Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen, kişiliği ile özdeşleştirmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir. Türk Medeni Yasasının öngördüğü "haklı neden" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri; ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olmalıdır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde davacı vekili müvekkilinin nüfus kütüğündeki anne adının ..., baba adının ise ... olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde ve yargılama sırasında evlatlık sözleşmesi kalkmadan, davacının nüfus kaydında birlikte evlat edinen Hatun ve Süleyman olan anne ve baba adının gerçek anne ve babasının (evlatlık veren) adı olan ... ve ... olarak değiştirilmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382. maddesinde ad ve soyadı düzeltilmesi işlerinin çekişmesiz yargı kapsamında bulunduğu; aynı Kanunun 383.maddesinde ise çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu düzenlenmekle birlikte, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde de nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlandığından mahkemece, adın düzeltilmesi istemine ilişkin davanın görevli asliye hukuk mahkemesinde açılması gerektiği dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek davanın esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen, kişiliği ile özdeşleştirmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir....

      Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382. maddesinde ad ve soyadı düzeltilmesi işlerinin çekişmesiz yargı kapsamında bulunduğu; Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 383. maddesinde ise çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu; 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde de nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlandığından; mahkemece, işin esasına girilerek gösterilecek deliller toplanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine uygun bulunmayan gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir....

        Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, ad, soyadı ve anne adının düzeltilmesine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 7. maddesine göre resmi sicil ve senetler belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı değildir....

          Davacılar tarafından çocukları T1 olan adının Ceren İkra olarak değiştirilmesi istemiyle açılan dava sonucunda yerel mahkemece, dinlenen tanığın küçüğün adını Habibe İkra olarak bildiğini beyan etmesi ve davacıların iddialarını kanıtlayacak başkaca bir delil de bildirmemiş olmaları nedeniyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacılar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Özel hukuk açısından ad, kişiyi tanıtan ve onu diğer bireylerden ayırmaya yarayan bir kavramdır. Kendine özgü kişiliği ve özvarlığı olan her birey, başkalarından adıyla ayırt edilir, toplum ve ailesi içinde bununla yer alır. Onun içindir ki her kişinin bir adının olması ve adının nüfus siciline yazılması yasayla zorunlu kılınmıştır. Bu zorunluluk aynı zamanda kişinin yaşamıyla özdeşleşen ve kişiliğinin ayrılmaz bir öğesini oluşturan adını özgürce seçmesi ve onunla tanınması için kendisine tanınmış bir temel kişilik hakkıdır....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/180 ESAS, 2020/189 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı vekilince yasal süre içerisinde istinaf edilmiş olmakla Dairemizce HMK'nın 353. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hem Türk hem Alman vatandaşı olduğunu, babasının soyadını kullandığını, babasının bulunduğu bölgede insanları kandıran, iyi niyetlerini suistimal eden, dolandıran bir kişi olduğunu ve aynı soyadı taşımak istemediğini, bu nedenle nüfus kayıtlarında Güngördü olan soyadının annesinin soyadı olan Lienemann olarak değiştirilmesini talep ve dava...

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki isim tashihine ilişkin davada ... 2.Asliye Hukuk ve ... 3. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacının nüfus kaydında " ..." olan adının “ ...” olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, nüfus kaydında ad ve soyadı değiştirilmesi isteminin 6100 sayılı HMK'nın 382/2-a-2'de çekişmesiz yargı işi olarak düzenlendiği, HMK 383.maddeye göre çekişmesiz yargı işinde görevli mahkemeninde Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, ergin olmayan çocukların soyadı değişikliği talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı istinaf etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesine göre kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir....

            UYAP Entegrasyonu