DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava dilekçesi ile, nüfus kaydında Merdan ve T5 çocuğu olarak görünen Cem Kara'nın gerçekte bu kişilerin çocuğu olmadığı, gerçek anne ve babasının nüfus kaydının buna göre düzeltilmesi talep edilmiştir. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/5218 Esas - 2017/2742 Karar sayılı ilamı, "...Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/366 Esas - 2017/322 Karar sayılı dosyasından Yılmaz soyadının Karaytuğ olarak düzeltilmesine karar verildiğini, nüfus kaydında anne ve baba bildiği kişilerin isimlerinin geçmesini istediğini belirterek Hüseyin olan baba adının Ali, Eşe olan anne adının Nimet olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı idare temsilcisi duruşmadaki beyanında özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, evlat edinme işleminin davacı reşit olduktan sonra yapıldığını, nüfusta adı geçen kişilerin gerçek anne baba olduğunu, bu isimlerin nüfusta yer alması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
ı tek başına evlat edindiği, kararın kesinleştiği ve nüfus kayıtlarına işlendiği, küçüğün anne adının davacının adı ile değiştirilmekle birlikte baba adının halen biyolojik babasının adı olduğu ve davacının bu adı kendi babasının adı ile değiştirmek istediği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Yargıtay Hukuk Dairelerinin görevlerini düzenleyen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinde "Nüfus kütüğü ve yaş kayıtlarının düzeltilmesi, öz ve soyadının değiştirilmesi" davalarının Yargıtay 18. Hukuk Dairesi görevi kapsamında bulunduğu hüküm altına alınmış, 04.02.2010 tarih ve 1 sayılı Yargıtay Başkanlar Kurulu kararına göre de nüfus kayıt düzeltilmesine ilişkin davaların 04.02.2010 tarihinden itibaren sadece 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile sınırlı olmak üzere temyiz incelemesinin 18. Hukuk Dairesince yapılması gerektiği belirtilmiştir. Davacı dilekçesinde, .... ve ... kızı olmayıp gerçek anne babasının ... ve ... olduğunu ileri sürerek hatalı nüfus kaydının ve buna bağlı olarak adının ve nüfustaki ölüm kaydının düzeltilmesini istemiştir....
İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ : Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, davasında anne adının düzeltilmesini talep ettiğini, Tirebolu Hükümet Konağının 1959 yılında yanması sonucu evli olduğundan yeniden yazım sonucu Seher olan anne adının Seber olarak yazıldığını, yapılan bu yanlışlıktan annesinden miras alamadığı gibi eşinin öğretmen olması nedeniyle ve yapılan yanlışlıktan dolayı Samsun Öğretmen Evinde giriş kartında anne adının Seher olması nedeniyle mağdur olduğunu, bu yanlışlığın düzeltilmesi gerektiğini, duruşmada dinlenen tanıkları Temel Cırıt ve Şaban Aslan Aydın'ın anne adının Seher olduğunu bildiklerini söylediklerini, davada anne adının Seher olduğunu, Tirebolu Hükümet Konağının yandığından dolayı anne adının yanlışlıkla Seber yazıldığını ispat ettiğini, mahkemenin delilleri isabetli olarak değerlendiremeyerek hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verdiklerini, anne adının yanlış olmasından dolayı mağduriyet...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasında görülen davada Adana 1 Asliye Sulh Hukuk Mahkemesi ile Adana 3 Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, nüfusta anne ve baba adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Adana 1.Asliye Hukuk Mahkemesince, dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak TMK'nun 282 ve devamı maddelerinin uygulanması gerektiği bildirilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Adana 3.Aile Mahkemesi ise, davanın soybağının reddi ya da iptaline yönelik olmadığını, nüfus kayıtlarındaki yanlışlığın düzeltimine ilişkin olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur . Dava ile davalı ...'ın gerçek anne ve babasının nüfus kaydında yazılı kişiler olmadığı iddiasına dayalı olarak nüfus kaydının iptali istemi ile açılmıştır....
Nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar” ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan “kayıt düzeltme davası” ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda istem, nüfus kaydında yazılı baba adı değişmemek kaydıyla, yanlış beyana dayalı olarak yazılan anne adının değiştirilmesi istemine yöneliktir. Dava, soybağına ilişkin değildir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinden kaynaklanmayan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar”, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan “kayıt düzeltme davası” ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda istem, nüfus kaydında yazılı baba adı değişmemek kaydıyla, yanlış beyana dayalı olarak yazılan anne adının değiştirilmesi istemine yöneliktir. Dava, soybağına ilişkin değildir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinden kaynaklanmayan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
ın nüfusta "...." olan baba adının "..." olarak değiştirilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, kayden İslam kızı olarak nüfusa kayıtlı ...'ın "İslam" olan baba adının "..." olarak değiştirilmesi istenilmiştir. Nüfus Müdürlüğünün 14.11.2008 günlü yazısına göre ... nüfusa ilk kez 1928 yılında genel nüfus yazımında, evli olması nedeniyle eşi hanesine doğrudan yazılmıştır. Evlenmeden önceki anne baba kaydı bulunmamaktadır. Hatice'nin baba adının ... olarak değişmesi, ... mirasçılarının ve aynı zamanda ... mirasçılarının hukukunu etkileyecektir. Bu nedenle husumetin Hatice'nin babası olduğu bildirilen ...'in ve muris ...'ın tüm mirasçılarına yöneltilip, taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
in adının ... olarak değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacı anne ...'ın velayetinde bulunan oğlu ...'in adının “...“ olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 03.11.1928 tarihinde yürürlüğe giren 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun hükümleri uyarınca davacının, ad ve soyadının Türkçe okunduğu şekilde nüfus kütüğüne kayıt edilmesi zorunlu bulunduğundan ve ayrıca davacının adının yazılışında bulunan “x” harfinin, anılan yasanın 1.maddesinde sözü edilen ve bu yasaya bağlı cetvelde gösterilen Türk Harfleri arasında yer almadığından, davanın reddi yönünde hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....