DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yaş düzeltilmesi istemine ilişkindir. Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesine göre kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanun'un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir''. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi'’ davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır....
Davacının iddiasını subutu halinde davalılar olan kayden baba Halaf ve ana Hadice hakkındaki dava, yanlış veya yanıltıcı beyana dayalı tescile yönelik olduğundan nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Yine anasının Tarfa olduğu hakkındaki iddiası da Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi uyarınca çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur hükmü karşısında nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Çünkü çocuğun anası, doğuran kadın olduğundan soybağından söz edilemez. Ancak doğuran kadının kim olduğunun tespiti davasına konu olabilir ve nüfus kaydının düzeltilmesi davası niteliğindedir. Hasan ile Tarfa arasında evlilik bulunmadığından ve davacı evlilik dışı çocuk olduğundan Hasan hakkındaki dava ise babalığın tespiti niteliğinde olup Türk Medeni Kanunu'nun 301 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir....
Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK'nin 11.02.1998 tarihli ve 2- 87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi ve tanımanın iptali davaları ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVALILAR : 1-Nüfus Müdürlüğü ...Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 11.02.2009 gün ve 2009/18 no.lu davanamesi ile ...'ın nüfus kütüğünde 1995 olan doğum yılının 1996 olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü. Davanamede, ...'ın nüfus kütüğünde 1995 olan doğum yılının 1996 olarak düzeltilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davada yasal hasım olan davalı ... Müdürlüğünün temyiz hakkı nüfus kayıtlarında bir düzeltme yapılması halinde mümkündür....
Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır (Ergun Özsunay, Gerçek Kişilerin Hukuki Durumu, İstanbul 1982, s:243). “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Nüfus kütüklerindeki “doğru olmayan kayıtların” düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....
Yukarıda belirtilen madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, nüfus kaydına ilişkin düzeltme davalarında kaydın düzeltilmesi istenen kişinin yerleşim yeri adresinin bulunduğu yer mahkemesinin anlaşılması gerekmektedir. Somut olay incelendiğinde, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/1- a maddesine göre nüfus kaydı düzeltilmesi istenen Mahbub, Ali ve Hüseyin'in Akçabat nüfusuna kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. O halde kaydının düzeltilmesi ve kayıtları arasında bağ kurulması istenen kişilerin ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. ( Emsal nitelikte Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/18- 67- 2015/1549 E-K sayılı ilamı) Hal böyle olunca ilk dereceli mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davacının istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Davalılar, evlenmeye engel teşkil edecek derece yakın hısım olmadıkları ve bu duruma yol açan nüfus sicilindeki kayıtların hatalı olduğunu savunmuştur. Mahkemece, 08.07.2010 tarihli oturumda “davalılara nüfus kayıtlarını düzeltmek için süre verilmesine, bu konuda dava açtıklarında mahkemeye bilgi verilmesine” denilmiş, 23.11.2010 tarihli celsede de verilen sürede nüfus kaydının düzeltilmesi davası açılmadığından, evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptaline karar verilmiştir. Davalılara verilen mehil, ara kararının yerine getirilme süresi ve ara kararının yerine getirilmemesinin hukuki sonuçları açıkça hatırlatılmadığından hukuki sonuç doğurmaz. Nüfus kayıtlarının tutulması kamu düzenine ilişkin olduğundan (Y2HD, 21.10.2004, 10698-12317) mahkemece, davalılara usulüne uygun şekilde nüfus kaydının düzeltilmesi için dava açmak üzere süre verilip, sonucu beklenmeden, eksik inceleme ile evliliğin iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir. Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 35/1. maddesinde; saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamının illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklar olduğu hükme bağlandığından, doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek davanın görev yönünden reddine karar verilmesi yerine kabulü doğru görülmemiştir. 2-Kabule göre de; Dosyada bulunan nüfus kaydından, davacı ...'...
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, soybağının tespiti ve nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. ... .... Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın....ve ... açısından soybağı, ... ve...açısından nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu, ... ...'nun ....09.2005 tarih, 2005/...-572 Esas 2005/551 Karar sayılı içtihadı doğrultusunda Aile Mahkemesinin görevli olduğu, davanın ... Aile Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... .... Aile Mahkemesi ise, davanın soybağı davası olmayıp nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 26/04/2013 NUMARASI : 2013/258-2013/384 Nüfus kaydı düzeltilmesine ilişkin davada Muş 2. Asliye Hukuk ile Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Muş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, kolluk araştırmasına göre ilgililerin yerleşim yerinin Adana ili, Seyhan ilçesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenilen davalıların MERNİS adreslerinin "MUŞ" olduğundan bahisle yetkisizlik kararı vermiştir. Somut olayda, davaname ile ilgililerin nüfus kayıtlarına göre karı koca olarak gözükmekte olmalarına rağmen aynı zamanda amca-yeğen olarak kaydedildikleri belirtilerek, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi talep edilmiştir....