WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı nafakanın kendiliğinden sona erdiğini bildiği halde zarara sokmak için bu davayı kötü niyetli açmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Davanın yoksulluk nafakasının kaldırılması veya azaltılması talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi " nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." 6100 sayılı HMK'nın 341/2 maddesine göre karar tarihi itibariyle miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi itibariyle 17.830 TL' dir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, davacı tarafça istinaf talebinde bulunulmuştur. Dosya kapsamından, karar verilmesine yer olmadığı kararının temeli aylık 500 TL yoksulluk nafakasıdar....

TMK. 176/4 maddesi uyarınca, “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.” Açıklanan yasal düzenlemeye göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir. Buna göre, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile şartları oluştuğu takdirde artırılabilir veya azaltılabilir. Aksi düşünce “güven” ilkesine aykırı düşer. Zira, davalının (nafaka alacaklısının) sözleşme (protokol) ile elde ettiği “statü”ye beslediği güven, davacının (nafaka yükümlüsünün) sosyal ve ekonomik durumunun bu özel statüyü koruyacak seviyeden daha aşağı düşmediği (kötüleşmediği) veya hakkaniyet bunu gerektirmediği sürece sarsılıp boşa çıkarılamaz....

    (TMK m.176/4) Bu yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. ./.....

      Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası veya iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılması talebinin reddine karar verilmeli böylece nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda, davacının önceleri iştigal ettiği kendisinin işyerine ve işine benzeyen bir işyerinde 923 TL ücretle çalıştığı, araçları üzerindeki hacizlerin birçoğunun vergi borçları ile ilgili olduğu, boşanma kararı öncesinde de davacının araçları üzerinde birçok haczin bulunduğu, davalının ev hanımı olduğu, annesinin yanında kaldığı, müşterek çocuklardan ikisinin ilkokulda okuduğu, diğer çocuğun henüz okula başlamadığı anlaşılmaktadır....

        etki eden olgulardan kabul edilmediği, nafakanın azaltılması hususunda vicdani kanaat oluşmadığı, davacı tarafın her zaman nafakanın azaltılması için dava açabileceği, nafaka miktarının şimdilik indirilmesinin hakkaniyete aykırı olacağına dair tam bir vicdani kanaate varıldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir....

          Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

            Anılan yasal düzenlemeye göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu sağlaması gerekmektedir. Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir. Ancak, sözleşme ile kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması mahiyetini arzeder. Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen ya da karşı tarafın mali durumunun iyi olduğunu ve geçinmek için nafakaya ihtiyacı olmadığını bilen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz....

              İcra Ceza Mahkemesinin 09/03/2017 tarihli kararının kanun yararına bozulması halinde, hukuken yok hükmünde kalacağı düşünülerek yapılan incelemede; Dosya kapsamına göre, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19/04/2005 tarihli ve 2005/17-7 esas, 2005/37 sayılı kararında belirtildiği üzere, 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesinde düzenlenen ve şikayete tabi bulunan nafaka hükmüne uymamak suçunun oluşabilmesi için, nafaka ödenmesinin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayanması, aylık nafakanın tahsili için icra takibine başlanılmış ve icra emrinin borçlu-sanığa tebliğ edilmiş olması, borçlunun ilamda yazılı ödeme koşullarına uymaması, aylık nafakaya hükmedilmesi halinde icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması, borçlu-sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış bir davanın bulunmaması, dava açılmış ise sonuçlanmış olması ve şikayet hakkının suçun işlendiğinin öğrenilmesinden...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Nafakanın Artırılması, Kaldırılması ya da Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından ziynet davasının reddi, nafakalar ile tazminatların miktarları yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise kadının nafaka artırım davasının kabulü, nafakanın kaldırılması veya azaltılması davasının reddi, kadının boşanma davasının kabulü, kendi boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, feri taleplerin reddi, velayet ile kadın yararına hükmolunan fer'iler yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının ise aşağıdaki bent kapsamı...

                  GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların Afyonkarahisar 1.Aile Mahkemesinin 2016/298 Esas sayılı dosyası ile boşandıklarını, velayeti anneye verilen müşterek çocuk için aylık 2.500,00 TL iştirak nafakasına ve bu nafakanın her yıl %10 oranında artırılmasına karar verildiğini, temmuz ayı itibari ile nafakanın 3.660,00 TL'ye çıktığını, müvekkilinin asgari ücretle çalıştığını, bu nedenle güncel nafakayı ödemekte zorlandığını belirterek nafakanın kaldırılmasını veya aylık 500,00 TL'ye indirilmesini, dava tarihinden karar tarihine kadar ödenmiş ve ödenecek olan fazla nafaka miktarının iadesi ile nafaka artış oranının tamamen kaldırılması veya asgari geçim düzeyi dikkate alınarak indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu