Ancak, birleşen davada; (yoksulluk nafakasının kaldırılması davasında) nafaka alacaklısı kadın yararına reddedilen nafaka miktarı üzerinden ücreti vekalete hükmedilmesi gerekirken, bu hususta bir karar verilmemiş olması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6.maddesinden sonra gelmek üzere “Davayı vekille takip eden davacı-birleşen dosya davalısı Ş.. K.. lehine A.A.Ü.T. gereğince 1.500 TL vekalet ücreti takdirine, davalı-birleşen dosya davacısı C.. G..'dan alınıp davacı-birleşen dosya davalısı Ş.. K..'a verilmesine” sözlerinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 2,50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 14.01.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması istemine ilişkin olup, mahkemece her iki talebin de kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmektedir. Temyize konu dava; nafaka istemine ilişkin olduğu için basit yargılama usulüne tabidir. Nafaka davaları adli tatilde de görülebilen davalardan olup, temyiz süresi adli tatilde de işlemeye devam eder ve HUMK'nın 177. maddesindeki (HMK 104.maddesindeki) ek süre uygulanmaz. Somut olayda, temyiz edilen karar, temyiz eden davalılar vekiline 26.07.2013 günü tebliğ edilmiş, fakat söz konusu karar yasada öngörülen (HUMK.432) onbeş günlük süre geçtikten sonra 09.09.2013 günü verilen dilekçeyle temyiz edilmiştir....
Aile Mahkemesinin 07/10/2013 tarihli 2012/488 Esas sayılı tedbir nafakasına ilişkin ara kararına dayalı olarak nafaka alacağının tahsili talebiyle genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun yasal sürede itfa itirazında bulunması üzerine alacaklı tarafından itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulduğu anlaşılmıştır. Borçlunun, itfa itirazına dayanak olarak müşterek çocukların eğitim öğretim giderleri için özel eğitim kurumlarına yapılan ödemelere ilişkin ödeme belgeleri sunduğu, ödeme belgelerinin incelenmesinde, ödemelerin alacaklıya yapılmadığı gibi, nafaka borcu için yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklama da içermediği görülmüştür. Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak (somut olayda nafaka alacağı) için yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur....
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 1983 yılında evlenip; 30.06.2008 tarihinde anlaşmalı boşandıkları; protokol hükmü gereğince davacının hali hazırda davalıya 300,00 TL yoksulluk nafakası ödediği, nafaka alacaklısının; ev hanımı olduğu, annesine ait evde annesi ile birlikte yaşadığı, nafaka yükümlüsü davacının; emekli olduğu, davacının davalı aleyhine ....04.2009 tarihinde de nafakanın kaldırılması davası açtığı, ........2009 tarihli ilam ile davanın reddedildiği; eldeki nafakanın indirilmesi davasının ise 03.05.2010 tarihinde açıldığı, boşanma tarihinden sonra tarafların ekonomik durumunda nafakanın indirilmesini gerektiren bir farklılığın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, ..........
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Satış A.Ş.) ve İski fatura ödemeleri ile ortak çocuğun bakıcı ve buna benzer giderlerine ilişkin açıklamalar içerdiği, yapılan ödemelerin hiç biri nafaka açıklaması içermediği gibi, miktarın da nafaka ile örtüşmediği, kaldı ki ödeme belgelerinin tamamı henüz mahkemece tedbir nafakasına hükmedilmeyen geçmiş tarihlere ilişkin olup, henüz doğmamış bir nafaka alacağına ilişkin ödeme yapılmasının da düşünülemeyeceği, davacı tarafın kendi insiyatifi ile geçmişte yapılan bir kısım ödemeleri nafakaya mahsup ettiği ve bu tutarları düşerek takip açtığı, bunun dışındaki davacının kabulünde olmayan geçmiş tarihli ödemelerin ise nafakaya mahsubu olanağı bulunmadığı, davalı borçlu tarafın itirazının takibe konu 27.750,00 TL nafaka yönünden kaldırılması gerektiği, ayrıca Aile Mahkemesi nafaka ara kararı karşısında kötü niyetli olarak takibe itiraz edilmesi sebebi ile İİK 68....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Görüşme Gününün Kaldırılması ve Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafaka artırım davası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.04.2007...
HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı, davalı ile 2008 yılında boşandıklarını, davalıya tüm mal varlığını hibe ettiğini, şeker hastası olduğundan çalışamadığını belirterek davalı lehine hükmedilen 500TL yoksulluk nafakasının kaldırılması ile kendisi için 1.500TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiş; ıslah ile kendisine 2.500TL yoksulluk nafakası bağlanmasına ve davalının nafaka alacağına ilişkin aleyhine başlatmış olduğu icra takibine ilişkin olarak davalıya nafaka borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, nafaka alacağıyla bağlantılı itirazın kaldırılması davalarında Aile Mahkemelerinin görevli olduğunu, takip dayanağı nafaka ara kararının verildiği boşanma davasının feragatle sonuçlandığını, davalının 2020 yılı Ocak-Haziran döneminde davacının kiralarını, aidatlarını, çeşitli masraflarını ödediğini, elden nakitler gönderdiğini ve hala davacının masraflarını, kiralarını ve aidatlarını ödemekte olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir, İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davacı tarafından açılan davanın kabulü ile, davalı tarafça İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2020/2871 Esas sayılı dosyasında yapılan itirazların kaldırılmasına ve takibin devamına, itiraza konu 14.684,99 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....