğünde takip olduğunu, 1.459,00 TL borcunun bulunduğunu, bu meblağdaki borcunu dahi ödeyemeyen müvekkilinin aylık 1.200,00 TL nafaka ödemesinin hayatın gerçekleriyle bağdaşmadığını, ortak çocuklarının büyüdüğünü, Büşra'nın 18 yaşında olup okumadığını, bu nedenle nafakanın kaldırılması gerektiğini, Beyza'nında 15 yaşında olduğunu, bu çocuk yönünden de nafakanın gözden geçirilmesi gerektiğini, müvekkilinin mevcut nafakayı ödemekte zorlandığını, nafaka şartını ihlal davasından sonra ödemeleri yaptığını, Bakırköy 6....

        UYAP Entegrasyonu