Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Aile Mahkemesinin 2017/530 Esas, 2017/567 Karar sayılı ilamı ile nafaka artırım davası açtığını, mahkemece nafakanın aylık 120 Euroya çıkartıldığını, müvekkilinin boşandığı tarihlerde ekonomik olarak iyi durumdayken son dönemlerde ülkede yaşanan ekonomik sıkıntıların da etkisiyle işten çıkartıldığını, halen anne ve babasının yanında kaldığını, oysa davalının çocuk ile birlikte Almanya'da yaşadığını, Alman vatandaşı olduğunu, çocuk parası aldığını, çocuğun tüm ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılandığını, Türkiye'de Euronun olağanüstü arttığını, 120 Euronun 1.172,40 TL'ye karşılık geldiğini, bu bedelin müvekkili tarafından ödenmesinin mümkün olmadığını belirterek, nafakanın indirilmesini, TL cinsinden hakkaniyete uygun 400,00 TL olarak belirlenmesini, her yıl enflasyon oranında artırılmasını talep ve dava etmiştir....
Mahkemece; "davalının ölüm aylığı almasının nafakanın kaldırılması için yasal bir gerekçe olarak kabul edilmeyeceği, davacının dava dilekçesindeki adresinin " Alaçatı Mah. 16175 Sok. No: 2/1 Çeşme /İzmir " olduğu, her ne kadar davacı tanıkları tarafından davacının bu adreste ikamet etmediği beyan edilmişse de; bu beyanlarının davalı tanık anlatımlarıyla birlikte değerlendirildiğinde davanın ispatına yeterli olmadığı; kaldı ki İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi'nin 16/04/2019 kesin tarihli 2018/2064 Esas 2019/395 Karar sayılı ilamıyla kaldırılarak nafakanın artış oranı baki kalmak kaydıyla aylık 2.400- TL olarak belirlenen nafakanın kaldırılması/ azaltılması davasından yaklaşık 2,5 ay gibi geçen kısa sürede dava açılmasının TMK 2....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Bu doğrultuda nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda, taraflar 10.01.2011 tarihinde boşanmış ve boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Davacının ev hanımı olduğu, çalışmadığı, babasına ait evde yaşadığı; davalının ise emekli olduğu ve aylık 1.637 TL maaş aldığı tespit edilmiştir. Davalının ekonomik ve sosyal durumunda boşanma davasından sonra olağanüstü bir artış olduğu görülmemiştir....
Reddedilen nafaka miktarının bir yıllık toplam tutarının 500x12=6.000,00 TL olduğu, kararın reddedilen kısım itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun miktar itibariyle reddine karar verilmiştir. Davalının istinaf başvurusu yönünden yapılan inceleme sonucunda; Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun ihtiyaçları, nafaka yükümlüsünün gelir durumu nazara alındığında ilk derece mahkemesince nafaka miktarının azaltılmasının ve azaltılan nafaka miktarının yerinde olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Ancak, TMK.nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.'' TMK.nun 176/4.maddesine göre de tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; dosya kapsamına göre davacının gündelik işlere gittiği, 550 TL kira ödediği, davalının ise tır şoförü olduğu, aylık 1.000 TL gelir elde ettiği, tekrar evlendiği, iki çocuğunun daha olduğu anlaşılmıştır....
TMK'nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.'' TMK'nun 176/4. maddesine göre ise; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Ancak; TMK'nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir." TMK.nun 176/4.maddesine göre de, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....