Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Adın değiştirilmesi davasında davacı taraf, örfi yahut çevresel nitelikteki sebep veya sebeplere dayanıp, kendisini haklı gösterecek olguları ispat ederek, nüfus sicilinde değişiklik yapılmasını talep etmekte olup, esasen bu tür davalarda davacı ile hasım gösterilen Nüfus Müdürlüğü ile arasında gerçek bir uyuşmazlık olmayıp, nüfus müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Nüfus Müdürlüğü, esasen davada taraf değil sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı da söz konusu değildir. Davacının, yukarıda belirtildiği gibi kendisini haklı gösterecek vakıaların varlığını ispat ederek, ad veya soyadının uygun biçimde düzeltilmesi dışında ileri sürebileceği herhangi bir hakkı da bulunmamaktadır....

    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, "..." olan soyadının "..." olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davacının babasının açtığı soyadı düzeltilmesi davası sonunda verilen karar ile o tarihte ergin olmayan davacının da soyadının değiştirildiği, Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36. maddesinin (b) bendi uyarınca aynı konuda iki dava açamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36/1-b maddesinde, aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği, bendin son cümlesinde ise nüfus müdürlüğünün soyadı değişikliğinde eş ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzelteceği öngörülmüştür. Dosya içindeki Çınar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 28.01.1976 gün 1975/107-1976/1 sayılı kararı ve nüfus kaydından, davacının babası ...'...

      Adın değiştirilmesi davasında davacı taraf, örfi yahut çevresel nitelikteki sebep yahut sebeplere dayanıp, kendisini haklı gösterecek olguları ispat ederek, nüfus sicilinde değişiklik yapılmasını talep etmekte olup, esasen bu tür davalarda hasım gösterilen Nüfus Müdürlüğü ile aralarında bir uyuşmazlık olmayıp, nüfus müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Gerçekte, davada taraf değil sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı da söz konusu değildir. Davacının, yukarıda belirtildiği gibi kendisini haklı gösterecek vakıaların varlığını ispat ederek, ad veya soyadının uygun biçimde düzeltilmesi dışında ileri sürebileceği herhangi bir hakkı da bulunmamaktadır....

        Adın değiştirilmesi davasında davacı taraf, örfi yahut çevresel nitelikteki sebep yahut sebeplere dayanıp, kendisini haklı gösterecek olguları ispat ederek, nüfus sicilinde değişiklik yapılmasını talep etmekte olup, esasen bu tür davalarda hasım gösterilen Nüfus Müdürlüğü ile aralarında bir uyuşmazlık olmayıp, nüfus müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Gerçekte, davada taraf değil, sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı da söz konusu değildir. Davacının, yukarıda belirtildiği gibi kendisini haklı gösterecek vakıaların varlığını ispat ederek, ad veya soyadının uygun biçimde düzeltilmesi dışında ileri sürebileceği herhangi bir hakkı da bulunmamaktadır....

          Adın değiştirilmesi davasında davacı taraf, örfi yahut çevresel nitelikteki sebep yahut sebeplere dayanıp, kendisini haklı gösterecek olguları ispat ederek, nüfus sicilinde değişiklik yapılmasını talep etmekte olup, esasen bu tür davalarda hasım gösterilen Nüfus Müdürlüğü ile aralarında bir uyuşmazlık olmayıp, nüfus müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Gerçekte, davada taraf değil, sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı da söz konusu değildir. Davacının, yukarıda belirtildiği gibi kendisini haklı gösterecek vakıaların varlığını ispat ederek, ad veya soyadının uygun biçimde düzeltilmesi dışında ileri sürebileceği herhangi bir hakkı da bulunmamaktadır....

            olan isminin ... olarak değiştirilmesi talebine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, 6100 Sayılı HMK'nin 382/2-2 maddesine göre ad ve soyadı değiştirilmesi davasının çekişmesiz yargı işlerinden olduğu, aynı yasanın 383. maddesine göre de çekişmesiz yargı işlerinde sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, 5940 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/a maddesine göre nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının ilgili kişinin yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca, haklı bir sebebe dayanmak kaydıyla, adın değiştirilmesi hâkimden istenebilir....

              Söz konusu maddelere aykırı olarak verilmiş olan adların değiştirilmesi için ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde dava açılır." düzenlemeleri gereği ilgili idare olan nüfus müdürlüğünün göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesine açılacak dava ile 2525 Sayılı Soyadı Kanunu ile 2891 Sayılı Soyadı Nizamnamesine aykırı olan soyadın düzeltilmesinin istenebileceği unutulmamalıdır. SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığının (Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü) temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin 363. maddesi uyarınca sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 23.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Davalı nüfus temsilcisi; takdiri mahkemeye bırakmıştır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı vekili tarafından, yargılama aşamasında ileri sürülen ve istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle kanun yoluna başvurulmuştur. Dava, nüfus kayıtlarındaki soyadın düzeltilmesi talebine ilişkindir. Dosya içeriği ile toplanan delillerden: davacı Dilek’in evli olmadığı ve bekârlık soyadı olan Kirişçioğulları yerine Jiyan soyadını kullanmak istediği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere; 2525 sayılı Soyadı Kanununun 3. maddesinde “Rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz” hükmü yer almaktadır. Ayrıca; 2891 sayılı Soyadı Nizamnamesinin 5. maddesinde “Yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır”, 7. maddesinde de “Yabancı ırk ve millet isimleri soyadı olarak kullanılamaz” şeklinde düzenleme bulunmaktadır....

                Adın değiştirilmesi davasında davacı taraf, örfi yahut çevresel nitelikteki sebep yahut başka sebeplere dayanıp, kendisini haklı gösterecek olguları ispat ederek, nüfus sicilinde değişiklik yapılmasını talep etmekte olup, esasen bu tür davalarda hasım gösterilen Nüfus Müdürlüğü ile aralarında bir uyuşmazlık olmayıp, nüfus müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Gerçekte, davada taraf değil, sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı da söz konusu değildir. Davacının, yukarıda belirtildiği gibi kendisini haklı gösterecek vakıaların varlığını ispat ederek, ad veya soyadının uygun biçimde düzeltilmesi dışında ileri sürebileceği herhangi bir ... da bulunmamaktadır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili, dava dilekçesinde davacının nüfus kaydında "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, verilen bu karar Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde davacının Avusturya'da yaşadığını ve "..." soyadını taşıyan birden çok kişinin olduğunu yine yargılama aşamasında davacının ... adlı kişi ile evlilik dışı birlikte yaşadığını ve ortak bir çocukları olduğunu bildirerek, davacının nüfus kaydında "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesini istemiştir. Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmüne göre adın ve soyadın değiştirilmesi ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenilebilir....

                    UYAP Entegrasyonu