Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince anlaşmalı boşanma davası sırasında tarafların nafaka miktarını serbestçe kararlaştırarak boşandıkları, boşanma hükmünün üzerinden 1 yıl bile geçmediği, geçen süre içerisinde davacının gelirinde yüksek artış meydana geldiği,davalı ve çocukların giderlerinde de olağanüstü artışlar olduğunu bu nedenle nafakanın kaldırılması yada azaltılması için gerekli şartların bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir....

İştirak nafakasının kaldırılması talebi yönünden yapılan incelemede, boşanma kararıyla tarafların müşterek çocuğunun velayetinin davalı anneye verildiği, kaldırılması istenilen nafakanın miktarı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları birlikte nazara alınarak nafakanın kaldırılması ya da indirilmesine gerek görülmemiş" şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın reddi yönünden yerel mahkeme kararının kaldırılarak, müvekkilinin talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, anlaşmalı boşanma ile belirlenen yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması/indirilmesi istemine ilişkindir....

Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi yada kaldırılması isteklerinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi icap eder.Somut olayda, nafaka alacaklısı olan davalı ...'...

    Zonguldak 1.Aile Mahkemesinin 2010/143 esas ve 2010/517 karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk için nafaka 250,00 TL'ye yükseltildiğini, Zonguldak 2.Aile Mahkemesinin 2013/403 esas ve 2014/159 karar sayılı ilamı ile de müşterek çocuk için olan nafaka 400,00 TL'ye yükseldiğini, dosya borçlusunun talebi ile dosya alacaklılarından müşterek çocuk reşit olmakla, adına hükmedilen nafakanın kaldırılmasını ve yine, dosya alacaklısı Şermin Kıyıpınar'ın evlenmiş olması sebebiyle adına hükmedilen nafakanın kaldırılmasını talep etmiş olup, Zonguldak 1....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafakanın kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Ancak, ekonomik yönden daha güçlü olan nafaka yükümlüsü tarafından nafaka alacaklısı aleyhine açılan nafakanın kaldırılması veya indirilmesi istemli davalarda ise, HMK’nun 326. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Buna göre, mahkemece; nafaka yükümlüsü davacı tarafından, nafaka alacaklısı olan davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabul edilmesi nedeniyle, reddedilen kısım yönünden vekille temsil edilen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir....

        TMK'nun 176.maddesine göre yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumunun değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın kaldırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Somut olayda, davalının 01.02.2010 tarihinden itibaren bir şirkette 1.257,15 TL maaşla çalışmaya başladığı ... ise de yaptığı işin düzenli ve ... bir ... olup olmadığı araştırılmamıştır. Davalının çalışması sonucunda mali durumunun olumlu yönde değiştiği dikkate alınarak ve Medeni Kanundaki düzenleme itibariyle kaldırıldığı takdirde yeniden nafaka bağlanması olanağının bulunmadığı hususu değerlendirilerek nafakanın TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun bir oranda indirilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde nafakanın tümden kaldırılması doğru görülmemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2009 yılında boşandığını, boşanma ilamıyla müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verildiğini, davalı lehine aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, müvekkilinin yıllardır davalıya nafaka ödediğini, müvekkilinin asgari ücretle çalıştığını, 2011 yılında evlendiğini, eşinin ev hanımı olduğunu, velayeti kendisinde bulunan çocuğun büyüdüğünü, ihtiyaçlarının arttığını, müvekkilinin aldığı asgari ücretle ailesini geçindirmekte zorlandığını, diğer yandan davalının çalıştığını, aylık gelirinin müvekkilinden fazla olduğunu, hakkaniyet gereğince nafakanın kaldırılması...

            Hal böyle olunca mahkemece; öncelikle nafaka yükümlüsü davacının ekonomik ve sosyal durumu etraflıca araştırılarak, davacının ekonomik durumuna ilişkin sosyal ekonomik durum araştırma sonuçları ile tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesi, ardından davalının asgari ücret düzeyinde gelirinin olmasının yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmeyeceği göz önünde bulundurularak, davacının nafakanın kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar verilmesi, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı (çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince) nazara alınarak, nafakanın indirilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak, gerekli görülür ise nafakada makul oranda bir indirime gidilmesi gerekirken; eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı gerekçeyle yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir....

              Tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmasında, davalının asgari ücretle çalıştığı (700 TL aldığı); davacının (nafaka borçlusunun) ise, çiftçilik yaptığı, kredi ödemelerinin bulunduğu, yıllık ortalama 8000 TL gelirinin bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.Bu durum karşısında, mahkemece; davalının (nafaka alacaklısının) aldığı maaşın, onu, yoksulluktan kurtarmayacağı gözetilerek; davacının, nafakanın kaldırılması talebinin içinde (çoğu isteyen azı da ister ilkesi gereği) nafakanın indirilmesi talebinin de bulunduğu dikkate alınarak; nafakanın, TMK.nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi uyarınca makul bir miktara indirilmesine karar verilmesi gerekir....

                UYAP Entegrasyonu