nafakanın her yıl ÜFE oranında artışına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Yine aynı kanunun "Durumun Değişmesi" başlıklı 331. maddesinde; "Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır" düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde taraflarca her zaman nafaka artırımı davası açılabilir. (HGK. 15.07.2009 gün ve 3-352 E./348 K.) Ancak somut olayda, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, çocuğun yaşına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, mahkemece takdir edilen 400 TL iştirak nafakası yüksektir. O halde, davacı annenin de çoçuğun giderlerine katkısı dikkate alınarak, davalı babayı ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde, TMK.nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde fahiş miktar üzerinden hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece, talep tedbir nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, iştirak nafakasının artırımına ilişkin dava mahiyetindedir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; davanın iştirak nafakası artırımı davası olarak nitelendirilmesi gerekirken, tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir. Ancak, bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nun 438/VII. maddesi gereğince hükmün 1.bendinde yer alan; “tedbir" ifadelerinin çıkartılarak, yerine "iştirak" ifadesinin yazılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda, tarafların 2000 yılında boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 20 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, eldeki davanın 19.03.2014 tarihinde açıldığı, davacının hurda toplayarak geçimini sağladığı, davalının çalışmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bu konu bozmayı gerektirmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1321 KARAR NO : 2021/1206 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : EREĞLİ(KONYA) AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 17/03/2021 NUMARASI : 2020/593 ESAS 2021/297 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. ./.. -2- Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası.oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; . sayılı ve 03.04.2013 tarihli ilamı ile davacı için bağlanan 100,00 TL yoksulluk nafakasının 50,00 TL daha artırılarak 150,00 TL'ye, müşterek çocuk için bağlanan iştirak nafakasının da 100,00 TL daha artırılarak 150,00 TL'ye çıkarılmasına kesin olarak karar verilmiş, eldeki artırım davası 14.08.2015 tarihinde açılmıştır....
Bu doğrultuda yerleşen Yargıtay uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacı kadının boşanma davası sırasında ve halihazırda işsiz olduğu, davalı erkeğin ise boşanma davası açıldığında işçi olarak çalışmakta iken eldeki dava açıldığında işsizlik maaşı ile geçimini sağladığı kısa süre sonra da emekli olduğu, bu itibarla davalı erkeğin ekonomik ve sosyal durumunda olağanüstü bir değişiklik olduğunun kabulüne imkan bulunmadığı, aynı şekilde kadının ihtiyaçlarının da olağanüstü bir biçimde yükseldiğine, nafakaya hükmedildikten sonra farklı ve beklenmeyen olağanüstü ihtiyaçlarının ortaya çıktığına dair bir ispat bulunmadığı sabittir....
Aile Mahkemesi'nin 16/10/2020 tarihinde kesinleşen 2020/450 Esas, 2020/475 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, velayeti annesine verilen müşterek çocuk için aylık 1.000 TL iştirak nafakasına ve nafakanın her yıl tüfe-üfe artış oranında artırılmasına karar verildiğini, davalının nafaka artırımını gerçekleştirmediğini, nafakanın yetersiz hale geldiğini belirterek nafakanın 2.500 TL'ye yükseltilmesi ile üfe-tüfe oranında artırılmasını istemişken 29/12/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile nafakanın 3.500 TL'ye yükseltilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından velayetin değiştirilmesi istemli dava açıldığını, bu davanın derdest olduğunu, ortak çocuğun 6 yaşında olup devlet okulunda ana sınıfına gittiğini, talep edilen nafakanın fahiş olduğunu, nafaka artırım koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası...in yayınladığı ...oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından, yoksulluk nafakasının aylık 100.00 TL den 150.00 TL ye çıkartılmasına ilişkin mahkeme kararının 26/02/2008 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 06/01/2015 tarihinde açıldığı, davacının baba evinde annesi ile kaldığı, 235.00 TL yetim aylığı aldığı; davalının ise, yurt dışında gemi yapımı işinde çalıştığı, eşinin evinde kaldığı, yeniden evlendiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında nafaka artırım davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....