Davacı nafakanın kendiliğinden sona erdiğini bildiği halde zarara sokmak için bu davayı kötü niyetli açmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Davanın yoksulluk nafakasının kaldırılması veya azaltılması talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi " nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." 6100 sayılı HMK'nın 341/2 maddesine göre karar tarihi itibariyle miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi itibariyle 17.830 TL' dir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, davacı tarafça istinaf talebinde bulunulmuştur. Dosya kapsamından, karar verilmesine yer olmadığı kararının temeli aylık 500 TL yoksulluk nafakasıdar....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, nafakanın azaltılması istemine ilişkindir. Tarafların Ankara 9.Aile Mahkemesinin 2016/748 Esas 2016/1986 Karar sayılı ilamıyla boşandıkları, 2008 doğumlu Betül Neva'nın velayetinin anneye verildiği, müşterek çocuk için 2017 yılı temmuz ayına kadar 1.000,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın 2017 yılı eylül ayından sonra aylık 1.500,00 TL 'ye çıkartılmasına, nafakanın her yıl temmuz ve ağustos aylarına özel olarak aylık 750,00 TL olarak ödenmesine, aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası ve temmuz ağustos aylarına ilişkin nafaka ödemelerinin 2018 yılının eylül ayından başlamak üzere her yıl tefe-tüfe ortalaması oranında arttırılmasına karar verildiği, hükmün 19.12.2016 tarihinde kesinleştiği, nafaka miktarı ile hükmedilen nafakanın 2018 yılının eylül ayından itibaren üfe oranında arttırılması dikkate alınarak davacı tarafından gerekli harcın yatırıldığı anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, nafakanın azaltılması istemine ilişkindir. Tarafların Ankara 9.Aile Mahkemesinin 2016/748 Esas 2016/1986 Karar sayılı ilamıyla boşandıkları, 2008 doğumlu Betül Neva'nın velayetinin anneye verildiği, müşterek çocuk için 2017 yılı temmuz ayına kadar 1.000,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın 2017 yılı eylül ayından sonra aylık 1.500,00 TL 'ye çıkartılmasına, nafakanın her yıl temmuz ve ağustos aylarına özel olarak aylık 750,00 TL olarak ödenmesine, aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası ve temmuz ağustos aylarına ilişkin nafaka ödemelerinin 2018 yılının eylül ayından başlamak üzere her yıl tefe-tüfe ortalaması oranında arttırılmasına karar verildiği, hükmün 19.12.2016 tarihinde kesinleştiği, nafaka miktarı ile hükmedilen nafakanın 2018 yılının eylül ayından itibaren üfe oranında arttırılması dikkate alınarak davacı tarafından gerekli harcın yatırıldığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece; "Tüm dosya kapsamı toplanan bilgi, belge ve delilerin değerlendirilmesinde; Asıl dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının kaldırılması-azaltılması istemine, karşı dava ise, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemine ilişkindir, a) ASIL DAVA YÖNÜNDEN; TMK’nın 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verilebilir, TMK.'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler, yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre; iradın azaltılması veya kaldırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Mahkemece, sözleşme yapıldığı zamandaki şartların davacı yönünden olağanüstü şekilde ağırlaşması veya hakkaniyetin yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmesi hallerinin gerçekleşmesinin sözkonusu olmadığı kanaatine varıldığından bu sebeple nafakanın dava tarihinden geçerli olarak tamamen kaldırılması veya azaltılması talebi yerinde görülmediği, ilgili sağlık kurulu raporu ve davalının hamileliğinin başlangıç tarihi dikkate alındığında yoksulluk nafakasının 03/03/2012 tarihi itibariyle kaldırılması şartlarının oluştuğu sonuç ve kanaatine varıldığından TMK 176/3. maddesi gereğince yoksulluk nafakasının 03/03/2012 tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
O halde mahkemece; tarafların ekonomik ve sosyal durumu ayrıntılı olarak araştırıldıktan sonra, tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken; nafaka miktarını protokolle üstlenildiği ve nafakanın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte ekonomik durumunda değişikliğin olduğunu da kanıtlanamdığı gerekçesiyle; eksik araştırma ve inceleme sonucu, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. O halde mahkemece, yapılacak iş; tarafların ekonomik durumlarının teferruatlı olarak araştırıldıktan sonra, sonucu dairesinde karar vermek olmalıdır....
.- 2014/767 K. sayılı ilamı ile açılan nafakanın kaldırılması davası sonunda nafakanın 250 TL ye indirildiğini, kendisinin düzenli bir işi ve sabit gelirinin olmadığını, davalının babasından emekli maaşı aldığını, miras yoluyla malı olduğunu, takdir edilen nafakanın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekilinin 12/07/2021 tarihli dilekçesinde özetle; davacının daha önceden bu şekilde dava açtığını, şartların değişmediğini, davacının çalışmasına engel herhangi bir sağlık durumu olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; nafakanın kaldırılmasını gerektirir neden olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
intikal eden Urla ilçesinde taşınmazlarının bulunduğu, böylece nafakanın ulaştığı miktar itibariyle öngörülemeyen, katlanılamaz nitelikte olmadığı dolayısı ile uyarlama koşullarının oluşmadığı, başlangıçtaki dengenin gözetilmesi gerektiği, ileriki zamanlarda gerçekleşen duruma göre uyarlama yapılabileceği de tabii bulunmasına göre davacının nafakanın kaldırılması/indirilmesi davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
intikal eden Urla ilçesinde taşınmazlarının bulunduğu, böylece nafakanın ulaştığı miktar itibariyle öngörülemeyen, katlanılamaz nitelikte olmadığı dolayısı ile uyarlama koşullarının oluşmadığı, başlangıçtaki dengenin gözetilmesi gerektiği, ileriki zamanlarda gerçekleşen duruma göre uyarlama yapılabileceği de tabii bulunmasına göre davacının nafakanın kaldırılması/indirilmesi davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
TMK’nun "Tazminat ve nafakanın ödenme biçimi" başlıklı 176.maddesinin 4.fıkrasında tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebileceği açıklanmıştır. Bu düzenlemeye göre, iradın arttırılması veya azaltılması için, ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....