TMK nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir.Ancak, kaldırma talebi, azaltma talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Tarafların sosyo-ekonomik durumlarının araştırmasından; davacının diş hekimi olup aylık 2.500 TL gelirinin olduğu, aylık 750 TL yardım nafakası ödediği, annesiyle birlikte kira vermeden oturduğu; davalının ise vefat eden anne ve babasından dolayı toplamda 1250 TL yetim maaşı aldığı, miras olarak kendisine kalan hisseli evde kira vermeden oturduğu, ayrıca 1/3 miras hisseli ...'...
Dava konusu diğer uyuşmazlık, davacı kadın lehine hükmolunan yoksulluk nafakasının arttırılması talebine ilişkindir. .... Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası .... yayınladığı .... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların 01/11/2005 tarihinde keşinleşen karar ile boşandıkları, çocuğun 30/04/2003 doğumlu olduğu, kadının ev hanımı olduğu, annesi ile yaşadığı, erkeğin satış sorumlusu olarak çalıştığı, kira ödediği anlaşılmaktadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, Ortaca Aile Mahkemesi'nin boşanma kararının Yargıtay tarafından bozulduğu, nafaka yönünden devam eden davada 400,00.TL tedbir nafakasının kesinleşmeden itibaren 250,00.TL yoksulluk nafakası olarak devamına karar verildiği, ancak Ortaca l.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin nafakanın arttırılmasına ilişkin kararının iş bu dava açıldığında halen kesinleşmediğini, tedbir nafakasının icra kanalıyla müvekkilinin emekli maaşından kesildiğini , davacının yıllardan beri 250,00 TL olan yoksulluk nafakası yerine 400,00 TL tedbir nafakası ödediğini, tarafların sadece 20 gün evli kaldıklarını, müvekkilinin tek başına emekli aylığının ihtiyaçlarına yetmediğini, Fethiye' de bir bakım evinde yatmayı düşündüğünü ancak aldığı maaşın bu ücreti karşılamadığını, eksik inceleme yapıldığını delillerin ve tanıkların toplanmadığını kararın kaldırılarak davanın reddini istemiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, boşanma sırasında hükmedilen 30,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 300,00 TL’ye ve 30,00 TL iştirak nafakasının aylık 200,00 TL’ye arttırılmasına karar verilmesi istenilmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmü davalı tarafından temyizi üzerine dairemizin 28.11.2011 tarih ve 2011/20462-19009 sayılı ilamı ile boşanma davası sırasında yoksulluk nafakasına hükmedilmediği, hükmedilen nafakanın tedbir nafakası olduğu davadaki istemin artırım davası olmayıp boşanma davası sonrasında boşanmaya dayalı yoksulluk nafakası istemi niteliğinde olduğu gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece, bozma ilamına uyulmuş yapılan yargılama sonucunda davacı lehine 200,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş, hüküm, süresinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.Kural olarak, TMK'nun 175. maddesinde, "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf...
Dava, yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkindir. TMK.nun 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Bu doğrultuda, yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacının ev hanımı olup, gelirinin olmadığı; davalının ise, emekli olup, aylık 1.126 TL gelirinin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece; davalının geliri ile orantısız şekilde yüksek oranda yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir. O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alınmak suretiyle, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktarda nafakaya hükmetmek olmalıdır....
Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır....
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (...07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda;taraflar ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/479 Esas ve 2012788/92 K. sayılı kararı ile anlaşmalı boşandıkları,boşanma neticesinde davalı lehine aylık 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği,kararın 06.03.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Dosya kapsamından, artırılan iştirak nafakası miktarının, bir yıllık toplam tutarının 800x12= 9.600 TL olduğu, artırılan yoksulluk nafakası miktarının bir yıllık tutarının 200x12= 2.400 TL, kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakasının bir yıllık tutarının ise 300x12=3600 TL olduğu, dolayısıyla kararın davalı yönünden artırılan nafaka miktarları ile reddedilen yoksulluk ile fazladan ödenen yoksulluk nafakasının iadesi yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin nitelikte olduğu, davalı tarafın kesin nitelikteki bir kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, davalı tarafın istinaf başvurunu taleplerinin miktar itibariyle ayrı ayrı reddine, İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur....
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki olumsuz değişiklikler ve.... artış oranları dikkate alındığında davacı yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının fazla olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece; nafakanın niteliği ve anılan nedenlerle .... 4.maddesi gereğince "hakkaniyete" uygun nafaka miktarına karar verilmesi gerekirken; somut nedenleri ve gerekçeleri açıklanmadan fazla miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. .... Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....