Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (aile mahkemesi sıfatıyla) 2015/1270 Esas, 2019/467 Karar sayılı kararında davacılar lehine hükmedilen tedbir nafakalarının artırılması talep edildiği, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ise davanın yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması şeklinde nitelendirildiği ve bu yönde hüküm kurulduğu, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin davanın tespiti yönündeki karar ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun olmadığı değerlendirilmekle davalının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının tümüyle kaldırılmasına, davacılar lehine Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (aile mahkemesi sıfatıyla) 2015/1270 Esas, 2019/467 Karar sayılı kararında hükmedilen tedbir nafakalarının istinaf incelemesi sonrasında aynı miktar üzerinden devamına dair karar verilmesi, söz konusu kararın da Yargıtay 2....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "tarafların müşterek çocuğu için 400 lira iştirak nafakasının 2015 yılında belirlenmiş olduğu, geçen sürede ekonomik koşulların değişimi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, müşterek çocuğun ihtiyaçları göz önünde bulundurularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk Ayça Demir için belirlenen 400,00 TL iştirak nafakasının 15/05/2018 tarihi itibariyle 600,00 TL'ye çıkartılmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, nafaka miktarının yetersiz olması ve nafaka artırımına dava tarihinden itibaren karar verilmemesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı istinafa cevap vermemiştir. TMK'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/04/2022 NUMARASI : 2022/351 ESAS, 2022/335 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKANIN ARTIRIMI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle,nafakayı 24/11/2016 tarihinde almaya başladığını, o günden bugüne 350,00 TL'den fazla nafaka alamadığını, ekonomik koşullarda nafakanın yetersiz kaldığını belirterek nafakanın 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının davasının HMK.nun 119/2 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nın 341/2 " Miktar veya değeri 8.000,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....
İŞTİRAK NAFAKASININ ARTIRIMIYOKSULLUK NAFAKASININ ARTIRIMI ÜFE ORANINDA ARTIŞTÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 4TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 175TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 176 "İçtihat Metni"Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde, tarafların boşandıklarını, müşterek çocukların velayetlerinin davacıya verildiğini, müşterek çocuklar için ve davacı için 200 er TL nafaka bağlandığını, davalının emekli olup halen çalıştığını, durumunun iyi olduğunu, çocukların her ikisinin de okula gittiğini masraflarının yüksek olduğunu beyan ederek iştirak nafakalarının 500 er TL ye yoksulluk nafakasının 800 TL ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava...
Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 30/05/2022 NUMARASI : 2021/997 ESAS, 2022/396 KARAR DAVA KONUSU : İŞTİRAK VE YOKSULLUK NAFAKASININ ARTIRIMI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; boşanma ilamı ile kendisi lehine verilen 200,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 400,00 TL'ye, velayeti kendisine verilen çocukları Kerem ve Merve için 250,00'şer TL olan iştirak nafakalarının aylık 750,00'şer TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile; dava tarihinden geçerli olarak yoksulluk nafakasının aylık 400,00 TL'ye, iştirak nafakalarının ayrı ayrı 750,00'şer TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/477 E. 1998/847 K. sayılı 10/11/1998 tarihli kararı ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk Kürşat'ın velayetinin anneye verilmesine, kadın için 15.000.000 TL (Eski Türk Lirası) yoksulluk nafakası takdirine karar verildiği, kararın kesinleşmesine dair 07/02/2000 tarihli kesinleşme şerhinde hükmün 3 ve 4. bentlerindeki tazminat yönünden Yargıtayca bozulduğunun belirtildiği, davacı tarafından 26/12/2003 tarihinde iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması talebiyle dava açtığı, dava dilekçesinde Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/464 E. 2002/577 K. sayılı kararı ile davacı kadına 20.000.000 TL (Eski Türk Lirası) yoksulluk nafakası, müşterek çocuk Kürşat için aylık 15.000.000 TL (Eski Türk Lirası) iştirak nafakası takdir edildiği, daha sonra Gebze 3....
Mahkemece; "Dava, yoksulluk nafakasının artırılması davasıdır. Davacının iddiasına, davalının savunmasına, gelen belgelere, incelenen dosyalara ve tüm dosya içeriğine göre; tarafların daha önce Sarıyer Aile Mahkemsinin 21/05/2008 tarih 2008/314- 2008/364 E.K. Sayılı kararı ile boşandığı ve davacıya 50,00.-TL nafaka bağlandığı, bu nafakanın aradan geçen zaman içerisinde oldukça düşük kaldığı, TMK 175.maddesi "boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak kaydıyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir" dendiği, bu nedenlerle davacıya nafaka bağlanması yasal zorunluluk olduğu anlaşılmıştır. Tüm bu hususlar dikkate alınarak davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile ''1- Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; Sarıyer Aile Mahkemesinin 2008/314 Esas 2008/364 Karar ve 21/05/2008 karar tarihli ilamı ile taktir edilen aylık 50,00....
Hükmü de dikkate alırak, gerek davacı-karşı davalı, gerekse davalı-karşı davacı taleplerinin mevcut nafaka miktarı ve düzelemesinde değişikliğe gidilmesini gerektirmediği gerekçesiyle asıl davada davacı kadının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanısına ulaşılmıştır....
Somut olayda; mahkemece, taraf delillerinin toplandığı, delillerin değerlendirilmesinde hata yapılmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, önceki yoksulluk nafakası kararı üzerinden geçen süre ve TMK. m.4'te yer alan hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, mahkemece davacı yararına taktir edilen yoksulluk nafakası arttırımının düşük olmadığı, davacı kadın yararına arttırılan yoksulluk nafakası miktarlarının usul ve yasaya uygun olduğu, anlaşıldığından, davacı tarafın bu hususa yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir. 3- Davacı Tarafın Müşterek Çocuklar Yönünden Hükmedilen Nafaka Miktarının Az Olduğu Yönündeki İstinaf Talebi İncelemesinde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....