SHM'sindeki davada Perihan Koçer'in ölüm araştırması olarak geçen kaydının düzeltilmesi için taraflara yetki ve süre verildiği bu sebepten dolayı bu davanın açıldığını belirterek Perihan Koçer'in nüfus kaydının olaylar ve tarihler hanesine ölü kaydının yazılmasını talep ve dava etmiştir. YEREL MAHKEME KARARI; Mahkemece ''İç İşleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün 21/12/2018 tarihli cevabi yazısında Perihan Koçer'in kaydının uzun süre işlem görmediği, ölüm tespiti araştırması sonuçlanıncaya kadar kapalı olduğunu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 33....
yı kendi çocukları gibi 02.10.1987 tarihinde nüfusa kaydettirdiklerini beyan ederek, nüfus kaydında çocuğu olarak görünen davalı 04/12/1987 doğumlu ...'nın nüfus kaydının iptaliyle diğer davalılar ... ve ...'un çocukları olarak onların hanesine tescil edilmesini istemiş; mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalı ... ve nüfus müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacı ... ile ... 10.09.1973 tarihinde evlendikleri, 04.12.1984 doğumlu ...'ın anne ... bildirimi ile evlilik birliğinde doğan çocuk olarak nüfusa tescil edildiği, ... ve ...'ın 14.12.2010 tarihinde boşandıkları, boşanmadan sonra davacı ... tarafından yanlış beyana dayalı kaydın iptali istemi ile davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Dava, yanlış beyana dayalı nüfus kaydının iptali istemine ilişkindir. Davacı ..., mevcut kayda göre anne olarak görünen ...'...
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77 sayılı kararı). Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, davacı ... ile diğer davacıların murisi ...'in nüfus kayıtlarında anne-baba ve kardeş bağı olmadığı, dava açıldıktan sonra ... İlçe Nüfus Müdürlüğünün 05.06.2015 tarih ve 15476 sayılı yazıları ekinde gönderilen Nüfus kayıt örneğine göre; davacı ... ve kardeşi ...'in anne ...'nin çocukları olarak nüfus kayıtlarında gerekli bağın kurulmuş olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda dava, davacı ... ve kardeşi ...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Nüfus (Ana-Baba Adının Düzeltilmesi/Değiştirilmesi İstemli) istemine ilişkindir. Davacı vekili, kendisinin Neziha Tok ve İsmet Tok'un nüfus kaydından silinerek gerçek anne baba olan Şifa ve T4 nüfusuna kaydına ve nüfus kaydının müvekkilinin gerçek doğum tarihi olan 10/11/1965 olarak değiştirilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflarca takip edilmemesi nedeniyle işlemden kaldırılan davanın, işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç ay içerisinde yenilenmediği anlaşıldığından açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İstinaf yoluna davacı vekili başvurmuştur....
İşte bu noktada, nüfus kütüğündeki hatalı kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup, zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir Nesebin reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiş, ancak bu doğru daha sonra nesebin reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, gerçek durumu yansıtmayan nüfus kaydı baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmiş olmaktadır. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur (Özsunay, E.: Gerçek Kişilerin Hukuki Durumu, İstanbul 1982, s. 243)....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nüfus Kayıt İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Asliye Hukuk Mahkemesinde Cumhuriyet Savcısı ve ... temsilcisi huzuruyla görülmüş, dava nüfus kaydının iptali davası olarak nitelendirilip, yargılama sonunda nüfus kaydının iptaline karar verilmiştir. Hal böyle olunca temyiz incelemesi Yüksek 18. Hukuk Dairesinin görev alanına girmektedir. Ancak anılan dairece de görevsizlik kararı verildiğinden, görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Yüksek Başkanlar Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple dosyanın görevli Yargıtay Yüksek Başkanlar Kuruluna gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.07.05.2012 (Pzt.)...
Somut olayda Cumhuriyet savcısı, nüfus kayıtlarında ...,... üzerine nüfusa kayıtlı ...’nın gerçekte ...,...’in çocuğu olduğu iddia edilerek ... ’nın nüfus kaydının iptali ile gerçek duruma uygun olarak düzeltilmesini talep etmiştir. Davanın kabul edilmesi halinde davalı ...’nın in anne ve baba adı değişecek olmasına rağmen , gerçek baba olduğu iddia edilen davalı ... ile nüfus kaydındaki baba olarak görünen ölü ... ’ın baba- oğul olmaları nedeniyle , nüfus hanesi değişmeyeceğinden , uyuşmazlığın soybağına ilişkin olduğundan söz edilmez. Hal böyle olunca , somut uyuşmazlığın nüfus kaydında düzeltim niteliğinde olduğu ve nesep davası olmadığı , Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 25/12/2013 gün ve 2013/18-464 esas 2013/1698 karar sayılı ilamıyla da benimsenmiş olup, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Nüfus kaydında düzeltim istemine ilişkin davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi ve... 9. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R- Dava, mükerrer nüfus kaydının iptali ve nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. ... 9....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, nüfus kaydında baba adının Hamo olarak yazılı olduğunu, ...'nun gerçekte amcası olduğunu babasının ise ... olduğunu belirterek, nüfusta babası olarak görünen ... kaydından silinerek, gerçek babası ... nüfusuna tescili istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Bir davada maddi olguları ileri sürmek taraflara, ileri sürülen maddi olguların nitelendirilmesi hakime aittir. Davacı bu dava ile babasının ... olduğu halde, nüfus kaydında amcası ...'un çocuğu imiş gibi tescil edildiğini bildirerek, nüfus kaydındaki baba adının iptali ile gerçek babası olan ... olarak düzeltilmesini istemiştir. Görüldüğü gibi davacının birbiriyle bağlantılı iki ayrı davası vardır. İlki mevcut nüfus kaydındaki baba kaydının iptali, ikincisi ise genetik baba olan ... üzerine kayıt istemidir....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı), Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği yada geçirilmediği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2- 36- 47 sayılı kararı) Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda "taraflarca hazırlama ilkesi" geçerlidir. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepte bulunan tarafın iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re'sen araştırma ilkesi egemendir....