Dava, davacının nüfus kayıtlarında bekarlık hanesinin ve annesi ile nüfus bağının olmaması sebebi ile annesi ile bağ kurulması ve delil olarak sunulan eski "Nüfus Hüviyet Cüzdanı"na göre evlilik hanesindeki kaydı ile aynı kişi olduğunun tespiti ve doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. 1-Davacı vekili Av. ...'a davacı asil tarafından verilen ve dosyada bulunan vekaletnamede, nüfus kaydının düzeltilmesine dair özel bir yetki bulunmadığı tespit edilmiş olup, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin başvuru vekil eliyle yapılan durumlarda vekilin vekaletnamesinde bu konuda özel yetki verilmiş olması gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Dava sonucu itibariyle miras hukukunu yakından ilgilendirdiğinden; anne olduğu iddia edilen ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olarak açılan davada ... Asliye Hukuk ile ... 14. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olarak açılan davada ... Asliye Hukuk ile ... Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. ......
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; ölü olduğunun tespiti istenilen Fikriye'nin 15.08.1959 tarihinde Kamil ve Mihriye'nin çocukları olarak doğduğu, kaydında 1982 yılında nakil dışında başkaca bir nüfus olayı olmadığı, 24.08.1963 tarihinde ölen Behiye adındaki kardeşi dışında hayatta olan Mihriye ve Rafet adında iki kardeşinin bulunduğu, 2014 yılında nüfus müdürlüğüne verilen dilekçe üzerine ölüm araştırması şerhi mevcut olduğu anlaşılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 44/2. maddesi gereği her ilgilinin cesedi bulunamayan kişinin ölü veya sağ olduğunun mahkemece tespitini dava edebileceği hükmü ile gerçek durumu göstermeyen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olarak 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi gereği yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılabileceği düzenlenmiştir. 1- Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, kaydın düzeltilmesi durumunda hukukları etkilenecek kişilerin davada taraf olarak bulunmaları esas olup ölü olduğunun tespiti istenilen Fikriye'nin...
Türk Medeni Kanununun 282. maddesine göre "çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur" hükmü gereğince çocuğu doğuran kadının anne olduğunun tespiti istemi ile açılan dava soybağı değil, doğuran kadının tespitine ilişkindir. Bu nedenle dava nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesine göre nüfus kaydının düzeltilmesi davaları da asliye hukuk mahkemesinde açılır. Bu nedenle tarafların tüm kanıtları toplanıp iddia ile ilgili olarak DNA incelemesi de yapılmak sureti ile oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile mahkemenin görevsizliği nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Somut olayda davacı gerçek annesinin ..., gerçek babasının ise ... olduğunu beyan etmekte olup dava, ... ve .... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ... ve gerçek babasının ... olduğunun tespiti ile buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Bu dava yönünden herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre de bulunmamaktadır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez....
Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/07/2020 NUMARASI : 2019/205 2020/372 DAVA KONUSU : Babalık (Soybağının Reddi) KARAR : Taraflar arasındaki nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davasında Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Adana 4....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Kayıtlarının Düzeltilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 26.03.2001 gün 2001/1 sayılı davanamesi ile, ...'nın ölmediği halde sahte beyan ile nüfusa 15.02.1993 tarihinde ölüm kaydının işlendiği, bundan sonra ...'ın ... adı ile ... ve ... oğlu olarak nüfusa kaydedildiği bildirilerek, ...'nın kaydının iptali, ...'nın sağ olduğunun tespiti ile ölüm kaydının iptali istenilmiş, mahkemece ilk kararla davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı tarafından temyiz edilmiş; temyiz üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 03.05.2012 tarih ve 2012/2950-4971 Esas-Karar sayılı ilamı ile “...'nın kaydının iptali durumunda annesi ...'...
Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kendiliğinden kurulur ve tesisi için herhangi bir hükme gerek bulunmadığından, çocuğun annesi ile soybağı ilişkisinin kurulması değil, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti dava konusu edilebilir. Öte yandan Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesine göre; kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiç bir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....