Aile Mahkemesi, TMK'nun 282. ve davamı maddelerinde sınırlı olarak belirtilen soybağının reddi (TMK 286 ve devamı), babalık davası, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir. Davada anne adlarının değiştirilmesi istenilen çocukların nüfusta babaları gözüken Zeki ile soybağlarının iptalinin istenmediği, sadece çocukların anne adlarının değiştirilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre...Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davanın soy bağının düzeltilmesi davası olduğunu belirterek görevsizlik kararı verilmiştir. Dava; ...'ın ... ve ...'ın birlikteliklerinden dünyaya geldiği halde nüfusa ...'ın Anne ve babası olan ... ve ...'ın çocukları olarak kaydedildiği bildirilerek, ... ve ... üzerindeki nüfus kayıtlarının iptali ile Mehmet ve ... üzerine kayıt edilmesini istemiştir. Bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemle yasaya aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesinin nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu açıktır. ( Hukuk Genel Kurulu 2013/18-354 E. 2013/1554 K. 13.11.2013 T.) Bu durumda,Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....
un beyanı ile nüfusa tescil edildiğinden dolayı davanın soybağının reddi davası olduğu, soybağının reddinin şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olması nedeni ile bu hususta verilmiş özel yetkiyi içerir vekaletname ibraz etmesi için davacılar vekiline iki haftalık kesin süre verildiği, bu süre içerisinde dava şartı olan soybağının reddi davası açabilmek için gerekli olan özel yetkiyi içerir vekaletname ibraz edilmediğinden, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Davanın, soybağının reddi davası değil, nüfus kaydının iptali davası olduğu ve dosya içerisinde mevcut davacılar tarafından davayı açan avukata verilen Midyat Noterliği'nin 19.07.2010 gün 5928 sayılı vekaletnamesinde "...nüfus kayıt tashihi,..." yetkisinin verilmiş olduğu dikkate alınmayarak mahkemece dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK'nin 11.02.1998 tarihli ve 2- 87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....
Dava mükerrer kayıt iptali ve nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin dava, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih....sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle mevcut kaydın düzeltilmesi davası olup, böyle bir dava sonucunda kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmeyeceğinden; davacının birinci talebi gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden bilindiği üzere çocukla ana arasındaki soybağı doğumla kurulduğundan yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....
Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında davacının gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan Rahime ile Mustafa hanesindeki nüfus kaydının iptali ile gerçek annesi Zahide’nin nüfus kaydına ilişkin ilk talebi nüfus kayıt düzeltme davası olup asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır. İkinci talep olan Fahrettin Arslan’ın davacının gerçek babası olduğunun tespiti talebi ise babalık davası olup aile mahkemesinin görevi kapsamındadır. Her iki davanın birlikte açılması halinde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07.03.2012 tarih ve 2011/2-775 esas 2012/116 karar sayılı ilamı da dikkate alındığında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Aile mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca belirlenen asliye hukuk mahkemelerinde davanın aile mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir....
Bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemle yasaya aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesinin nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu açıktır. (Hukuk Genel Kurulu 2013/18-354 E. 2013/1554 K. 13.11.2013 T.) Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 13/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....