Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu doğrultuda, yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacının ev hanımı olup, gelirinin olmadığı; davalının ise, emekli olup, aylık 1.126 TL gelirinin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece; davalının geliri ile orantısız şekilde yüksek oranda yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir. O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alınmak suretiyle, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktarda nafakaya hükmetmek olmalıdır....

    Davacı tarafından aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 750,00 TL ye yükseltilmesi talep edilmiş, mahkeme tarafından talep tamamen kabul edilerek yoksulluk nafakası aylık 750,00 TL'ye yükseltilmiş, karar davalı tarafından istinaf edilmiştir. Kabul edilen nafaka artırım miktarı yıllık 8.000,00 TL nin altında olduğundan (450x12=5.400 TL) karar davalı açısından HMK'nın 341/4. maddesi hükmü gereği kesin niteliktedir. İştirak nafakasına gelince; Tarafların Bolvadin Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/271 Esas ve 2015/156 Karar sayılı ilamı boşandıkları, boşanmanın 24/06/2015 tarihinde kesinleştiği, cari iştirak nafakasının boşanma ilamı ile belirlendiği anlaşılmaktadır. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul çağında ise okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir....

    Açıklanan nedenlerle davacı tarafın yoksulluk nafakası artırım miktarının düşük olmasına yönelik istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne, müşterek çocuk yararına iştirak nafakası artırım miktarının düşük olmasına yönelik istinaf talebinin miktar itibariyle reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı tarafın müşterek çocuk adına iştirak nafakası artırım miktarının düşük olmasına yönelik istinaf başvuru talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2 maddesi uyarınca miktar yönünden REDDİNE, 2- Davacı tarafın yoksulluk nafakası artırım miktarının düşük olmasına yönelik istinaf başvuru talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Kayseri 9....

    Mahkemece, davacı için aylık 400.00 TL, müşterek çocuklar Batuhan ve Metehan için aylık 250,00 şer TL olmak üzere toplam 900,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesi ile birlikte yoksulluk ve iştirak nafakası olarak toplam 900,00 TL nafakanın devamına karar verilmiştir. TMK.175 md. hükmüne göre "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer eşten mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir." Boşanma davası devam ederken eşlerden birinin tedbir nafakasının devamını istemesi de yoksulluk nafakası istemi niteliğindedir. Yoksulluk nafakası davası, boşanmanın fer'i niteliğinde bir dava olduğundan, dava devam ettiği sürece her zaman istenebileceği gibi, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra ayrı ve bağımsız bir dava olarak da açılabilir. Yoksulluk nafakası boşanma sırasında istenilmişse, boşanmaya karar verilen hükümde yoksulluk nafası da karar altına alınacaktır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava dilekçesinde; davacı ile davalının 2006 yılında boşandıklarını boşanma sonucunda davacı hakkında 100,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk ... için 100,00 TL, ... için ise 80,00 TL iştirak nafakasına hükmolunduğunu aradan geçen zamanda yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz kaldığı ileri sürülerek yoksulluk nafakasının aylık 100,00 TL den 500 TL'ye,... için 100,00 TL olan iştirak nafakasının 400,00 TL’ye ve ... için 80,00 TL olan iştirak nafakasının ise 300,00 TL’ye çıkartılması talep ve dava edilmiştir....

        Maddesi uyarınca boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası ile 35.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminata, müşterek çocuklar Emir Gökşin ve Mehmet Gökşin'in velayetinin babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuk Alim Mert Gökşin'in velayetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuk Alim Mert Gökşin için aylık 400,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Davacı kadın vekili; kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı kadın, 03.05.2023 tarihli dilekçesi ile; boşanma davasından feragat etmiştir. Davacı kadın, 05.06.2023 tarihli dilekçesi ile de; nafaka ve tazminat talebinin devam ettiğini, istinaf talebinin nafaka ve tazminatlar yönünden incelenmesini talep etmiştir....

        Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların 09.05.2012 tarihinde boşandığı, müşterek çocuk 1999 doğumlu ...'ın velayetinin davacıya bırakıldığı ve müşterek çocuk lehine aylık 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiği,bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık beş yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olduğu,kendisine ait evde oturduğu, davalının ise kepçe operatörü olduğu, aylık 2.400 TL gelirinin olduğu anlaşılmaktadır....

          Dilekçeler aşaması bittikten sonra davacı 30.01.2018 tarihli dilekçe ile tazminatların miktarını belirterek velayet, tedbir iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. TMK m.169 kapsamındaki tedbir nafakası ve iştirak nafakası her zaman talep edilebiliniyor ise de, yoksulluk nafakasını dilekçeler aşamasında serbestçe, diğer yargılama saflarında ise ancak karşı tarafın muvafakat ile istenebilecektir.(6100 sayılı HMK nın 7251 sayılı kanunu 15 maddesi ile değişik 141/1 maddesi). Bu bakımdan davacının yoksulluk nafakasına ilişkin talebi süresinde değildir. Mahkemenin yoksulluk nafakası ile ilgili kararı usule uygundur. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında, davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarı uygundur....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; tarafların ... 3.Aile Mahkemesi'nin 2004/857 Esas, 2005/330 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, davacı eşe hüküm kesinleştikten sonra geçerli olmak üzere aylık 100,00 TL yoksulluk ve çocuğa aylık 200,00 TL iştirak nafakası ödemesine karar verildiğini, masrafların artması ve müvekkilinin bulunduğu yaşam koşullarına göre, davalının oldukça iyi bir geliri olduğunu belirterek, 100 TL yoksulluk nafakasının aylık 400 TL'ye, iştirak nafakasının aylık 600 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.Davalı; lise terk bir insan olduğunu, kendi vasıflarında bir insanın iddia edildiği gibi 3000 TL maaş almasının mümkün olmadığını, davacının babasından maaş alma hakkı olduğunu, talep edilen nafaka miktarını ödeyemeyeceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, yoksulluk nafakasının 300,00 TL'ye, iştirak nafakasının 500,00 TL yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Hüküm...

            Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1.maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nun 331.maddesine göre; Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda, mahkemece, iştirak nafakası artırım oranı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır....

              UYAP Entegrasyonu