nun nüfus kayıtlarının ve TC kimlik numarasının tespiti ile nüfusa kayıt işlemlerinin yaptırılması taleplerinin HMK 2/1 maddeye göre şahısvarlığına ilişkin dava olduğu anlaşıldığından, davacının veraset ilamı verilmesi yönündeki davasının tefrikine, muris ...'nun nüfus kayıtlarının ve TC kimlik numarasının tespiti ve nüfus kayıtlarının çıkartılması talebi yönünden ise mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, davacının mirasbırakanı babasının nüfus kayıtlarının 01.06.1969 tarihinde yandığı ve nüfusa kayıtlı olmadığı, davacının veraset ilamı talebinin de tefrikine karar verildiği, elde kalan davanın nüfus kayıtlarında düzeltme talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1....
nın ölü olduğunun tespiti ile nüfus kaydının kapatılmasına,...'nın saklı nüfustan kaydının yapılmasının idari işlem olmasından dolayı bu talep yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresindeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Görüldüğü gibi nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının Cumhuriyet savcısı tarafından açılabilmesi için Kanunda öngörülen koşulların bulunması gerekir. Somut olayda; Cumhuriyet Savcılığında yürütülmekte olan soruşturma sırasında ...'nın öldüğü, ölüm kaydının nüfus kayıtlarına işlenmediği, nüfusa kayıtlı olmayan...'nın ölü ...'...
'ın anne ve babası olarak kayıtlı olduğunu ileri sürerek amcası ve yengesi üzerindeki nüfus kaydının iptali ile gerçek anne ve babasının nüfusuna kaydedilmesini talep etmiştir. Bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemle yasaya aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesinin nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu açıktır. ( ... 2013/18-354 E. 2013/1554 K. 13.11.2013 T.) Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 4....
Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup Aile Mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılır. Somut olayda dava; Zilan ve Halil İbrahim'in, Bedriye ve Halim çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annelerinin ..., gerçek babalarının da...olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir....
Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Davacı ...'ün, davalı ...'yı nüfus kaydından iptal ettirmesi yönünden hukuki yararı bulunmakta ise de gerçek annenin tespiti ve gerçek anne olduğu iddia edilenin nüfus hanesine tescili yönünden aktif husumet ehliyeti ve hukuki yararı yoktur. Gerçek annenin kim olduğunun tespiti davalı ... veya gerçek annenin açacağı dava sonucu belirlenebilir. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda; davalı ...'nın gerçek annesinin tespiti ve nüfusa tescil talebinde davacının aktif husumet ehliyeti ile hukuki yararının mevcut olmadığı, mahkemece; davalı ...'nın davacının çocuğu olmadığının tespiti ile buna dair nüfus kaydının iptali ile yetinilmesi gerekirken davalı ...'nın nüfusa kayıtlı olan anne adının ... olarak düzeltilmesi ile ...'ın bekarlık hanesine tesciline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı). Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davalı ..., 01.01.1966 doğumlu olarak davacı ... ile eşi ...'nın çocukları olarak 09.01.1971 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir. Somut olayda dava, davalı ...'ın, davacı ... ve eşi ...'ın çocuğu olarak aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin..., babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi ist... ilişkindir. Yukarıda gösterilen kanuni düzenlemeler dikkate alındığında; davalı ...'ın gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan ... ve ... hanesindeki nüfus kaydının iptali ile gerçek annesi ...'nin nüfus kaydına tesciline ilişkin birinci talep nüfus kayıt düzeltme davası olup Asliye Hukuk Mahkemesi; ...'in davalı ...'...
Yukarıda gösterilen kanuni düzenlemeler dikkate alındığında davacının babası ... buluntu şahıs olarak idarenin takdiri ile sembolik anne ve baba adı ile oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesi ....olma 22.02.1920 doğumlu ....n nüfus kaydına tesciline ilişkin talep nüfus kayıt düzeltme davası olup asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır. İkinci talep olan....'dan olma 28.02.1917 doğumlu .... gerçek baba olduğunun tespiti talebi ise biyolojik anne ..., evlilik ilişkisi olmadığından Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesi kapsamında babalığın hükmen tespiti niteliğindedir. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup aile mahkemelerinin görevinde kalmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır....
nın kızı olduğunun tespiti talebine ilişkindir. Dava, bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince .... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 25.06.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Nüfus kaydının düzeltilmesi talep edilen davacının gerçek anne ve babası olduğu iddia edilen .... ve ... adlı kişilerin evli olduğu, davacının ....un annesi olduğunun tespiti halinde adı geçenler yönünden soybağı hâkim hükmüyle değil Türk Medenî Kanununun 282. maddesi uyarınca ... evlilik ile kurulacağı, diğer davalı ... yönünden ise annenin tesbit edilmesi nedeni ile kendiliğinden babanın belirleneceği, dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir....
D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İzmir 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin kendilerine yetki vermesi üzerine mirasçılık belgesi istemi içerikli dava açtıklarını, yargılama sırasında nüfus kayıtlarındaki bilinmeyen kaydı nedeniyle kendilerine ölüm tarihinin tespiti amacıyla yetki belgesi verildiğini, bu kapsamda dava açıldığını, mahkemece ilgili idarenin görevli olmasından dolayı ret kararı verildiğini, bu kararın hatalı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRME: Dava, ölüm kaydının tespiti ve nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....