Aile Mahkemesinin 26.04.2012 tarihli ve 2012/148 E., 2012/358 K. sayılı kararı ile; bozma öncesi gerekçelerle yoksulluk nafakası bakımından ilk hükümde direnilmiş, tedbir nafakası bakımından ise bozma kararı öncesinde 28.11.2008 tarihli ara karar ile takdir edilen 200,00TL tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesine kadar devamına karar verilmiştir. Direnme Kararının Temyizi: 9. Direnme kararı yasal süresi içinde davalı vekili tarafından yoksulluk nafaka talebinin reddine ilişkin temyiz edilmiştir. II. UYUŞMAZLIK 10. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına göre davacı yararına Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde yer alan yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı, burada varılacak sonuca göre davalı eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 11....
Aile Mahkemesinin 2020/202 esas sayılı dosyasında 02/03/2021 tarihli ara kararında davalı kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, 26.10.2021 tarihli duruşmada ise daha önce verilen ara kararı ile davacı yararına taktir edilen aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının 26/10/2021 tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı alacaklı tarafından takipte lehine hükmedilen 27/04/2020- 17/03/2021 tarihleri arası toplam 22.000,00 TL tedbir nafaka alacağını talep edilmiştir. HMK'nin 367/2. maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan (yoksulluk) ve (iştirak) nafakası da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir....
TMK.nun 197. maddesi uyarınca, ayrı yaşamda haklı olan eş diğerinden tedbir nafakası talebinde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği karı-koca birliğin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.(TMK.md.186/son). Nafaka takdirinde, tarafların ekonomik durumları tam ve sağlıklı araştırılıp, gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına ve TMK ....md. vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktar nafakaya hükmedilmelidir. Buna göre; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle davalının tesbit edilen mevcut gelir durumuna göre mahkemece takdir edilen nafaka miktarları az olup, Türk Medeni Kanununun ....maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır....
Ancak, davanın evlilik birliği devam ederken ayrı yaşamaya dayalı tedbir nafakası niteliğinde olduğu, taraflar arasında gerçekleşmiş kesinleşmiş boşanma davası bulunmadığı, yoksulluk ve iştirak nafakalarının boşanmanın kesinleşmesinden sonra hüküm ifade etmesi nedeniyle sadece tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken “karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına” karar verilmesi doğru değilse de; bu konunun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 1-a maddesindeki "karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına" ve 1-b maddesindeki “ karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına” ifadelerinin hükümden çıkartılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Aile Mahkemesinin 2004/391 esas sayılı dosyası ile davacı ve müşterek çocuk için verilen (26.04.2004 tarihinde) 150.00'şer TL tedbir nafakasının artışına, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra bu nafakanın davacı için yoksulluk, çocuk için iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini istemiştir. 6. Aile Mahkemesinin 2008/816-2009/398 karar sayılı boşanma davasında tarafların Mk. 166/4. maddesi gereğince boşanmalarına 07.04.2009 tarihinde karar verilmiş, davacı kadının temyizi üzerine Yargıtay'a gönderilmiş, henüz kesinleşmemiştir. Boşanma davasında yoksulluk nafakası talebi ve bu konuda verilmiş bir hüküm yok ise de, davacı, önceden verilmiş olan tedbir nafakasının artırılmasını istemiştir. Boşanma davasının derdest olması, tedbir nafakasının artırılması talebine engel değildir....
Mahkemece, bu çocuk için "eğitimine devam ettiği" gerekçe gösterilerek dava tarihinden itibaren aylık 150 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş ve kararın kesinleşmesinden sonra da, iştirak nafakası olarak devamına karar verilmiştir. İştirak nafakasının alacaklısı velayetin tevdi edildiği ana ya da babadır. Velayet ve velayet kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılma zorunluluğu çocuğun ergin olmasıyla kendiliğinden sona erer. (TMK.md.335, 328/1) Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve babanın, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakım yükümlülüğü (TMK.md.328/2), ergin olan çocuk tarafından açılmış bir nafaka davası varsa dikkate alınır. .... olan çocuk tarafından, ana ve babanın açıklanan yükümlülüğüne dayanılarak açılmış bir nafaka davası bulunmamaktadır. Öyleyse, dava tarihinde ergin olan çocuk için, tedbir ve iştirak nafakası takdir edilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Somut olayda; davacının 1,000,00 TL tedbir nafakası istemi ile açtığı davada, dava dilekçesinde, kendisinden ayrı olarak çocuklar için de nafaka talebi olup olmadığı hususunun anlaşılamadığı görülmektedir. Mahkemece bu husus açılığa kavuşturulmadan, yargılamanın devamı esnasında davacı için 300,00 TL, müşterek çocuk Muhammet için ve dava açıldıktan sonra 04/02/2014'de dünyaya gelen müşterek çocuk için ayrı ayrı 200,00'er TL tedbiren nafakaya hükmedilmiştir. Hükümde ise tedbir nafakası miktarı 750,00 TL olarak tayin edilmiş olup, bu kez infazda tereddüt yaratacak şekilde davacı ve çocuklar lehine takdir edilen nafaka miktarları ayrı ayrı belirtilmediği gibi, dava tarihinden sonra dünyaya gelen müşterek çocuk için de dava tarihinden itibaren nafaka takdir edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu açıktır....
1.000 TL tedbir- yoksulluk, müşterek çocuk için aylık 1.000 TL tedbir- iştirak nafakası, 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat talep ettiğini bildirdiği, tahkikat duruşmasında da nafaka ve maddi- manevi tazminat taleplerinin olduğunu, miktarını bildireceğini söylediği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalının eşine karşı şiddet içerikli eylemlerde bulunduğu, eşini darp ettiği, hakaret içerikli sözler sarf ettiği, davalı tarafın kusurlu olduğu gerekçesiyle açılan davanın kabulüne , tarafların TMK.'...
Yukarıda açıklanan TMK.nun 328/1.maddesi uyarınca; kural olarak, ana babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam ettiğinden, anılan maddenin birinci fıkrasının açık hükmü uyarınca küçük ergin olmakla lehine bağlanan tedbir nafakası kendiliğinden sona erer. Buna bağlı olarak; davalının ergin olması ile tedbir nafakası kendiliğinden sona erdiğinden, davacının, kanun gereği kendiliğinden sona eren tedbir nafakasının kaldırılması ve davalının reşit olduğu tarihten sonra alma hakkının olmadığının tespitine karar verilmesi talebi ile, dava açmasında hukuken korunmaya değer menfaati bulunmamaktadır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Dava; tedbir nafakası istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; 19.09.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsili cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.Dava; ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak açılmış tedbir nafakası istemine ilişkindir.Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davacının eldeki davayı 28.10.2011 tarihinde açtığı, mahkemece kocanın açtığı boşanma davasına ilişkin ... 6....