AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/03/2021 NUMARASI : 2020/413 ESAS 2021/221 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Azaltılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafakanın Kaldırılması ve Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm asıl dava yönünden nafakanın kaldırılması veya azaltılması, karşı dava yönünden nafakanın artırılması istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.27.01.2013 (Pzt.)...
Sayılı dosyasında nafaka miktarında artırım davası açılmış ve mevcut nafaka aylık 150,00 TL artırılarak aylık 750,00 tl ye yükseltilmiş olduğunu kararda “hükmedilen nafakanın gelecek yıllarda TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında” artırılmasına karar verildiğini, üfe oranındaki artışlar çak fazla oranda gerçekleşmiş olduğu şu anda ödemiş olduğum nafaka miktarı fahiş boyutlara ulaşmış ve emekli maaşımdan kalan miktar ile kendi geçimini sağlayamaz bir duruma geldiğini hatta ve hatta ihtiyaçlarını da karşılayamaz bir durumda olduğunu, emekli maaşı olarak 4.515,67 TL aldığını, aylık nafaka olarak 2.310,92 TL, birikmiş nafaka olarak aylık 596,35 TL olmak üzere toplam aylık 2.907,27 TL maaşından kesilmekte olup geriye maaşından 1.608,40 TL kaldığını, ayrıca öğrendiğine göre davalı taraf öğrenimini bitirmiş ve şu anda yardım nafakasına muhtaç olmadığını tüm bu nedenlerle aylık nafakanın 800,00 TL'ye indirilerek yargılama giderlerinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava...
Sayılı dosyasında nafaka miktarında artırım davası açılmış ve mevcut nafaka aylık 150,00 TL artırılarak aylık 750,00 tl ye yükseltilmiş olduğunu kararda “hükmedilen nafakanın gelecek yıllarda TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında” artırılmasına karar verildiğini, üfe oranındaki artışlar çak fazla oranda gerçekleşmiş olduğu şu anda ödemiş olduğum nafaka miktarı fahiş boyutlara ulaşmış ve emekli maaşımdan kalan miktar ile kendi geçimini sağlayamaz bir duruma geldiğini hatta ve hatta ihtiyaçlarını da karşılayamaz bir durumda olduğunu, emekli maaşı olarak 4.515,67 TL aldığını, aylık nafaka olarak 2.310,92 TL, birikmiş nafaka olarak aylık 596,35 TL olmak üzere toplam aylık 2.907,27 TL maaşından kesilmekte olup geriye maaşından 1.608,40 TL kaldığını, ayrıca öğrendiğine göre davalı taraf öğrenimini bitirmiş ve şu anda yardım nafakasına muhtaç olmadığını tüm bu nedenlerle aylık nafakanın 800,00 TL'ye indirilerek yargılama giderlerinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava...
TMK'nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.'' TMK.nun 176/4.maddesine göre de; tarafların, mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre; iradın arttırılması veya azaltılması için, ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda, yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Aile Mahkemesinin 2020/651 esas 2021/350 karar sayılı ilamı ile boşandıkları davalı kadın lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 17.05.2021 tarihinde kesinleştiği, davacı erkeğin boşanma davası sırasında kamu çalışanı olup aylık 4037 TL maaş aldığı, eldeki dava açıldığında ise maaşının 3000 TL olduğu, kadına oğlundan ötürü 750 TL şehitlik maaşı bağlandığı, kadının aylık toplam gelirinin nafaka ile birlikte aylık 1250 TL olduğu, bu rakamın asgari ücretin çok altında olduğu ve kadının yoksulluk durumunun devam ettiğinin kabul edilmesinin gerektiği, erkeğin gelirinde düşme mevcut ise de, aylık kazancına göre 500 TL yoksulluk nafakasının makul olduğu, nafakanın kaldırılması ya da azaltılması koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair karar doğru olmuştur. Davacının istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2020/651 esas 2021/350 karar sayılı ilamı ile boşandıkları davalı kadın lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 17.05.2021 tarihinde kesinleştiği, davacı erkeğin boşanma davası sırasında kamu çalışanı olup aylık 4037 TL maaş aldığı, eldeki dava açıldığında ise maaşının 3000 TL olduğu, kadına oğlundan ötürü 750 TL şehitlik maaşı bağlandığı, kadının aylık toplam gelirinin nafaka ile birlikte aylık 1250 TL olduğu, bu rakamın asgari ücretin çok altında olduğu ve kadının yoksulluk durumunun devam ettiğinin kabul edilmesinin gerektiği, erkeğin gelirinde düşme mevcut ise de, aylık kazancına göre 500 TL yoksulluk nafakasının makul olduğu, nafakanın kaldırılması ya da azaltılması koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair karar doğru olmuştur. Davacının istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Türk Medeni Kanununun 176/... hükmü gereğince; tarafların mali durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irat şeklinde hükmedilen nafakanın azaltılmasına karar verilebilir. Aynı yasanın 331. maddesi uyarınca durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Bu bağlamda; iradın azaltılması için ya tarafların mali durumunun değişmesi ya da hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekir. Nafaka iradı tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebilir. Sözleşenler eğer gelişmeleri baştan kestirebilselerdi, sözleşmeyi bambaşka koşullarla kurmuş olacakları söylenebiliyorsa ve beklenmeyen gelişme yüzünden sözleşmeye baştan kararlaştırılmış koşullarla olduğu gibi katlanmak taraflardan biri için özveri sınırının aşılması anlamına geliyorsa, nihayet, yasal ve sözleşmesel risk dağılımı çerçevesinde taraflardan sözleşmeye baştan kararlaştırılmış koşullarla bağlı kalmaları beklenemiyorsa, sözleşmeye hakimin müdahalesi gündeme gelir....
Borçlunun, nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açmış olması halinde, ileri sürdüğü sebepler göz önünde bulundurularak, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna bırakılabilir." hükmü ile düzenlenmiştir. Somut olayda; borçlu kabahatli aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle çıkarılan icra emrine birikmiş nafaka alacağının faizi ile birlikte hesaplanan miktarı ile tahsilinin talep edildiği dikkate alındığında, takibin adi alacak hükmünde olduğu ve bu paranın ödenmemesinin nafaka hükümlerine aykırı davranmak suçunu oluşturmayacağının kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 13/05/2014 tarihli ve ... değişik iş sayılı kararının CMK'nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, kabahatli hakkında nafaka borcunu ödememek eyleminden dolayı hükmolunan tazyik hapsinin kaldırılmasına, 18/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....