Aile Mahkemesinin 2017/662 Esas 2018/418 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma ilamı ile müşterek çocuklardan Tuana Sude için aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, müvekkilinin 46 yaşında olduğunu, ev hanımı olduğunu, hükmedilen nafakanın müvekkilinin geçimini sağlamada yetersiz kaldığını, müşterek çocuğun eğitiminin devam ettiğini, eğitim ihtiyaçlarının arttığını, ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı nafaka miktarlarının artırılması gerektiğini, müvekkili lehine hükmedilen nafakanın artırılarak aylık 6.000,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk lehine hükmedilen nafakanın artırılarak aylık 3.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen herhangi bir cevap dilekçesi vermediği anlaşıldı....
Dava; nafaka (nafakanın artırımı) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TMK'nın 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. TMK'nın 330. maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir şeklindedir. TMK'nın 331. maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hâkim, nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir. TMK'nın 328/1. maddesinde "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder."...
Dava; yardım nafakasının artırılması talebine ilişkindir.Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafakanın artırılmasına karar verilebilir. TMK.'nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir"düzenlemesi yeralmaktadır. Artırılması istenen nafaka 27.06.2011 tarihindeki koşullara göre verilmiş olup, eldeki artırım davasının açıldığı 18.07.2012 tarihine kadar geçen 1yılı aşkın sürede tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve nafaka alacaklısının ihtiyaçları değişmiştir....
30.11.2011-30.03.2012 tarihleri arasındaki 4 aylık nafakanın ilama uygun olmaması nedeniyle bu tarihler arasındaki nafaka miktarının icra emrinden çıkarılmasına karar verildiği, 30.04.2012 ve 30.05.2012 tarihlerine ilişkin toplam 2000,00TL nafakanın ise takipten önce ödendiği gerekçesiyle icrasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararının Yargıtay 8.Hukuk Dairesi'nce onanması üzerine alacaklının İİK'nın 361.maddesi gereğince kendisine ödenen parayı icra dosyasına geri ödediği, dayanak ilamın temyizi üzerine Yargıtay 2.Hukuk Dairesince '' özellikle 28.11.1958 tarih ve 15/15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; nafakanın arttırılması, kaldırılması veya nafakaya hükmedilmesine dair istemlerin kabulüne dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verileceğinin anlaşılmasına göre''açıklaması eklenerek onandığı, bu onama kararı üzerine alacaklı vekilinin talebi ile alacaklıdan İİK 361.maddesi kapsamında dosyaya iadesi istenen paranın borçludan tahsili için 30.01.2014...
Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. omut olayda; davacının ev hanımı olduğu, 523 TL emekli maaşı aldığı, zeytinlikten yılda 1000 TL gelir elde ettiği, aylık 744 TL kredi borcu ödediği, zabıt katibi olan kızıyla aynı evde kira vermeden oturduğu, davalının ise Denizli ili .. ilçesinde 10 parça hisseli taşınmazının olduğu, ..mahallesinde 5 parça arsa niteliğinde taşınmazının olduğu, Konak mahallesinde 2 parça taşınmazının olduğu, aylık 1.023,00-TL emekli aylığı aldığı, Vakıfbank' a taşınmazını kiraya verdiği, kira sözleşmesinde 1/2 hisse ile kiralayan sıfatına sahip olduğu, aylık kira bedelinin 5.500,00-TL olduğu, kira bedelinden davacı hissesine düşen bölümün 2.750,00-TL...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların (1996 tarihinde açılan) boşanma davası sonucunda (1998 tarihli kararla) boşandıklarını ve davacı lehine (5.000.000 TL) (yeni 5 TL) yoksulluk nafakasına hükmedildiğini; ancak, davalının nafaka borcunu ödemediği gibi, hükmedilen nafakanın aradan geçen zaman içinde de çok düşük kaldığını ileri sürerek; nafakanın artırılarak 1.000 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
(TMK m. 328/2) Diğer taraftan; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. (TMK m.364) Eğitimine devam eden reşit birey, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anne babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Bu bağlamda belirlenecek nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olması gerekir. Mahkemece nafaka miktarı tayin edilirken; davacının ihtiyaçları ve anne babanın geliri gözönünde bulundurulmalı, TMK'nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilmelidir. Somut olayda; 1997 doğumlu davacının, ... Üniversitesi, Sosyal Hizmetler bölümü öğrencisi olduğunu, davalı babasının Hakkari Devlat Hastanesinde sağlık memuru olup, aylık 2.200 TL maaşının olduğu, davacının dava dışı annesinin ise ev hanımı olduğu anlaşılmıştır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın takdir edildiği boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından, tarafların 24.10.1996 tarihinde boşandıkları, boşanma ilamı ile davacı lehine 3TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 13.12.1996 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın 18.04.2014 tarihinde açıldığı, davacının ev hanımı olup, gündelik işlerde çalıştığı, babasına ait evde yaşadığı; davalının ise çiftçilikle uğraştığı, aylık gelirinin 600TL olduğu, 20 dönüm tarlasının bulunduğu, evli olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir....
Davalı cevap delikçesinde özetle; fahiş oranda nafaka talep edildiğini, bu kadar miktar nafaka ödeyecek ekonomik güce sahip olmadığını, kızının nafaka dışında da ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile, çocuk için hükmedilen aylık 770,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 1.230,00 TL artırılarak 2.000,00 TL'ye yükseltilmesine, nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenecek ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine hükmedilmiştir. Davalı vekili verilen kararı; nafakanın yüksek takdir edildiğini, kızının 18 yaşını doldurup 07.10.2022 tarihinde reşit olduğunu, bunun mahkemece gözden kaçırıldığını belirterek istinaf etmiş, kararın kaldırılmasını, nafaka miktarının 17.05.2022 ve 07.10.2022 tarihleri itibariyle aylık 1.500,00 TL olarak belirlenip düzeltilmesini istemiştir....