"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Aralarında mecburi dava arkadaşlığı bulunmayan davacı ve küçüklerden herbiri için temyize konu artırılan nafaka miktarı 1540 TL'yi geçmemektedir.5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2011 tarihinden itibaren 1.540 TL. ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3-169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır.Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
Benimsenen bu ilkeler doğrultusunda gerek temyiz, gerekse karar düzeltmeler de üst sınır yıllık nafaka miktarıyla belirlenmelidir. Karar tarihi itibariyle yıllık nafaka miktarına göre karar düzeltilmesi istenemez. Bu nedenle karar düzeltme dilekçesinin reddi gerekmiştir. S O N U Ç : Karar düzeltme dilekçesinin açıklanan nedenlerle REDDİNE, oybirliğiyle karar verildi. 20.09.2006...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyize konu artırılan yıllık nafaka miktarı 1.690 TL'yi geçmemektedir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2012 tarihinden itibaren 1.690 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3-169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, birleşen TMK 197. maddesine dayalı nafaka davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı erkeğin tedbir nafaka davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 Esas - 2005/235 Karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/2126 sayılı dosyasında başlattıkları takip neticesinde icra müdürlüğü tarafından kesinleşen alacak nedeniyle 29/01/2014 tarihinde bir sıra cetveli düzenlendiğini, sıra cetvelinin birinci sırasında yer almaları gerekirken, nafaka alacağının öncelikli olduğundan bahisle davalının nafaka alacağının birinci sıraya yerleştirildiğini, oysa söz konusu nafaka alacağının birikmiş nafaka alacağı olduğunu, bu nedenle İİK.'nun 206. madde anlamında önceliğinin olmadığını ileri sürerek icra müdürlüğü işleminin iptali ile yeniden sıra cetveli düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan, nafaka alacağından dolayı alacaklarının 1. sıraya konularak düzenlenen sıra cetvelinin usule uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, nafaka artırım dosyasının 28.09.2011 tarihi itibari ile kesinleştiği, geçen zaman içerisinde davalının ve davacının sosyal ekonomik durumunda bir değişiklik olduğunun ispat edilemediği, nafaka artırım talebinin kesinleşmiş mahkeme ilamından bir yıl sonra öne sürülmesinin haklı ve geçerli bir nedeninin bulunmadığı gerekçesi ile reddedilmiş. hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğinden; taraflar arasında görülen nafaka artırım davasının 02.03.2011 tarihinde açıldığı, iş bu davanın ise 25.09.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Artırılması istenen nafaka 02.03.2011 tarihindeki koşullara göre verilmiş olup, işbu davanın açıldığı 25.09.2012 tarihine kadar geçen süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik koşullarında değişme ve gelişme olduğu açıktır....
- K A R A R - Şikayetçi vekili, şikayet konusu sıra cetvelinde sadece işlemiş 1 aylık nafaka ile tahsil harcının öncelikli olarak ihale bedelinden tahsiline karar verildiğini, geri kalan miktarın şikayet olunan kurum alacağı ile kendi alacakları arasında garameten paylaştırılması yönünde karar verildiğini, fakat alacaklarının nafaka alacağı olması ve bu alacakların rüçhanlı alacaklardan bulunması nedeniyle birikmiş tüm nafaka alacakları bakımından öncelikli olarak kendilerine ödeme yapılması gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline, yeniden sıra cetveli düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, yazılı cevap dilekçesi sunmamış ancak aşamalarda şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2016/1151 sayılı takip dosyası ile toplu yoksulluk nafakası ve 07/10/2015-07/05/2016 tarihleri arasında birikmiş yoksulluk nafakası borcunu ödenmediğinden dolayı şikayette bulunulduğu, takip talebinde cari nafaka alacağı talep edilmeyip adi alacak niteliğindeki geçmiş dönem nafaka borçlarının tahsilinin talep edildiği, işleyecek aylık nafaka talebinin bulunmadığı, müştekinin 2018 yılı Haziran, Temmuz ve ağustos aylarına ilişkin nafaka bedellerinin ödenmediği gerekçesiyle şikâyette bulunması neticesinde anılan Mahkemesince sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği...
Yargılama aşamasında, mahkemece, Dairemizin önceki içtihatları doğrultusunda inceleme yapılarak, ödeme belgelerinde "nafakaya ilişkindir" kaydı bulunmadığından bu ödemelerin nafaka borcuna ait olmadığı sonucunu doğuracak şekilde değerlendirme yapıldığı görülmektedir. Ancak Dairemizce, borçlunun birbirini takip eden tarihlerde, tüm nafaka borcunu kapsamasa dahi bir takım ödemeler yapması ve yapılan bu ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklamanın bulunmaması halinde dahi ödenen miktar nispetinde borçlunun nafaka borcundan kurtulacağı kabul edilerek, bu yönde içtihad değişikliğine gidilmiştir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun, yaptığı ödemelerin, bu borç dışında, ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olmaktadır. Kaldı ki, zorunlu da olsa, nafaka borcu da nitelik itibariyle temelde ahlaki bir görevin yerine getirilmesi amacına yönelik ödemedir....
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; şikayetçinin alacağı ilama dayalı nafaka alacağı olup takibi ..... esas sayılı dosyasında 23.01.2013 tarihinde başlatmıştır. Şikayete konu sıra cetvelinde davacının takip dosyasına 9. sırada yer verilmiş ve kendisine pay ayrılmamıştır. Nafaka alacağı İcra ve İflas Kanunu’nun 101. maddesi uyarınca her zaman ilk hacze iştirak şartlarını haizdir. Bu nedenle şikayetin kabulü ile yasaya aykırı düzenlenen sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan ... vekili temyiz etmiştir. Uyuşmazlık sıra cetveline yönelik şikayete ilişkindir. Şikayetçi nafaka alacağının rüçhanlı olduğundan bahisle sıra cetveline ilişkin şikayette bulunmuştur. Mahkemece bu talep İİK'nın 140/2 maddesi uyarınca hacizde rüçhanı düzenleyen İİK'nın 206. maddesinde belirtildiği şekilde değerlendirilmelidir....