WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesinin 04.12.2007 tarih ve 2007/362-557 E.K. sayılı kararı ile iştirak nafakası 130 TL'ye yükseltilmiş, en son Manisa 1. Aile Mahkemesinin 31.12.2009 tarih ve 2009/358-795 E.K. sayılı karar ile iştirak nafakası aylık 150 TL'ye, yoksulluk nafakası da 130 TL ye yükseltilmiştir. Eldeki dava ise 10.09.2013 tarihinde açılmıştır. Türk Medeni Kanununun 176/4.maddesinde ''Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." 331.maddesinde de "Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır." düzenlemeleri yeralmaktadır. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....

    İcra Müdürlüğünün 2012/1596 Esas sayılı takip dosyasında ... tarafından ... aleyhine birikmiş nafaka alacağının takibe konu edildiği görülmektedir. Takibe dayanak ilamda müşterek çocuk ... için iştirak nafakasına, anne ... için ise yoksulluk nafakasına hükmedildiği anlaşılmaktadır. Şikayetçi borçlu icra mahkemesine başvurusunda, nafaka alacağının zamanaşımına uğradığını, müşterek çocuk 1991 doğumlu Kübra'nın 2009 yılında 18 yaşını doldurmuş olması nedeniyle Kübra açısından nafaka talep edilemeyeceğini bildirerek itirazlarının kabulü isteminde bulunmuştur. Küçüklere bağlanan iştirak nafakası, TMK.nun 328. maddesi uyarınca küçüğün ergin olduğu tarihte kendiliğinden sona erer. Bu tarihten sonra reşit olan çocuk mahkemeye müracaatla anne ya da babasından yardım nafakası talep edebilir....

      Aynı Kanununun 331.maddesine göre ise; durumun değişmesi halinde, hakim istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler vaya nafakayı kaldırır. İştirak nafakası davalarında davacı, küçüğe fiilen bakan anne veya baba, çocuğun velayet hakkı kendisine verilen anne veya baba, velayet haklarının anne ve babadan alınması halinde küçüğe atanan vasi veya kayyımdır. İştirak nafakası, çocuğun ergin olduğu tarihe kadar devam eder. Çocuk ergin olunca iştirak nafakası kanun gereği kendiliğinden sona erer. Somut olayda; küçüğün velayeti kendisine verilen davacı anne, müşterek çocuğun giderlerine arttığı iddiasıyla çocuğa velayeten iştirak nafakasının arttırılması talebinde bulunmuştur. Davanın yargılaması sırasında küçük ergin olmuştur. Mahkemece; iştirak nafakasının artırılması yanında, küçüğün ergin olduğu tarihten itibaren de yardım nafakasına karar verilmiştir....

      (TMK. nun 330/1. maddesi ) Tarafların birlikteliğinden 13.08.2004 tarihinde dünyaya gelen ve tanıma yoluyla babasının davalı olduğu anlaşılan müşterek çocuk Nisa Ece'ye karşı kanun gereği davalının çocuğun maddi ihtiyaçlarına ekonomik destek yükümlülüğü mevcuttur, bu kapsamda iştirak nafakası verilmesi doğrudur. Dava niteliği itibarıyla iştirak nafakası davası olmakla dava tarihinden itibaren iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken tedbir nafakası ve iştirak nafakası olarak ayrılması doğru görülmemiştir. Nafaka davalarında, talep de dikkate alınarak dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir. Ayrıca müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları, tüm tanıkların beyanı, davalının Nisa Ece dışında da 4 çocuğu olması, halen onların eğitim giderlerini karşılaması hususları dikkate alındığında ilk derece mahkemesince belirlenen iştirak nafakası miktarı yüksektir....

      Buna göre tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun ihtiyaçları nazara alındığında, takdir edilen nafaka miktarı biraz az olup, Türk Medeni Kanunu'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiştir. O halde, mahkemece yapılacak iş; çocukların ihtiyaçlarının karşılanması için nafaka yükümlüsü babanın geliriyle orantılı şekilde, hakkaniyet ilkesi de gözetilerek, biraz daha fazla miktara hükmetmek olmalıdır. Bunun yanında kabule göre de, mahkemece, tensip ara kararıyla hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakası ile, hükümde takdir edilen 200 TL iştirak nafakasının, tahsilde tekerrür oluşturacak şekilde her iki nafakanın da dava tarihinden itibaren hükmedilmiş olması da doğru görülmemiştir....

        Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; tarafların 03.07.2020 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı boşandıkları, 2005 doğumlu İnci Çağlar ile 2008 doğumlu Müge Çağlar'ın velayetlerinin anneye bırakıldığı, çocuklar yararına iştirak nafakalarına hükmedilmediği, eldeki bu dava ile davacı annenin müşterek çocukların barınma, beslenme gibi giderleri bulunduğunu belirterek her bir çocuk için aylık 1.500'er TL iştirak nafakası talebinde bulunduğu tartışmasızdır. Boşanma davasında iştirak nafakası istenmemesi sonradan istenmesine engel değildir. Çünkü, bu nafaka velayet hakkı verilen davacı anne tarafından çocuk adına istenmekte ve nafaka borcu bu nedenle her an yenilenen borçlardan olduğundan yeniden doğmaktadır. Nitekim, iştirak nafakasında nafaka doğmadan bu nafakadan feragat mümkün değildir....

        (YHGK 11.4.2007, E. 2007/12-179, K. 2007/198), (YHGK 19.1.1974; YHGK 1.5.1991) Somut olayda, davacı dava dilekçesinde; müşterek çocuk Batu Toprak için iştirak nafakası talep etmiş, mahkemece hükmün 2 numaralı bendinde müşterek çocuk Batu Toprak için dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsiline şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece, müşterek çocuk için talep edilen nafaka yoksulluk nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada müşterek çocuk için talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, iştirak nafakası mahiyetindedir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; müşterek çocuk Batu için takdir edilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir....

          Küçüğün nafaka ihtiyacı tarafların iradesine tabi kılınmamıştır. Dolayısıyla anlaşmalı boşanma davası sırasında iştirak nafakası istenmemiş olsa bile sonradan bu istem dava konusu yapılabilir. Velayetin eşlerden birine verilmiş olması diğer eşin bakım borcunu ortadan kaldırmadığı gibi ana ve babanın bakım borcu çocuklar ergin oluncaya kadar devam eder. Bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate almalıdır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; tarafların 29.12.2020 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı boşandıkları, 2008 doğumlu müşterek çocuk Kaan Akdeniz yararına talep edilmediği için iştirak nafakasına hükmedilmediği, eldeki bu dava ile davacı annenin müşterek çocuğun barınma, beslenme gibi giderleri bulunduğu iddiasıyla çocuk yararına aylık 1.000 TL iştirak nafakası talebinde bulunduğu tartışmasızdır. Boşanma davasında iştirak nafakası istenmemesi sonradan istenmesine engel değildir....

          KARŞI OY Dava, iştirak nafakası istemine yöneliktir. Davacı vekili; boşanma davasında velayetleri müvekkiline bırakılan ortak çocukların masraflarının arttığını, davalı annenin çalışmaya başladığı için mali ve sosyal durumunun iyileştiğini, ancak çalıştığı hâlde çocuklarına maddi olarak yardım etmediğini belirterek 300,00’er TL iştirak nafakasına ve hükmedilecek nafakaların ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili; müvekkilinin yoksulluk nafakası aldığını ve nafaka verecek gücünün bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

            Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuk için hükmedilen aylık 100,00 TL iştirak nafakasının 150,00 TL artırılarak 250,00 TL ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakası artırımına ilişkindir. TMK'nun 330. maddesi gereğince; Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. Nafaka her ay peşin olarak ödenir. Hâkim istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir. TMK'nun 331.md. gereğince; Durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır....

              UYAP Entegrasyonu