Mahkemece, iştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Tarafların 31.12.2012 tarihinde kesinleşen Eşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/423 E.-2012/280 K.sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma davasında nafaka talep edilmediği, bu davanın ise 15.04.2013 tarihinde açıldığı, müşterek çocuğun 22.04.2006 doğumlu olduğu anlaşılmaktadır. TMK 182/2.maddesine göre; boşanma veya ayrılık vukuunda, velayet kendisine verilmeyen eş, küçüğün bakım ve eğitim giderlerine "gücü oranında" katılmak zorundadır. Bu husus, kamu düzenine ilişkin olup, tarafların iradesine tabi kılınmamıştır. Dolayısıyla, anlaşmalı boşanma ile iştirak nafakası istenmemiş olsa bile sonradan bu istem gündeme gelebilir.....
Velayet hakkı sahibinin boşanma davasında iştirak nafakası talebinin olmaması ya da bu haktan feragat etmesi sonradan iştirak nafakası davası açmasına engel değildir. Zira Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Bu bağlamda iştirak nafakası devam edegelen ve yenilenen borçlardandır. Ayrıca iştirak nafakasından daha önce feragat edilmesi halinde dahi çocuğun yüksek menfaati gerektirdiğinde her zaman yeniden nafaka istenilmesinin mümkün olacağı gözetilmelidir. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul çağında ise okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir....
ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 05/11/2014 NUMARASI : 2014/307-2014/741 Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde, Didim Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2011/739 Esas sayılı dosyası ile kendisi için aylık 100,00 TL yoksulluk nafakası ,müşterek çocuk Berfin için aylık 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen zamanda müşterek çocuğun okul giderlerinin arttığı, nafakaların günün ekonomik koşullarına göre ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle yoksulluk ve iştirak nafakasının ayrı ayrı 400,00 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı; davanın reddini istemiştir....
Diğer taraftan,iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında,ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın ) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden, müşterek çocuk....'nın velayetinin davacı anneye verildiği, müşterek çocuğun 2005 doğumlu olup, özel okulda eğitim gördüğü, davacının avukat olduğu,adına kayıtlı taşınmazları olduğu, davalının ise emekli olduğu, 1.122 TL gelirinin olduğu,ayrıca rehberlik yaptığı, adına kayıtlı birçok taşınmazının olduğu, hususi Wolksvagen marka minibüsünün olduğu anlaşılmaktadır....
Dava dilekçesinde, ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/711 Esas 2006/730 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, ortak çocuk Barış'ın velayetinin davalı anneye verildiği ve aylık 200,00 TL iştirak nafakası takdir edildiği ayrıca belirlenen nafakanın her yıl %20 oranında arttırılacağının belirtildiği, buna göre şu anda 480,00 TL iştirak nafakası ödemek zorunda olduğu ancak boşanma kararından sonra nafakayı ödeme imkânının olmadığını, birikmiş olan tüm nafaka borçlarını üçüncü şahıslardan alarak ödediği, yeniden evlendiği, aylık 1.200,00 TL maaş aldığı, kira ödediği, ikinci eşinin sağlık problemleri olduğu, borçlarını ödeyemediğini ileri sürerek ortak çocuk için takdir edilen aylık 480,00 TL iştirak nafakasının 150,00 TL'sına ve %20 arttırımın da endeks oranına indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacının ek iş yaptığını, aylık kazancının 2.500.00 TL'yi bulduğunu açıklayarak davanın reddini istemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakası yönündeki istemin reddini, iştirak nafakası miktarını, Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; reddedilen yoksulluk nafakası talebi hakkında lehlerine yargılama gideri ve vekalet ücreti verilmemesini, iştirak nafakası artırımı talebinin kabul edilmesini İstinafa getirmişlerdir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava yoksulluk nafakası talebi ile iştirak nafakası artırım talebine ilişkindir. Tarafların Aksaray 4. Aile Mahkemesinin 2020/538 Esas- 2020/431 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, boşanmanın 21.11.2020 tarihinde kesinleştiği, cari iştirak nafakasının boşanma ilamı ile belirlendiği anlaşılmaktadır....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; iştirak nafakasını düzenli olarak ödediğini, işbu anlaşmalı boşanma kararı ile davacı lehine yoksulluk nafakası karar altına alınmadığından davacının yoksulluk nafakası davası açma hakkı bulunmadığını, iştirak nafakasının artırılmasına yönelik iddiaların yerinde olmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile; davacı kadın için dava tarihi 29/07/2021 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 500 TL yoksulluk nafaka ile, çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakalarının dava tarihinden geçerli olmak üzere artırılarak; Beyza için 600 TL, Büşra için 450 TL olarak nafaka miktarlarının tahsilde tekerrüre yol açmayacak şekilde davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir....
Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...n yayınladığı ... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar...Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin ... sayılı ve 27.12.2012 tarihli kararı ile boşanmışlar, boşanma ilamı 19.12.2013 tarihinde kesinleşmiş, boşanma ilamı ile davacı için aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, eldeki artırım davası ise 13.11.2014 tarihinde açılmıştır. Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma sonuçlarına göre, davacı ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, hükmolunan tazminat ve nafaka miktarı, aleyhine hükmedilen iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının hiç bir gelirinin ve mal marlığının bulunmadığı, geçimini babasının temin ettiği ve kendisi de yoksulluğa düşeceği için lehine yoksulluk nafakası hükmedildiği anlaşılmaktadır. Boşanmakla yoksulluğa düşeceği kabul edilen davacı kadın, iştirak nafakası ödemekle yükümlü tutulamaz....
Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1.maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nun 331.maddesine göre; Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda, mahkemece, iştirak nafakası artırım oranı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır. ./.....