"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm birleşen tedbir nafakası davası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle * Türk Medeni Kanununun 197. maddesi hükmüne göre verilen tedbir nafakasının birleşen nafaka davasının dava tarihi olan 31.3.2006 günüden geçerli olmak üzere verildiğinin anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.12.05.2008 (pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, yardım nafakası istemine ilişkindir. Davalı baba tarafından açılan boşanma davası nedeniyle annenin ayrı yaşama hakkı bulunduğu, davacı ...'in kısıtlanmasına karar verilerek anne ve babanın velayeti altına alındığı, daha önce açılan nafaka davası sonucunda anneye tedbir nafakası verilmesine, ... hakkında ise vesayet kararı bulunmadığından istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece; boşanma davasının kesinleşmediği, ...'in velayetinin anne ve babada bulunduğu ve adı geçen için önceden nafaka takdir edildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı cevap dilekçesinde; evlilikleri süresince davacı ile aralarında sürekli tartışmalar yaşandığını ve davacının sözlü şiddetine maruz kaldığını, son tartışmada davacının kendisini kovması sebebiyle evden ayrıldığını, ayrıca nafaka ödeyecek gücü bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı kadın için aylık 250 TL, müşterek çocuk için aylık 150 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dava, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak açılmış, tedbir nafakası talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 197.maddesine göre, ayrı yaşamakta haklı olan eş diğer eşten tedbir nafakası isteminde bulunabilir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada davalı kocanın boşanma davası açtığı boşanma davasının redle sonuçlanmasına rağmen ayrı yaşamın devam ettiği ileri sürülerek davacı ve müşterek çocuklar lehine tedbir nafakası istenilmiş; mahkemece,müşterek çocuklar için talep edilen tedbir nafakasının kısmen kabulüne ancak davacının çalışmaya başlaması nedeniyle nafakaya ihtiyacı bulunmadığı belirtilerek davacının tedbir nafakası yönünden istemin reddine karar verilmiştir.TMK’ nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak; davacı eş ve müşterek çocuk için ayrı ayrı 250'şer TL tedbir nafakası talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ayrı yaşamakta haklı olmadığını, davalının çok ciddi bir rahatsızlık geçirdiğini, talep edilen nafakayı ödeyecek gücünün bulunmadığını, yalnızca müşterek çocuk için 100 TL nafaka ödeyebileceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi "nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." 6100 sayılı HMK m.341/2 maddesine göre karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi itibariyle 5.880,00- TLdır. Buna göre; kabul edilen nafaka miktarı aylık 450,00- TL'dan yıllık 5.400,00- TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kabul edilen nafaka miktarı yıllık beşbinsekizyüzseksen -TL'nı geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası....’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından; tarafların 30/11/2001 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, son nafaka artırım kararından bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık 14 yıllık süre geçtiği, davacının 1/4/2007 tarihinde emekli olduğu, kendisine ait evde oturduğu, davalının ise Türkiye ve Almanya’dan ayrı ayrı emekli olduğu, beyanına göre Almanya’dan 697 euro, Türkiye’den 1.000,00 TL emekli maaşı aldığı, üç katlı evinin bulunduğu, 400,00 TL kira geliri elde ettiği, yeniden evlendiği anlaşılmaktadır....
Boşanma davası açılmakla davalı kadının ayrı yaşama hakkı olduğu, yine kadın tarafından açılan önlem nafakası davasında verilen önlem nafakası da dikkate alınarak kadın lehine TMK 169.madde gereğince tedbir nafakası verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu gibi miktarı da tarafların ekonomik, sosyal durumu ve hakkaniyete uygundur. Bu haliyle davacı erkeğin kadına tedbir nafakası verilmesi ve miktarına, kadının tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Kanaat getirilen kusur durumu karşısında aylık düzenli geliri ve mal varlığı bulunmayan kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından TMK 175.madde gereğince kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesi ve TMK 166/5.maddesi gereğince artış oranına karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Ancak tarafların ekonomik, sosyal durumu ve hakkaniyet dikkate alındığında yoksulluk nafakası azdır....
HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Bağımsız açılan tedbir nafakası davası yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Dava; tedbir nafakası isteğine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 4.400,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davada, davacı kadın için 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş olup, yıllık toplam nafaka miktarı 4.400,00 TL'yi geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm tedbir nafakası istemine ilişkin olup, dava mahkeme tarafından da "nafaka (önlem nafakası)" olarak vasıflandırıldığından inceleme görevinin 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren 20.01.2017 tarih 2017/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3 Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki dava dosyası Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 26.09.2017 tarihli gönderme kararı üzerine geldiğinden, Yargıtay Kanununda 6723 sayılı Kanunla yapılan ve 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın Yargıtay 3. Hukuk Dairesine değil, iş bölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesi gerekmiştir....