İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, Ortaca Aile Mahkemesi'nin boşanma kararının Yargıtay tarafından bozulduğu, nafaka yönünden devam eden davada 400,00.TL tedbir nafakasının kesinleşmeden itibaren 250,00.TL yoksulluk nafakası olarak devamına karar verildiği, ancak Ortaca l.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin nafakanın arttırılmasına ilişkin kararının iş bu dava açıldığında halen kesinleşmediğini, tedbir nafakasının icra kanalıyla müvekkilinin emekli maaşından kesildiğini , davacının yıllardan beri 250,00 TL olan yoksulluk nafakası yerine 400,00 TL tedbir nafakası ödediğini, tarafların sadece 20 gün evli kaldıklarını, müvekkilinin tek başına emekli aylığının ihtiyaçlarına yetmediğini, Fethiye' de bir bakım evinde yatmayı düşündüğünü ancak aldığı maaşın bu ücreti karşılamadığını, eksik inceleme yapıldığını delillerin ve tanıkların toplanmadığını kararın kaldırılarak davanın reddini istemiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; boşanma sırasında davacı tam kusurlu bulunduğu halde davacı lehine yoksulluk nafakası takdir edildiğini, ancak müvekkilinin iyi niyetli olarak karara itiraz etmemesi neticesinde kararın bu şekilde kesinleştiğini, müvekkilinin halen temizlik görevlisi olarak çalıştığını, maddi durumunun iyi olmadığını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda daha ağır kusurlu olan tarafın yoksulluk nafakası taleplerinin dinlenemeyeceği, kusuru daha ağır olan tarafa yoksulluk nafakası bağlanmış ise de bağlanan yoksulluk nafakası miktarının arttırılmasına ilişkin taleplerin evleviyetle dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Hükme karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinin incelenmesinde özetle; aile konutuna konulan şerhin kaldırılmasına ilişkin mahkemece verilen karara karşı bir istinaf talebinin olmadığını, ancak mahkemece yoksulluk nafakasının kaldırılmasının reddine ilişkin verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Uşak 2. Aile Mahkemesinin 2013/455 Esas 2014/526 Karar sayılı dosyası ile davalı lehine 400,00 TL yoksulluk nafakası bağlandığını, yurt dışındaki boşanmanın tanınması kararında da 250,00 TL tedbir nafakası verildiğini, yabancı mahkeme kararında davalı lehine 156,00 Euro nafaka ödenmesine karar verilmiş olup, söz konusu nafakaların her ay davacının maaşından kesildiğini, davalının maaş alıp aynı zamanda her ülkeden de nafaka aldığını, Uşak 2. Aile Mahkemesi tarafından bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur....
TMK nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir.Ancak, kaldırma talebi, azaltma talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Tarafların sosyo-ekonomik durumlarının araştırmasından; davacının diş hekimi olup aylık 2.500 TL gelirinin olduğu, aylık 750 TL yardım nafakası ödediği, annesiyle birlikte kira vermeden oturduğu; davalının ise vefat eden anne ve babasından dolayı toplamda 1250 TL yetim maaşı aldığı, miras olarak kendisine kalan hisseli evde kira vermeden oturduğu, ayrıca 1/3 miras hisseli ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK m. 175). Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillerden; boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kusurlu olduğu, davacı kadının kusurunun olmadığı, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği şartları gerçekleşmiştir. O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Davacı, ön inceleme aşamasında, kendi yararına hükmedilmesini istediği nafaka talebinin hukuki niteliğini açıklamamıştır. Mahkemece yapılacak iş; davacıdan talep ettiği nafakanın hukuki niteliği konusunda hakimin davayı aydınlatma ödevi (HMK. md. 31) çerçevesinde açıklama istenilmesi, yapılacak açıklamaya göre davacının nafaka talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken; yoksulluk nafakası konusunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. 2-Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK m. 182) Bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir. Bu sebeple iştirak nafakası talebi iddia ve savunmasının genişletilmesi, kapsamında değerlendirilemez. Tahkikat aşamasında bile herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın istenebilir....
O halde, ihtiyaçlarının karşılanması bağlamında; davacının işe girip çalışması zorunluluk arzetmekte olup, mahkemece; kadının çalışarak elde ettiği gelirle, davalıdan aldığı nafaka miktarı toplamının, onu, yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunmadığı gözetilmeli ve bu kapsamda nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü kocanın gelir durumu arasındaki dengeyi kurarak, hakkaniyet ölçüsünde bir miktar yoksulluk nafakasına hükmedilmelidir. Mahkemece, yanılgılı değerlendirme ile, açıklanan hususlar göz önüne alınmaksızın yazılı şekilde yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Aldığı nafaka ile geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün görünmediğine göre, işe girip çalışması zorunluluk arzetmektedir. Aldığı nafaka ile çalışarak elde ettiği asgari ücret miktarı toplamı ise, davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Zira yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Mahkemece dava tarihindeki şartlara göre davalının yoksulluğunun zail olmadığı, asgari ücret sınırındaki gelirinin varlığının yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına neden olmayıp indirmeye karar verilmesi gerektiği, davacının dava dilekçesindeki kaldırma talebi içinde indirme talebinin de olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kabulü ... görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olmadığından, yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....