"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada Çatalca 2 Asliye Hukuk ve Çatalca Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfus kaydında ölüm tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın çekişmesiz yargı işlerinden olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
İlçesi Cilt No: 50, Hane No: 44 olduğu, dava dilekçesi ekinde tercüme sureti sunulan Suriye Arap Cumhuriyeti nüfus kayıtlarına göre ise (Şam Kırsalı İli ... Nüfus İdaresi Hane 71) ...'nin anne-baba bağı olmaksızın ... ve ...'den olma 05.11.1946 Kaysa doğumlu olarak 29.11.1971 yılında nüfusa tescil edildiği, bu hanede 10.07.2000 tarihinde ölen eşi ile daha sonra evlendiği eşi ... ve altı çocuğunun kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Dava bu haliyle, nüfus olaylarına dair (evlenme, evlilikten doğan çocukların tescili vb) işlemlerin tamamına yakının gerçekleştiği Suriye Arap Cumhuriyeti nüfus kayıtlarındaki kişi ile Türkiye Cumhuriyeti nüfus kayıtlarında sadece nüfus kaydı bulunan ancak hiçbir nüfus olayı olmadığından uzun süre işlem görmeyen ve hakkında ölüm araştırması yapılan kişinin aynı kişi olduğunun tespiti ist... ilişkindir....
Hukuk Dairesinin 08.02.2016 gün ve 2015/6824 Esas, 2016/1472 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Dava dilekçesinde, davacının 01.08.1946 olan doğum tarihinin 01.01.1951 olarak düzeltilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay.... Hukuk Dairesince onama kararının davacı vekili tarafından düzeltilmesi talep edildiğinden dosya yeniden incelenmiştir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir....
Bilindiği üzere ölü olduğu halde nüfus kayıtlarında ölüm kaydı bulunmayanlar hakkında 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 33 ve Kanun'un uygulanmasına ilişkin Yönetmelik'in 69. maddesinde, idari yoldan ölüm kaydı düşülebileceği gibi anılan maddede düzeltmeye esas alınabilecek belgeler arasında mahkeme kararlarıda gösterilmiş olduğundan, 5490 sayılı Kanun'un 36/1- c maddesinde nüfus kayıt düzeltim davalarının bir türü olan tespit davaları sonucunda verilen kararlara dayalı olarak ölüm kaydının düşülebileceği açıktır....
Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir. Bu bakımdan hakim re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine de sahiptir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltmelerle ilgili davalarda, Mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan; Mahkemece, sadece taraf ve tanık beyanları ile yetinilmeyip, davacı vekilinin, davacının anne kaydının düzeltilmesi istemine yönelik dava açtıklarını beyan ettiğinden bu dava araştırılarak aradaki mevcut delillerin değerlendirilmesi, iddia ile ilgili olarak ... testi yaptırılıp (annesi olduğu iddia edilen ve 01.02.1928 tarihinde ölen .... davacının annesi olup olmadığı konusunda) alınacak rapor da gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının kızının nüfus kaydında 29.07.2004 olan doğum yılının 2002 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının kızı ...'nın nüfus kütüğünde 29.07.2004 olan doğum tarihinin 29.07.2002 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece düzeltilmesi istenen doğum tarihinin davacının 15.09.2003 yılında boşandığı ...ile olan evliliğinin içinde kalıyor olması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Somut olayda mahkemece ... ...'in babası ...'...
KARAR Dava dilekçesinde, davacının 01.07.1970 olan doğum tarihinin 17.09.1970; 21.07.1970 olan nüfusa tescil tarihinin ise 21.09.1970 olarak düzeltilmesi istenmiş; Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36.maddesi kapsamında nüfus kayıtlarındaki doğum ve tescil tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir....
Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir. Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 35/1. maddesinde; saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamının illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklar olduğu hükme bağlandığından, doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek davanın görev yönünden reddine karar verilmesi yerine kabulü doğru görülmemiştir. 2-Kabule göre de; Dosyada bulunan nüfus kaydından, davacı ...'...
nün 04.06.2013 tarihli yazısı ile kapalı nüfus kayıtları üzerinde işlem yapılamayacağından ölüm tarihinin tespiti talebi yönünden kanun yararına temyiz talebinde bulunulmuş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 20.06.2014 tarih 2014/203187 sayılı yazısı ile de ölüm tarihinin tespitine ilişkin taleple sınırlı olarak mahkeme kararının kanun yararına bozulması talep edilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14. maddesinde; “(1) Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. (2) Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir.” hükmü düzenlenmiştir....
(TMK.m.29/1) Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur. (TMK. m.30/1) Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa gerçek durum her türlü delille ispatlanabilir. (TMK. m.30/2) Ölüme bağlı hakların kullanılabilmesi için; kişinin öldüğünün veya belirli bir zamanda ölü olduğunun tespitini talep etmekte davacının hukuki yararı mevcuttur. Bu itibarla dava bu hukuksal niteliğiyle; mirasçılık haklarını etkileyeceğinden Türk Medeni Kanunu'nu, nüfus sicilindeki eksik veya hatalı kaydın düzeltilmesini de amaçladığından 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nu ilgilendirmektedir. Bu nedenle davanın; mirasçılık hakkı ilgisi nedeniyle ölümün tespiti istenilen kişinin diğer mirasçılarına, nüfus kaydının düzeltilmesi yönünden Nüfus Müdürlüğüne yöneltilerek açılmalıdır....