WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davalı-karşı davacının davasının reddine, dava tarihinden "itibaren geçerli olmak üzere" aylık 750 TL'nin kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Boşanma davalarında, ergin olmayan ortak çocuklar için kararlaştırılan nafakalar boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar tedbir, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra ise iştirak nafakası niteliğindedir. Oysa, mahkemece ilk hükümle ortak çocuk ... lehine hükmedilen 1.500,00 TL tedbir nafakası temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olup, bozma sonrası verilecek hükümle, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra başlamak üzere iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, tedbir nafakasını da kapsayacak şekilde "Dava tarihinden itibaren iştirak nafakasına” hükmedilmesi doğru değildir....

    Buna göre tarafların evliliği dava tarahi itibariyle devam ettiğine, göre eldeki davada talep edilen nafaka tedbir nafakası niteliğindedir. Mahkemece talep edilen nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; davanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi gerekirken, hukuki nitelemede hataya düşülerek, iştirak nafakası olarak nitelendirilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece davacının nafaka talebinin tedbir nafakası olarak nitelendirilerek boşanma dosyasında tedbir nafakası verilmişse tahsilde tekerrüre neden olmayacak şekilde uygun görülecek tedbir nafakasının takdiri gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

      Hukuk Dairesinin 18/01/2014 tarih, 2014/8060 esas, 2014/14955 karar ve 26/03/2012 tarih, 2012/4119 esas, 2012/7991 karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, istinaf sınırı her bir talep yönünden, kabul ve reddedilen nafaka tutarları dikkate alınarak ayrı ayrı belirlenir. Reddedilen iştirak nafakası arttırım talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunan davacı aleyhine reddedilen nafakanın yıllık miktarı değerlendirildiğinde, 100,00 TLx12= 1.200,00 TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırının altındadır. Bu sebeple davacının istinaf talebinin iştirak nafakası talebi yönünden reddine dair karar verilmesi gerektiği, Anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun yoksulluk nafakası yönünden karar usul ve yasaya uygun bulunulmakla esastan, iştirak nafakası yönünden HMK 341/2 maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir....

      GEREKÇE : Dava; iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması isteğine ilişkindir. Yoksulluk ve iştirak nafakaları aidiyetleri, nitelikleri itibariyle ayrı nafakalar olup, bu nedenle davacı eş ve çocuklar ihtiyari dava ortağıdır. Her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2011/22147 Esas, 2012/4699 Karar ve 27.02.2012 tarihli kararı- Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119 Esas, 2012/7991 Karar ve 26/03/2012 tarihli kararı) Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka( farkı) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.390,00 TL 'yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin 400,00 TL'si, iştirak nafakası talebinin de 325,00 TL'si reddedilmiştir....

      Aile Mahkemesinin 2017/526 Esas-2018/463 Karar sayılı kararı ile yoksulluk nafakası miktarının 500 TL'ye, müşterek çocuk Büşra Nur Aslan için iştirak nafakası miktarının ise 275 TL'ye yükseltilmesine karar verildiğini, davalının anlaşmalı boşanma protokolüne uymayarak evin kalan taksitlerini ödemediğini, borcunda kendisi üzerine kaldığını, borcu ödeyemediğinden evi sattığını, kirada oturduğunu, maddi sıkıntılar içinde olduğunu, belirlenen nafaka miktarının günün ekonomik koşullarını karşılamadığını, mağdur durumda olduğunu, çocukların masraflarının arttığını, davalının son derece refah içinde yaşadığını, kendisinin velayetleri kendisinde olan çocukların geçimini sağlayamadığından çocukları geçici olarak sosyal hizmetler müdürlüğüne verdiğini, nafaka miktarı artırılır ise çocuklarını geri alacağını beyan ederek, tüm bu nedenlerle her bir çocuk için iştikak nafakası miktarının 3.000'er TL'ye, kendisi için hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının 5.000 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen iştirak nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı, dava dilekçesinde davalının maddi destekte bulunmadığını belirterek, ortak çocuk ...için 1.000 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, duruşmaya gelmediği gibi cevapda vermemiştir. Mahkemece; ortak çocuk ...yararına 400 TL iştirak nafakası takdir edilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır....

        iştirak nafakası talep edilmediğini, bu nedenle mahkemece nafakaya hükmedilmediğini, ancak davalının cüzi miktarda Alper Çağrı'nın eğitim giderleri için davacıya destek olduğunu, hayat şartlarındaki zorlaşma, çocukların okul ve sari giderlerinin artması, paranın değerinin düşmesi nedeniyle nafaka talebinin hasıl olduğunu, müşterek çocuk Alper'in 5....

        Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

          Mahkemece; iştirak nafakasının artırılması talebinin kısmen kabulü ile yoksulluk nafakası bağlanması talebinin ise boşanma dosyasında davacının yoksulluk nafakası talebinden vazgeçtiği gerekçe gösterilerek, reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ve davalı temyiz etmektedir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Ancak; taraflar, ...... ....Aile Mahkemesinin 2009/275 E.-2012/357 K.sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Yargılama esnasında davacı kadın “kendisiyle ilgili nafaka ve tazminat talebi olmadığını” beyan etmiş, mahkemece de; “Taraflar birbirinden nafaka ve tazminat talep etmediğinden bu hususta karar verilmesine mahal olmadığına” hükmedilmiştir....

            Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına, çocuğun yaşı ve ihtiyaçlarına, nafaka takdirine ilişkin ilamın kesinleşme tarihi ile eldeki davanın açılış tarihi arasında geçen süreye, Üfe artış oranına ve Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre müşterek çocuk için takdir edilen nafaka miktarı uygundur. Mahkemece artırılan nafakanın iştirak nafakası yerine yoksulluk nafakası olarak davalıdan alınmasına karar verilmesinin maddi hata niteliğinde bulunup mahallinde her zaman düzeltilebileceğinin anlaşılmasına göre istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiş ve aşağıdaki karar tesis edilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu