"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemes I DAVA TÜRÜ :Boşanma - Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davalı kadın vekili 22.03.2005 günlü oturumda "boşanma davasında vekil değilim, nafaka davasında vekilim ...." şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu nedenle gerekçeli kararın davalı-davacı ...'e tebliği ile belgesinin eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalline İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 20.02.2006 pzt. :...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı-karşı davacı kadının erkeğin kabul edilen boşanma davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kadının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı-karşı davalı erkek Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanarak boşanma isteminde bulunmuş, davalı-karşı davacı kadın cevap dilekçesiyle boşanma davasının reddini talep ederek eğer boşanma kararı verilecekse nafaka ve tazminat talebinde bulunmuş, karşı dava dilekçesinde ise mal paylaşımına ilişkin talepte bulunmuştur....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava, boşanmadan sonra açılan boşanma sebebine dayalı maddi ve manevi tazminat ile nafaka işleğine ilişkindir. Davacı kadın, 02.03.2010 tarihinde açtığı... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2010/41 Esas sayılı boşanma dosyasının dava dilekçesinde "ayrı yaşamakta haklı olduğu halde davalı eşinden nafaka talebinin bulunmadığını ve bulunmayacağını" beyan etmiş, tazminat haklarını ise saklı tuttuğunu belirtmiştir. Eldeki dava dosyasında ise 500 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 20.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminat istemiştir. Davacının boşanma dava dosyasında davalıdan nafaka istemediğini açıklaması, nafaka isteğinden feragat niteliğindedir. Bu beyan davacıyı yoksulluk nafakası konusunda bağlar....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
ile birleştirilmiş, kocanın açtığı boşanma davası reddedilmiş, kadının açtığı nafaka davası ise kabul edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki "boşanma" ve "nafaka" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davacı-davalı (koca) tarafından, birleştirilen nafaka davası yönünden; davalı-davacı (kadın) tarafından ise nafakanın miktarı ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle koca tarafından açılan boşanma davası reddedilip, kadının açtığı birleştirilen nafaka davası kabul edilerek, kadın lehine tedbir nafakasına hükmedildiğine göre, "kararın kesinleşmesinden sonra devamına" karar verilmiş olan nafakanın, yoksulluk değil, Türk Medeni Kanununun 197. maddesine göre tayin edilen tedbir nafakası olduğunun kabulü gerekmesine göre, davacı-davalı (koca)'nın bu yöne ve diğer yönlere ilişkin temyiz...
DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki "boşanma" ve "nafaka" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı(koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı koca tanığının beyanında geçen olaylardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği, yine davacı-davalı kocanın boşanma davasının reddedildiği ve davalı-davacı kadının müstakil nafaka davasının kabul edildiği halde, davalı-davacı kadın ve müşterek çocuk için takdir edilen tedbir nafakalarının, kararın kesinleşmesinden sonra da tedbir nafakası olarak devam etmesi gerekirken, davalı eş için bu nafakanın yoksulluk, müşterek çocuk için iştirak nafakası yazılmasının mahallinde her zaman düzeltilebilecek maddi hatadan kaynaklandığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki "boşanma" ve "nafaka" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (koca) tarafından davalı-davacının birleşen nafaka davasının kabulü yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise boşanma davasına ilişkin olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı kadının, kocanın kaybolan altınlarını yakınlarının baskısı üzerine bulduğunu söyleyerek teslim ettiği, bu olayın kocada kadına karşı güvensizlik yarattığı, davacı-davalı kocanın da bu olaydan sonra eşini evden kovduğu, tarafların gerçekleşen kusur durumları dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına her ikisinin de eşit kusurlu davranışlarının neden olduğunun anlaşılmasına göre; tarafların...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, nafaka ve tazminatların miktarları yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 02.01.2017 tarihli dilekçeleriyle davalarından feragat ettiklerini bildirmiş iselerde, erkeğin açtığı boşanma davasının reddine ve kadının açtığı davada verilen boşanma hükmüne ilişkin kararlar temyiz edilmeden kesinleştiğinden, davadan feragat beyanları kesinleşen yönlerden hukuken geçerli sonuç doğurmaz. Ancak davadan feragat, davanın fer'ilerini de kapsar....
Bu durumda, eldeki davadan önce kadın lehine hükmedilen TMK'nın 197.maddesine dayalı aylık 500 TL tedbir nafaka ilamı olduğu, bu ilam uyarınca hükmedilen nafaka devam ederken, sonradan açılan bu boşanma davasında TMK'nın 169.maddesi uyarınca kadın lehine hükmedilen aylık 300 TL tedbir nafakası kararı bulunduğu, nafakaların niteliği ve amacı dikkate alındığında, boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakasının bağımsız tedbir nafaka davasında hükmedilen nafaka ile birlikte tahsil edilemeyeceği, mahkemece boşanma davası sırasında hükmedilen tedbir nafakasına ilişkin ara karar ve de hükümde bu nafakanın bağımsız tedbir nafakası davasında hükmedilen nafaka ile mükerrer tahsil edilmemek üzere karar verildiğinin belirtilmesi gerekirken bu konuda açıklama yapılmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakasının ne şekilde infaz edileceğinin ve hangi tarihe kadar devam edeceğinin açıklanarak hükmün düzeltilmesi yönünde karar verilmesi...