"İçtihat Metni"Nüfus kaydında düzeltim istemine ilişkin davada ve ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacının mükerrer olan nüfus kaydının iptali istemine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından, ilgilinin yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda, nüfus kaydı düzeltilmek istenen davacının adrese dayalı nüfus kayıt sistemi bilgilerine göre “dresinde olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
Buna göre; nüfus kayıt düzeltim davaları niteliği gereği kamu düzenini yakından ilgilendirmekte olduğundan ve hakimin doğru kaydı oluşturma görev ve zorunluluğu bulunduğu dikkate alındığında mahkemece yapılması gereken; öncelikle hakları etkileneceğinden Abdullah Tursun'un annesi Sabriye(Hayriye)'nin tüm mirasçılarının davaya katılımı sağlandıktan sonra delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca göre kayıtlarda davacının babaannesi olan Sabriye ve Hayriye isimli kişilerin aynı kişi olup olmadıkları, Sabriye olarak kayıtlarda yer alan kişinin adının Hayriye olup olmadığının tespiti yönünde karar verilmesidir. Mahkemece taraf teşkili sağlanmadan ve kabule göre tespit yerine kapalı kayıt üzerinde düzeltim kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 1962/298 esas 1963/77 karar sayılı 21.01.1963 tarihli veraset ilamında, mirasbırakan ... kızı ...’nin ana baba bir kardeşi ...’nın çocukları ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın mirasçı olarak yer aldıkları, nüfus kayıtlarında ise ... ve ... kızı 1905 doğumlu ...’ın kardeşi ...’ın 27.09.1925 doğumlu kızı ...’in baba adının ..., soyadının ... olup kardeşlerinin de ..., ..., ..., ... ve ... olarak göründüğü, nüfus kayıtlarına göre ... ve ...’dan olma ... isminde başka birinin bulunmadığı, tapu kayıtlarında ... ve ... olarak ayrı ayrı yazılan kayıt maliklerinin esasen aynı kişi olduklarının mahkemenin de kabulünde olup kayıt maliki “...’in, ... kızı ...”, kayıt maliki “...’in; ... kızı ...” şeklinde düzeltildiği; oysa ki, kayıt malikleri ... ile ...’in, ... kızı ... ... olduğunun nüfus kayıtlarından anlaşıldığı halde mahkemece düzeltme yapılırken adı geçen kayıt maliklerinin soy adının “ ...” olarak düzeltilmediği anlaşılmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİNDE İLERİ SÜRÜLEN DELİLLER: Nüfus kaydı, tapu kayıtları, tanık, bilirkişi, keşif, resmi kayıt, Amasya Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2016/467 esas sayılı dosyası, Amasya Kadastro Mahkemesi'nin 2000/7 esas sayılı dosyası....
Bilindiği üzere; Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda amaç; tapu kayıtlarındaki bilgilerin, nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde ve aşamalarda, evlatlık verilmesi nedeniyle mevcut nüfus kaydının oluştuğunu, asıl babasının S..P.. olduğunu ve bu durumun gerçeği yansıtmadığını, başka bir ifadeyle nüfus kayıtlarının hatalı olduğunu ileri sürdüğüne göre tapu kaydında düzeltim talebiyle açılan davanın tümden reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazı açıklanan yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Her ne kadar, anılan madde hükmünden bahisle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, dosyaya miras bırakanın mirasçılarını gösterir nüfus aile kayıt tablosunun ve nüfus kayıtlarının ibraz edilmiş olduğu, bu durumda eldeki dava yönünden veraset ilamı ile elde edilecek bilgilerin dosyada mevcut nüfus kayıtlarından temin edilebileceği gözetildiğinde mahkemece yazılı gerekçe ile ve somut olayda uygulama yeri bulunmayan yasa hükmüne dayalı olarak davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ne var ki; bu tür davalarda, tapu kayıt bilgilerinin nüfus kaydına uygun şekilde düzeltilmesi amaçlanmakta olup, davacının “S..” olan bekarlık soyadının evlenmekle “B..” olduğu, dolayısıyla kapatılan kayıt üzerinden bir düzeltim yapılamayacağı kuşkusuzdur. Hâl böyle olunca; davacının talebi açıklattırılıp, talebin tapu kaydındaki “S..” olan soyadının “B..” olarak düzeltilmesi mi, yoksa tespit hükmü kurulması mı olduğunun öğrenilmesi sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazı açıklanan yön nedeniyle yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu taşınmazların tapulama tutanaklarının incelenmesinde 'İbrahim oğlu Hasan Topal adına kayıtlı olup ölümü ile evlatları Ali, Eyüp, Nazife, Ayşe, Üzüm, Menekşe, Gül, Gülizar ve karısı Güllü'ye terk ettiği ve adı geçenlerin de bu yere hisseleri nispetinde müştereken zilyet bulundukları muhtar ve bilirkişilerin beyanlarından anlaşılarak adlarına tespiti yapıldığı' ibaresinin bulunduğu anlaşılmış olup, davacının annesinin nüfus kayıt örneğinin incelenmesinde davacının annesi T4'in babasının İbrahim oğlu Hasan Topal olduğu, davacının anneannesinin adının Güllü olduğu yine davacının annesinin belirtilen tüm isimlerde kardeşlerinin bulunduğu ve nüfus kaydı ile kadastro tutanağının uyumlu olduğu anlaşılmaktadır. Zabıta araştırması ile kayıt maliki ile davacının murisinin aynı kişi olduğu belirlenmiştir....
Dava, nüfus (diğer kayıtların düzeltilmesi) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde yetkisizlik kararı verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Nüfus kayıt düzeltim davaları şahsa bağlı bir hakkın kullanılması niteliğinde olduğundan bu hususta vekile özel yetki verilmiş olması zorunludur. (HMK m. 74) Vekil, açıkça yetki verilmemişse nüfus kayıt düzeltim davası açamaz, açılmış olan davayı takip edemez. Dosyanın incelenmesinde davacı vekilince ibraz edilen vekaletnamenin HMK'nın 74. maddesinde belirtilen şekilde özel yetki içermediği anlaşılmaktadır....
Dava; nüfus (ad ve soyadı düzeltilmesi istemli) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Nüfus kayıt düzeltim davaları şahsa bağlı bir hakkın kullanılması niteliğinde olduğundan bu hususta vekile özel yetki verilmiş olması zorunludur. (HMK m. 74) Vekil, açıkça yetki verilmemişse nüfus kayıt düzeltim davası açamaz, açılmış olan davayı takip edemez. Dosyanın incelenmesinde davacı vekilince ibraz edilen vekaletnamenin HMK'nın 74. maddesinde belirtilen şekilde özel yetki içermediği anlaşılmaktadır....