Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

olmasına rağmen nüfus kayıtlarında babası ... 'in baba adının yazılmayıp buna ilişkin hanenin boş bırakıldığını ileri sürerek babası ...'in baba adının ... olduğunun tespiti ile nüfus kayıtlarının buna göre düzeltilmesini talep etmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 29.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı; nüfus kütüğünde “anne adının ..., baba adının ... “ olarak kayıtlı olduğu halde 4 parça taşınmazın tapu kaydında “anne adının ... , baba adının ....” yazıldığını ileri sürüp, kendisinin ana ve baba isminin nüfus kaydına göre düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur.. Davalı; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

      Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK 30.01.2008 gün 2008/2- 36- 47 sayılı kararı). Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacının annesi Zehra Adıgözel'in 1909 Yunanistan Ahiçelebi doğumlu olduğu 22.05.1934 tarihinde nüfusa tescil edildiği baba adının Fehmi, anne adının Zatiye olarak kaydedildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda dava, davacının annesi Zehra'nın babasının T4 olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında davacının eksik olarak oluşturulan dede isminin düzeltilerek nüfus kaydına tesciline ilişkin talep nüfus kayıt düzeltme davası olup asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır....

      ye getirildiğini ve ... vatandaşı olarak kaydedildiğini, sonrasında küçüğün bakımevine yerleştirildiğini, nüfus kaydında anne-baba olarak farklı kişilerin adının yazmasından dolayı çocuklarını alamadıklarını belirterek çocuğun anne baba adının düzeltilmesini talep etmiştir. Davanın kabul edilmesi halinde küçüğün baba adının değiştirilmesinin yanında nüfusta babası ile soybağı kalkacağından, dava bu niteliği itibariyle bir nesep davasıdır. Soybağı hukuku ile ilgili davalar 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin görev ve yargılama usullerine dair kanunun 4. maddesinde gösterilen davalardan olup TMK.'nun 282 vd. maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgili olan bu davanın Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... Aile Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde, baba hanesinde ... olan adının koca hanesindeki gibi "..." olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilerek adı geçenin baba hanesindeki ... adına olan kaydının iptaline karar verilmiş, hüküm Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, babası ...'in nüfus kütüğüne ... adı ile kayıtlı olduğu halde, 01.06.1953 yılında evlenerek gittiği koca hanesinde adının ... olarak kayıt edildiğini ve baba hanesiyle irtibatının koptuğunu bildirerek, baba hanesinde ... olarak gözüken adının ... olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece, ...,... H:1, BSN:10'da TC. ... no'lu ...,... 'den olma, ... doğumlu ... ...'in kaydının iptaline karar verilmiştir....

          in kök murisi ... nüfusuna kayıtlı ... ... doğumlu olup, 19/.../... tarihinde şehit olduğunu, geride gerçekte müvekkilinin babası ... ve halası ... kalmışken her nasılsa nüfus kayıtlarında ... ölüm tarihi kök muris ... çocuğu olarak kendi çocukları yanında da 01/.../... doğumlu ... adlı bir çocuğun da kaydedildiğini, nüfus kayıtlarından da anlaşılacağı üzere bu çocuğun baba adının ..., anne adının ise farklı olduğu bu çocuğun kök muris ... çocuğu olmadığı halde, sehven kök muris ...'...

            in çocukları olmadığı anlaşılacağından baba adının ..., anne adının ... olarak tashihine karar verilmesini talep etmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince İzmir 12.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Somut olayda davacı, anne ve babası ile aynı nüfus hane numarasında olmalarına rağmen nüfus kayıtları arasında bağlantı olmadığı için çocukları olarak gözükmediğini, bu durumu babasının veraset ilamı çıkarıldığında isminin gözükmemesi üzerine fark ettiğini, anne adının “...” yerine “...” ve baba adının “...” yerine “...”olarak yanlış yazıldığını iddia ederek hatalı nüfus kayıtlarının iptali ile nüfus kaydındaki anne ve baba adının düzeltilerek baba hanesi ile bağlantı sağlanmak suretiyle irtibatlandırılması istemiyle dava açmıştır. Bu halde, uyuşmazlık hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi ve nüfus kaydındaki bağlantının sağlanması istemine ilişkin olup, nesep davası olmadığı, ... ...'nun 25/12/2013 gün ve 2013/18-464 esas 2013/1698 karar sayılı ilamıyla da benimsenmiş olup, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2....

                Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R- Dava, davalı...un nüfus kaydında ana-baba adının düzeltilmesi talebine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davanın nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olmayıp soybağının düzeltilmesine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın soybağı kurulmasıyla ilgili olmayıp nüfus kaydında düzeltim talebine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda ...'nca davaname ile, davalı ...'un nüfus kaydında ... ve ...'un çocuğu olarak göründüğü, bu kişilerin gerçek anne ve baba olmadıkları, gerçek annesinin ... olduğu, gerçek babasının ise tespit edilemediği iddiasıyla davalı ...'un nüfus kaydında anne adının ..., baba adının ise ...'ın babasının adı olarak düzeltilmesi talep edilmiştir....

                  Anılan Kanun'un 31. maddesinin (d) bendi, nüfus kaydının düzeltilmesi davalarında, Cumhuriyet Savcısının davaya katılımını iptal ettiğinden ve verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurma hakkı da öngörmediğinden Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminin REDDİNE, B-Nüfus Müdürlüğünün temyizi yönünden, Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının babasının adının ..., nüfusta yapılan tarama sırasında ... olarak değiştirildiğini, bu değişiklik nedeni ile mağdur olduğunu ileri sürerek nüfusta İsa olan baba adının "..." olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Yargıtay uygulamalarında ve bilimsel çevrelerde ad üzerindeki hakkın şahsa sıkı sıkıya bağlı bir temel kişilik hakkı olduğu kabul edilmektedir. Bu bağlamda bir kimsenin ölümünden sonra adının değiştirilmesine olanak yoktur....

                    UYAP Entegrasyonu