Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in mevcut kaydının iptali ile davacılar oğlu olarak nüfusa tesciline karar verilmesini istemiş, mahkemece, davacıların birinci talebi gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan kaydın iptali ile anne yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi talebi olup asliye hukuk mahkemelerinin görevinde ise de, baba yönünden soybağının düzeltilmesi olduğu, bu haliyle davanın soybağı davası olduğu, nüfus kaydının düzeltilmesi ve soybağı davalarının birlikte açılması halinde görevli mahkemenin aile mahkemeleri olduğu, diğer yandan çocuğun nüfusa baba beyanı ile tescil edildiği ve bu şekilde resmi idare huzurunda yapılan işlemin TMK. 301 ve devamı maddelerinde düzenlenen "tanıma" sayılabileceğinin de gözden uzak tutulamayacağı gerekçesi ile davaya aile mahkemelerinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmiştir. Öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın soybağının reddi-babalık veya nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığıdır....

    Bu nedenle davacıların birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Davacıların çocuğun gerçek ana babası üzerine kayıt istemi ise anne ve baba arasında evlilik ilişkisi olmadığından baba yönünden soybağının düzeltilmesi davasıdır. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Esasen soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir....

      nın annesi olarak göründüğü iddiasıyla nüfus kayıtlarının buna göre düzeltilmesini talep etmiştir. Bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemle yasaya aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesinin nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu açıktır. ( Hukuk Genel Kurulu 2013/18-354 E. 2013/1554 K. 13.11.2013 T.) Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 16.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        ün annelerinin ..., babalarının ise ... olarak nüfus kaydının düzeltilmesini talep etmişlerdir. Bir davada maddi olguları ileri sürmek, taraflara; ileri sürülen maddi olguların nitelendirilmesi, hâkime aittir. Davacı, bu dava ile küçük ... ve ...'ün nüfus kaydında ... ve ... olan anne ve baba adının iptali ile küçüklerin anne ve baba adının, gerçek anne ve babası olduğunu ileri sürdüğü ... ve ... olarak düzeltilmesini istemiştir. Görüldüğü gibi davacıların birbiriyle bağlantılı iki ayrı davası vardır: İlki, mevcut nüfus kaydındaki anne ve baba kaydının iptali; ikincisi ise genetik anne ve baba üzerine kayıt istemidir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2 - 36 - 47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmî sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/11/2021 NUMARASI : 2021/30 ESAS, 2021/199 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Mükerrer Kaydın İptali İstemli) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalı nüfus temsilcisi istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

          un babasının ..., annesinin ... olduğunun tespitine karar verilmiştir. 1-Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden bilindiği üzere çocukla ana arasındaki soybağı doğumla kurulduğundan yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....

            Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, 4787 sayılı Kanunun 4'ncü maddesi kapsamı dışında olup, aile mahkemelerinin görevine girmez. Asliye hukuk mahkemelerinin görev alanına giren nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarında, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi gereği, nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Somut olayda dava, davacı ...'nin ... ile ... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin Nezaket Akça, gerçek babasının da Durmuş Akça olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosya içerisinde bulunan ...,...,...'...

              Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Somut olayda dava; ...'ın ... ve ... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ..., gerçek babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosyada bulunan ... ve ...'...

                in nüfus kaydındaki anne ve baba adının düzeltilmesi talebine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davanın nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olmayıp soybağının düzeltilmesine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın soybağı kurulmasıyla ilgili olmayıp nüfus kaydında düzeltim talebine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 20.07.2012 tarihli davanamesi ile, davalı ...'in nüfus kaydında anne ve baba adının ... ve ... olarak kayıtlı olduğu, bu kişilerin gerçek anne ve baba olmadıkları, gerçek annesinin adının ..., gerçek babasının adının ... olduğu iddiasıyla nüfus kaydının buna göre düzeltilmesi talep edilmiştir....

                  Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, doğum yeri kaydının düzeltilmesi istemli nüfus kayıt düzeltim davasıdır. Kayıt düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hâkim istekle bağlı kalmayarak, kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve öteki kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde doğru sicili oluşturmak zorunluluğu bulunduğunu dikkate alarak karar vermek zorundadır. Öte yandan, nüfus kütükleri resmi sicillerdir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 7. maddesine göre resmi sicil ve senetler belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı değildir. Somut olayda, davacı nüfus kayıtlarındaki doğum yeri kaydının Tarhuna/Libya olmadığını Gaziantep olduğunu ileri sürmüştür....

                  UYAP Entegrasyonu