Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in annesinin 14.02.2000 tarihinde ölümü ile nüfus kaydının kapalı hale geldiği, 15.05.2013 tarihli nüfus kayıt örneğinde davacının anne adının ... olduğu, idarece bu tarihten sonra idari bir işlem ile "..." olan adın "..." olarak düzeltilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14. maddesinde; “(1) Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. (2) Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir.” hükmü düzenlenmiştir....

    Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfusta anne ve baba adının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davanın babalığın tespiti ve soybağının düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davanın nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı, gerçek anne ve babasının ... ve ... olmasına rağmen, nüfusta amcası ve yengesi olan ... ve ... 'ın anne ve babası olarak kayıtlı olduğunu ileri sürerek amcası ve yengesi üzerindeki nüfus kaydının iptali ile gerçek anne ve babasının nüfusuna kaydedilmesini talep etmiştir....

      Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak dava, soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır....

      Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de, idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda, tapu malikinin davacının murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Somut olayda, dava konusu taşınmazın kayıt maliki hakkında Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'ne yazılan müzekkereye cevaben davacının babası ....'in “ölü ...” olarak 1925 yılında yersel nüfus yazımı ile nüfus kütüğüne kaydedildiği, bu tarihte sadece sağ olanların kaydedildiği, daha önce ölmüş olanlara ait kaydın bulunmadığı, kayıt maliki olan ve davacının dedesi olduğu iddia edilen .... hakkında da herhangi bir kayda rastlanılmadığı belirtilmiştir. Diğer bir deyişle davacının dedesi...'...

        Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ise nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarının konusudur. Soy bağının reddi davası TMK 285. Maddesinde düzenlenen babalık karinesi kapsamında yer alan dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soy bağının ortadan kaldırılmasını ifade eden bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soy bağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda çocukla koca arasında soy bağının bulunmadığını tespite yönelik açılacak dava soy bağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi davasıdır. Aynı şekilde nüfusta tescil sırasında yanlış ve yanıltıcı beyanla baştan nüfus kaydına yanlış olarak tescil edilen kaydın düzeltilmesi davalarında da dava ilk baştan bilerek yanlış beyanda bulunarak tescil yaptırılması sebebiyle babalık davası değil nüfusta kayıt düzeltme davasıdır....

        Bu nedenle de tapu kayıt malikinin nüfusta kayıtlı kişi ile aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Somut olayda; dava konusu 128 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 2510 sayılı Kanun uyarınca 13.04.1999 tarihinde ... oğlu ... adına tahsisen tescil edilmiştir. Tescilin dayanağı olan belgelerden temlik cetvelinde de malik ismi ... oğlu ... olarak geçmektedir. Zabıta aracılığı ile yapılan araştırmada da ... 'nın ... ve ... isimli iki çocuğunun bulunduğu bildirilmiştir. Nüfus müdürlüğü her ne kadar ... oğlu ... kaydının bulunmadığını bildirmiş ise de jandarma tahkikatı sırasında beyanı alınan ......

          ün nüfus kaydına ulaşılamamıştır... ...nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de, idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda, davacının, murisi ile tapu kayıt malikinin aynı kişi olduğunun tespitini istemekte hukuki yararı olduğu açıktır....

            Somut olayda,nüfusta birden fazla " ... oğlu ..." kaydının bulunduğu ... de kayıtlı, ... ve ...'dan olma, 01.07.1902 doğumlu ... oğlu ...'nın mirasçılarından ...'in 10.11.2015 tarihli duruşmada mülkiyet iddiasında bulunarak davaya itiraz etmiştir. Hâl böyle olunca, kayıt maliki olarak görünen ... oğlu ... mirasçılarından ...'in taşınmazın murisine ait olduğunu iddia ederek mülkiyet iddiasında bulunduğundan davanın çekişmesiz yargı usulüne göre Sulh Hukuk Mahkemesinde kayıt düzeltme davası olarak görülemeyeceği Asliye Hukuk Mahkemesinde çekişmeli yargı usulüne göre açılacak bir tapu iptali ve tescil davası ile uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir....

              HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1505 KARAR NO : 2022/1486 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ARDAHAN 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/06/2022 NUMARASI : 2021/322 ESAS - 2022/89 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Yaş Düzeltilmesi İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA; Davacı dava dilekçesinde özetle; nüfus kütüğüne her nasılsa doğum tarihinin 01/03/1960 doğumlu olarak yazıldığını, halbuki kendisinin 01/03/1954 doğumlu olduğunu, nüfusta kayıtlı olan 01/03/1960 doğum tarihinin 01/03/1954 olarak değiştirilmesini talep ve dava etmiştir....

              Mahkemece yapılan araştırma sonucu dosyaya kazandırılan bilgi ve belgelere göre; Türkiye genelinde Hüseyin kızı Zebuş isminde 1 kayıt bulunduğu bu kişinin nüfusta Zebuş TOKTOK olarak kayıtlı olduğu, nüfusta 30/09/1955 tarihinde ölüm kaydının düşülmüş olduğu, Hasan oğlu Demir 'in ve Demir oğlu Hurşit'in TOKTOK soyadı ile nüfusa kayıtlı oldukları, ölüm tarihlerinin nüfus kayıtlarında işlenmiş olduğu, İskender kızı Havva'nın ise Havva TOKTOK olarak nüfusta kayıtlı olduğu, ölüm tarihinin nüfus kayıtlarında işlenmiş olduğu, Hurşit TOKTOK'un eşi olduğu, nüfus kayıtları ve tapu kaydı dayanak belgelerine göre, kayıt maliki Hüseyin kızı Zeluş ile Hasan oğlu Demir’in evli oldukları, Hurşit’in bunların çocuğu olduğu, Havva'nın ise Hurşit'in eşi olduğu, hepsinin Çorlu nüfus sicilinde aynı hanede kayıtlı oldukları, mirasçılarının bulunduğu, ölü oldukları resmi nüfus kayıtları ile belli olan kayıt maliklerinin gaipliklerine karar verilemeyeceği, TMK m.588 maddesi hükmüne göre hazine adına taşınmazın...

              UYAP Entegrasyonu