asıl davanın kabulüne yönelik istinaf talebinin esastan reddine, kadın için hükmedilen aylık 100,00TL yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine ilişkin olarak yoksulluk nafakasının miktar itibarıyla kesinlik sınırı altında kalması nedeniyle, karşı davanın reddine yönelik istinaf talebinin ise HMK 352 maddesi gereğince reddine dair aşağıdaki hüküm tesise dilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/12/2014 NUMARASI : 2013/156-2014/307 Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması-artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; 2009 yılında 225 TL olarak artırılan yoksulluk nafakasını düzenli olarak ödediğini, boşanma ile davacı-karşı davalıya ait evin davalı-karşı davacıya tahsis edildiğini, davalı-karşı davacının emekli maaşı almaya başladığını belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Asıl dava ile davalı Mehmet aleyhine açılan yardım nafakasının kaldırılması davası İlk Derece Mahkemesince işbu davadan tefrik edilmiş olup, asıl davaya davacı-davalı Şenol tarafından açılan yoksulluk nafakasının kaldırılması davası olarak, birleşen davaya ise davalı-davacı Ayşe tarafından açılan yoksulluk nafakasının artırılması davası olarak devam edilmiştir. Tüm dosya kapsamından tarafların Konya 4. Aile Mahkemesinin 2016/1006 Esas- 2017/420 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, davalı lehine 500 TL yoksulluk nafakası belirlendiği anlaşılmaktadır. TMK.nun 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki asıl dava yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması, karşı dava yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; tarafına bağlanan aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL'ye, müşterek çocuğa bağlanan aylık 250,00 TL iştirak nafakasının da artırılarak aylık 750,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Buna göre; nafaka anlaşmalı boşanma sonucu belirlense dahi; nafaka borçlusunun gelir ve mal varlığında, sonraki zamanlarda elinde olmayan çeşitli sebeplerle gerçek ve önemli ölçüde azalma olup, nafakanın ödenmesinin çekilmez bir hal aldığı durumlarda nafaka hakkaniyete uygun bir miktar indirilebilir....
Öncelikle belirtilmelidir ki, yoksulluk nafakası, boşanma ile yoksulluğa düşecek olan eş için verilen bir nafaka türü olup, söz konusu bu nafaka boşanma davası kesinleştikten sonra işlemeye başlar. Yoksulluk nafakası boşanmanın eşlerle ilgili mali sonuçlarından biri olup, 4721 sayılı TMK’nın 175. maddesinde: “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” Şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un “Tazminat ve nafakanın ödenmesi” başlıklı 176. maddesi ise; “Maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Manevi tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez....
Hukuk Dairesi'nin 13/11/2019 tarih, 2019/6968 Esas, 2019/11395 Karar sayılı ilamı ile bozma kararı verildiği, Adana Bölge Adliye Mahkemesi'nin 14/11/2020 tarih, 2019/2393 Esas, 2020/79 Karar sayılı ilamı ile davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gelir seviyeleri ve yaşantıları, kusur durumu dikkate alınarak takdiren aylık 350,00TL yoksulluk nafakasının boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren davalı erkekten alınarak davacı erkeğe ödenmesine, bu yöndeki fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği, davacı tarafça fazla ödenen nafaka miktarının iadesi için dava açıldığı, davalı tarafça davanın reddinin istendiği, ilk derece mahkemesi tarafından davanın yoksulluk nafakasının kaldırılması davası (gerekçe kısmında terk nedenine dayalı boşanma) olarak nitelendirilip davalının 18/07/2020 tarihinde ölümüyle konusuz kaldığından dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verildiği anlaşılmış ise...
aldığını, çeşitli bankalarda birikmiş mevduatının bulunduğunu, yoksulluk nafakasının iptaline, boşanma tarihinden itibaren geriye dönük olarak davalının kendisinden aldığı nafakanın ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. ./.. -2- Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın takdir edildiği boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; mahkemece, davalının nafakanın enflasyon endeksi oranında artırılmasını kabul ettiğine ilişkin beyanı da değerlendirilmek sureti ile, yoksulluk nafakasının Yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda ...in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın takdir edildiği boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....