DAVA TÜRÜ :Anne İsim Tashihi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Taraflar arasında soybağına ilişkin bir ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık ve hüküm, 1996 doğumlu küçük ...’nın nüfusta ... olan ana adının “Samir” olarak düzeltilmesine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay 18. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 18.06.2007...
Tapuda isim düzeltme davaları kamu düzenine ilişkin olup, mülkiyet nakline neden olunmadan kaydın gerçeğe uydurulması zorunludur. Yukarıda yapılan tüm açıklamalara göre tapu maliki ile aynı kimlik bilgilerine sahip olan iki kişinin daha nüfusta kayıtlı bulunduğu anlaşıldığına göre, yalnız tapu sicil müdürlüğüne husumet yöneltmek suretiyle açılan bir "tapuda isim düzeltme davası" ile sonuca ulaşılması olanaklı değildir. Davacı iddiasını ancak tapu maliki veya mirasçılarına yönelterek açacağı bir tapu iptali ve tescil davası ile kanıtlayabilecektir. Mahkemece bu yön gözetilmek suretiyle davanın reddine karar vermek gerekirken aksine düşüncelerle kabulü yönünden hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 08.05.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, "dava isim değişikliği talebine ilişkinidir. 4721 sayılı TMKnın 27. maddesinde; adın değiştirilmesinin, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebileceği, değişikliğin nüfus siciline kayıt ve ilan olunacağı, adın değişmekle kişisel durumda değişme olmayacağı, bu değişiklikten zarar görenlerin, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebileceği hükme bağlanmıştır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her bir davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel ve kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri de gözönünde bulundurularak hakim tarafından değerlendirilmelidir....
"İçtihat Metni" Çocuğun soybağını değiştirme suçundan sanık ... (...) ...'nın yapılan yargılaması sonunda; resmi belgede sahtecilik suçundan mahkûmiyetine dair Hüyük Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 01.04.2009 gün ve 2009/41 Esas, 2009/70 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık, O Yer ve Üst Cumhuriyet Savcıları tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, evlilik dışı olan çocuğunu nüfusta annesinin çocuğu imiş gibi kaydettirmesini annesinden istemesi üzerine bu azmettirme sonucu sanığın annesi ...'...
Nevşehir Aile Mahkemesince; "Dava dilekçesi incelenmiş; davacının talebinin çocuğa konulacak isim konusunda doğan uyuşmazlığın giderilmesine yönelik olmadığı, dilekçede çocuğa isim koyulması sürecine ilişkin anlatımda bulunulduğu ancak nihayetinde çocuğun nüfusta kayıtlı olandan farklı isimle tanındığı, kendisine "Bade" ismi ile seslenildiği ve okula başlaması ile bu durumun ikilik oluşturacağından bahisle talebin haklı nedene dayalı olarak isim düzeltilmesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin davanın, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğinde olduğu ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesine göre de görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu kanaatine varılarak mahkememizin karşı görevsizliğine karar vermek gerekmiştir." gerekçesiyle Nevşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilmiştir....
ın boşandığını, boşanma ilamında nüfusta kaydı olmayan ... adı ile geçen çocuğun kendisi olduğunu, boşanmadan sonra babasının kendisini ... adı ile nüfusa kaydettirdiğini, 1977 yılında ...'daki yangından dolayı nüfus kayıtlarında bu bilgiler yer almadığından annesi ile arasında bağ kurulamadığını, ayrıca annesi ve ailesi tarafından kendisine ... adı ile hitap edildiğini bildirerek ... Asliye Hukuk Mahkemesinin .... sayılı boşanma ilamında velayeti babası ...'e verilmiş nüfusta kaydı olmayan ... ile davacı ...'ın aynı kişi olduğunun ve ...'ın annesinin de ...Yılmaz olduğunun tespitini istemiştir. Mahkemece, davacının annesinin adının kayıtlarda zaten ...olarak yazılı olduğundan bu yönden davacının talebinde hukuki menfaat olmadığından, diğer taraftan ise nüfusa kayıtlı olmayan ... ile davacının aynı kişi olduğunun tespitinin mümkün olamayacağını ve olsa olsa isim tashihi davası açabileceğini, isim tashihi talebi de olmadığından davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, nüfusta isim düzeltilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 18. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 29.8.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydına isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.11.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kayıtlarında davacının adının ... olarak kayıt edilmesine rağmen nüfusta ... olduğunu ileri sürerek isim düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacıya ait bir kısım parsellerin kaydındaki yanlışlık mahkemece düzeltilmiş 976 parselde herhangi bir hata olmamasına karşın bu parselle ilgili davanın reddine karar verilmesi gerekirken dava hüküm altına alınmış, 11452 ve 11352 parsellerde ise davacı malik olmadığı halde bu parsellerde de davacının isminin düzeltilmesine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 12.4.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.3.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 1600 parsel sayılı taşınmaz kayıt malikinin soyadının kayda eklenmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur....
Taşınmazların, kadastro tespiti yada tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik yada hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut olayda; Dava konusu taşınmaz 2004 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... kızı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma sonucu adına tespit yapılan bu kişinin nüfusta kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Tanık da olarak dinlenen ... kızı ...’in beyanı ile taşınmazın bu kişiye ait olmadığı sabit olmuştur. Ne var ki; yanlışlığın giderilmesi mülkiyet naklini gerektirdiğinden, tapu iptali ve tescil davası açılması yerine tapuda isim düzeltilmesi yoluyla kayıt malikinin değiştirilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....