Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada dava tarihi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 5 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. ./.. -2- Dosya kapsamından; tarafların 31.10.2002 tarihinde boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine 200 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık dört yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olup geliri bulunmadığı, adına kayıtlı bir taşınmazı olduğu, ailesiyle birlikte kaldığı, davalının ise emekli olup, aylık 844.71 TL gelirinin olduğu, ayrıca ... Şti'nin işletmecisi olduğu, aylık 5000 TL civarı gelirinin bulunduğu, adına kayıtlı bir çok taşınmazının bulunduğu anlaşılmaktadır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından; tarafların 12.02.2004 tarihinde boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine 90 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği,bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık on iki yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olup geliri bulunmadığı, davalının ise emekli öğretmen olup,aylık 1.560.84 TL gelirinin olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı ; ... 5. Aile Mahkemesi'nin 2010/307 Esas ve 2010/918 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk ... lehine 400 TL nafaka bağlandığını,müşterek çocuğun artan ihtiyaçları nedeni ile nafakanın yetersiz kaldığını,iştirak nafakasının aylık 750 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı; davanın reddini istemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından;tarafların 20.10.2010 tarihinde boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine 500 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği,bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık dört yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olup ,vefat eden babasından 300 TL aylık aldığı ,davalının ise esnaf olup,aylık 2500 TL civarı gelirinin olduğu , aylık 425 TL kira ödediği anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....
Yargıtay HGK'nın 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas-235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Nafakanın kesinlik sınırının belirlenmesinde, eş ve çocuklar için hükmedilen nafakaların ayrı ayrı kabul veya reddedilen yıllık nafaka miktarı değerlendirilir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 25.04.2012 tarih ve 2012/7371 Esas 2012/10992 Karar ve 12.01.2015 tarih 2014/13494 Esas 2015/291 Karar sayılı kararları). Mahkemece, kaldırılmasının reddine karar verilen yoksulluk nafakasının yıllık tutarı (250,00 x 12=3.000 TL ) miktar itibariyle, karar tarihindeki kesinlik sınırının altındadır ve karar reddedilen miktar yönünden HMK'nın 341. maddesi hükmü gereği kesin niteliktedir. Kesin olan kararların, istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir (6100 sayılı HMK m.352)....
Davalı cevap dilekçesinde; asgari ücret civarında bir gelir elde ettiğinin açık olduğunu, ancak davacının durumunun kendisinden daha iyi olduğunu, ayrıca enflasyon da dikkate alındığında hem boşanma sürecinde hem nafaka artırımı sürecinde hem de eldeki davanın açıldığı dava sürecinde bu kişinin gelirinin bugün ile paralellik içerdiğini, tarafına nafaka takdir edildiği halde icra müdürlüğüne de bildirdiği nafaka alacağından feragat ettiğini, açılan davayı kabul ettiğini, ilk celsede kabul ettiğinden dolayı yargılama harç ve giderlerinden sorumlu tutulmamasını istemiştir....
YHGK nun 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 E 235 K sayılı kararıyla nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Nafakanın kesinlik sınırının belirlenmesinde hükmedilen nafakanın her bir birey için yıllık nafaka fark miktarı ayrı ayrı değerlendirilir. Davalıya ödenen aylık 300,00.TL yoksulluk, müşterek çocuk 26/11/2009 Zerda ödenen aylık 200,00.TL iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddi yönü ile yıllık yoksulluk nafakası fark miktarı 300,00.TLx12= 3.600,00.TL ve yıllık iştirak nafakası fark miktarı 200,00.TLx12= 2.400,00.TL dir. Dolayısıyla bu rakamlar, her bir birey yönünden karar tarihindeki 5.390,00.TL olan kesinlik sınırının altındadır ve karar istinaf talebinde bulunan davalı erkek yönünden HMK nun 341/4 maddesi gereği kesin niteliktedir....
Ancak, nafaka alacaklısının istemi halinde, takdir olunan nafakanın gelecek yıllarda TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artışa karar verilmesi gerekirken, mahkemece, "Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) " adı altında faaliyet gösteren kurumun 18 Kasım 2005 tarihi itibariyle "Türkiye İstataistik Kurumu (TÜİK) " olarak değiştirilmiş olduğu ve yine nafaka artışının ÜFE oranı esas alınarak belirlenmesi gerektiği hususu göz önüne alınmaksızın, takdir edilen nafaka miktarının her yıl DİE tarafından açıklanan yıllık TEFE oranında artırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki; bu yanılgının düzeltilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan "...Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan yıllık TEFE (Toptan Eşya Fiyat Endeksi) oranında artırılmasına..." ifadesinin hükümden çıkarılarak yerine “......
Şikayetçinin alacaklı aleyhine ... .Aile Mahkemesi'nin 2007/586 E. sayılı dosyası ile açtığı velayetin ve nafakanın kaldırılması davasında, alacaklı vekili 12.07.2007 hakim havale tarihli cevap dilekçesinde “2007 yılı Nisan ayından itibaren küçük çocuk ... davacı babanın yanına gittiğini ve tekrar annesinin evine dönmediğini” beyan etmiştir. Duruşmada dinlenilen davacı tanık beyanları ve alacaklı vekilinin anılan cevap dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde 2007 yılı Nisan ayından itibaren küçük ... şikayetçi baba yanında kaldığı anlaşılmaktadır .Tüm bu açıklamalar nedeniyle takipte talep edilen 2007 yılı Nisan ayı ve devamı nafakaların talep edilemeyeceğinin kabulü gerekir. Mahkemece takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle ret kararı verilmesi isabetsizdir....