Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, boşanma sırasında hükmedilen 30,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 300,00 TL’ye ve 30,00 TL iştirak nafakasının aylık 200,00 TL’ye arttırılmasına karar verilmesi istenilmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmü davalı tarafından temyizi üzerine dairemizin 28.11.2011 tarih ve 2011/20462-19009 sayılı ilamı ile boşanma davası sırasında yoksulluk nafakasına hükmedilmediği, hükmedilen nafakanın tedbir nafakası olduğu davadaki istemin artırım davası olmayıp boşanma davası sonrasında boşanmaya dayalı yoksulluk nafakası istemi niteliğinde olduğu gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece, bozma ilamına uyulmuş yapılan yargılama sonucunda davacı lehine 200,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş, hüküm, süresinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.Kural olarak, TMK'nun 175. maddesinde, "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf...
Başka bir ifadeyle, geçimini kendi mali kaynakları ve çalışma gücüyle sağlama imkânından yoksun olan taraf diğer koşulları da varsa yoksulluk nafakası talep edebilecektir. 15. Ayrıca madde metninden de anlaşıldığı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmayacaktır. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa, maddede açıkça belirtildiği gibi, kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. 16....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından, son yoksulluk nafakası artırımının 24.11.2005 tarihli dava ile 170TL'den 240TL olarak yapıldığı ve 01.01.2006 tarihinden itibaren nafakanın yıllık TÜFE oranında artırılmasına karar verildiği, davacı Meral'in ev hanımı olduğu, aylık 500TL kira gideri olduğu, davalının ise 3.972TL emekli maaşının bulunduğu, evli ve ikisi üniversitede, biri lisede okuyan çocuklarının olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında en son nafaka artırım davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir....
Tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, nafaka takdirinden sonra ekonomideki değişiklikler, tarafların SGK kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde yoksulluk nafakasında yapılan artış miktarı yüksektir. Bu haliyle davalının yoksulluk nafakası artış miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 1 nolu bendinin yoksulluk nafakasına ilişkin kısmının kaldırılmasına, boşanma davasında takdir edilen aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 300,00 TL artırılarak dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasının yanı sıra, nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, yoksulluk nafakasının sosyal ve ahlâki düşüncelere dayanması özelliği, sadece nafaka talep eden tarafa nafaka verilmesinde değil, aynı zamanda nafaka talep edilen tarafın nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması koşulunda da kendisini göstermektedir. Dolayısıyla boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacını taşıyan yoksulluk nafakası, hiçbir surette nafaka yükümlüsüne yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmamalıdır. 18....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Nafaka ve Maddi - Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ve iştirak nafakası miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının maddi tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddi ile iştirak nafakası miktarına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Davacının talep ettiği maddi tazminat ve yıllık toplam yoksulluk nafaka miktarı ile kısmen reddolunan iştirak nafakası miktarları karar tarihindeki kesinlik sınırı 72.070 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/l-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....
Davalı cevap dilekçesinde; yoksulluk nafakası yönünden talebin zamanaşımına uğradığını, çocukların ihtiyaçlarında önemli ölçüde değişiklik olmadığı ve ekonomik durumunun eskisinden kötü olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...’in yayınladığı... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında 27.05.2013 tarihinde kesinleşen boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olmamıştır. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın ...’in yayınladığı... oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile olması gerekenden yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Bu itibarla her ne kadar erkek, kadının isticvap edilip kendisine maaş bağlanıp bağlanmadığının sorulmasını talep etmiş ise de, konu talebin sonuca etkili olmadığı, zira kadının nafaka talebinin olmadığı değerlendirilmiş, erkeğin bu yöne temas eden istinaf talebi reddedilmiştir. Kadının nafaka talebi olmadığını beyan etmesine rağmen lehine tedbir ve yoksulluk nafakası takdiri doğru olmadığından kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiş, Davalı davacı erkek vekili, kadının önlem nafakası davasının kabul edilmesine, kusur belirlenmesine, kadının birleşen dosyadaki karşı davasının kabul edilmesine ve aleyhe yoksulluk nafakası takdir edilmesine, Davacı davalı kadın vekili ise; erkeğin birleşen boşanma davasının kabulüne, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, Yönelik olarak hükmü istinaf etmişlerdir....