Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dolayısıyla tapu tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgisinin ilavesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez. Şayet tapunun tesciline dayanak yapılan işlemde düzeltimi gerektirir bir hata yapılmışsa bu hatanın tüzüğün 87.maddesi uyarınca ilgilisinin başvurusu üzerine o maddedeki kurallar araştırılarak idarece düzeltilmelidir. Böyle olunca tapu kütüğündeki doğum tarihinin mahkemece düzeltilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK.nun 438/VII. maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Hükümde yer alan "doğum tarihinin 1944 olarak" cümlesinin hükümden cıkarılmasına, hükmün değiştirilmiş ve DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, 4.10.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    nın nüfus kaydındaki bu üç çocuğun kayıtlarının iptalini istemiş, mahkemece davalılardan ... 'ün nüfus kütüğündeki ..., ... ve ...'nın kayıtlarının iptaline karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, incelenen nüfus kayıtları içeriklerinden; davacı ...'nın kızlık hanesinde babaları ... olarak gösterilen 17.11.1988 doğumlu ..., 05.01.1991 doğumlu ... ve 12.02.1993 doğumlu ... ... adında çocuklarının kayıtlı bulunduğu aynı şekilde, ...'ün nüfus kütüğündeki kaydında eşi ...'dan olma 17.12.1988 doğumlu ..., 17.11.1991 doğumlu ... ve 12.02.1993 doğumlu ... adındaki çocuklarının tescil edildiği anlaşılmaktadır. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup mahkemeler hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır....

      Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve davacı vekilinin duruşma istemi konu itibarıyla reddedildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin nüfus kütüğünde "..." olarak yazılı bulunan adının "Şah ..." olduğunu, geleneksel tüm toplantılarda ve çevresinde bu isimle anılıp bilindiğini ileri sürerek nüfus kütüğündeki adına Şah adının da eklenmesini ve Şah ... olarak kayıtların düzeltilmesini istemiş, mahkemece 2590 Sayılı Yasa ile lakap ve ünvanların kaldırıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 2590 Sayılı Efendi, Bey, Paşa Gibi Lakap Ve Ünvanların Kaldırılmasına Dair Kanunun 1. maddesi ile Ağa, Hacı, Hâfız, Hoca, Molla, Efendi, Bey, Beyefendi, Paşa, Hanım, Hanımefendi ve Hazretleri gibi lakap ve ünvanlar kaldırılmış olup "Şah" kelimesi ise yurdumuzda bugüne kadar bir ünvan olarak değil salt ad olarak kişiler tarafından tercih edilmiş ve kullanılmıştır....

        Bu nedenle mahkemece, öncelikle kaydının düzeltilmesi istenen kişinin yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereğince doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesi hususunda davacıya önel verilerek, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandıktan sonra, davacının mirasçılığını gösteren veraset ilamı veya nüfus kaydı da alındıktan sonra davanın esası incelenerek neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu nüfus kaydı bulunmayan murisin baba isminin düzeltilmesine ve tespit kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Hüküm açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı velinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25.01.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Davacı, babaannesinin isminin, muris babasının nüfus kaydında "Rahime" olarak yazması gerekirken "Ayşe" olarak yazdığından tashih talebinde bulunmuş ise de; ilk derece mahkemesince davacının aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine dair karar vermiştir. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi" davalarının konusunu oluşturur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan "doğru olmayan kayıtlar" ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan "kayıt düzeltme davası" ile gerçek durumuna uygun hale getirilir ki, bu dava uygulamada "nüfus kaydının düzeltilmesi" davası olarak adlandırılmaktadır. Nüfus kayıt davaları sonucunda, genel olarak davacının kaydı başka bir haneye taşınmamakta; mevcut nüfus kütüğü üzerindeki hanede Nüfus Hizmetleri Kanununun 7. maddesi gereğince bulunan kayıtlar mahkeme kararı doğrultusunda değiştirilmekte veya düzeltilmektedir....

          Dolayısıyla, tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgisinin ilavesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez. Şayet, tapunun tesciline dayanak yapılan işlemde düzeltimi gerektirir bir hata yapılmışsa bu hata tüzüğün 87. maddesi uyarınca ilgilisinin başvurusu üzerine o maddedeki kurallar araştırılarak idarece düzeltilmelidir. Böyle olunca tapu kütüğündeki doğum tarihinin mahkemece düzeltilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm HUMK.nun 438/VII. maddesi gereğince düzeltilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) sayılı bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent gereğince hüküm fıkrasındaki "23.03.1912 doğumlu" sözcük dizisinin çıkarılmasına ve kararın DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, 19.11.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            NÜFUS HİZMETLERİ KANUNU [ Madde 36 ] "İçtihat Metni" Davacı dava dilekçesinde, kızının nüfus kaydında "İrem" olan adının "İrem Serra" olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava, nüfus kayıtlarında yer alan bilgilerin düzeltilmesi istemine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 2020/1 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 21.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Müdürlüğüne ve icra dosyasına başvurup durumu izah etmeye çalıştığı halde kesinti yapılması kararından dönülüp,davacıya iade edilmemesi üzerine davacı eldeki davayı açtığına göre ,davacının menfi tesbit davası açmakta hukuki yararı vardır.Kaldı ki ... borçlunun nüfus cüzdanındaki bilgilerin nüfus kütüğündeki bilgilerle karşılaştırılmasında 55 hanede ... ve ...den olma ... olduğu anlaşılmaktadır.Buna göre hukuki yararı olan ve dava açılmasına sebebiyet vermeyen davacının menfi tesbit davasının kabulüne ve lehine ücreti vekalet yargılama gideri takdirine karar verilmesi ayrıca dava açıldıktan sonra kesintinin geri ödenmesi nedeniyle de istirdat davası konusuz kalmakla birlikte dava açılmasına sebebiyet vermediğinden bu hususlarında,davacı lehine ücreti vekalet ve yargılama gideri takdirinde gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

                  Hükmü, davalı ... vekili ve davacılar vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bentler kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Somut olayda, davaya tapu kayıtlarındaki nüfus bilgilerinin, nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesi istenilmektedir. 06.05.2004 tarihli celsede incelenen mahkemenin 2001/324 Esas sayılı dosyası ile davacılar tarafından nüfus müdürlüğü aleyhine, davacılar murisinin nüfus kaydının düzeltilmesi için dava açıldığı, davanın reddine ilişkin kararın bozulmasından sonra dosyanın 2008/41esas numarasını aldığı belirtilerek bekletici mesele yapılmış ve 20.11.2008 tarihli celsede 2008/41 Esas sayılı dosyaya konu kaydın idari yoldan düzeltildiği gerekçesi ile bu dosyanın neticesinin beklenmesine dair ara kararından dönülmüştür....

                    UYAP Entegrasyonu