WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesince, tapu kaydına 14/07/2021 tarihinde doğrudan 2021/985E sayılı dosyadan haciz konulduğu, kıymet takdirine ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin, haciz kararını ve kıymet takdiri yapılması kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 27. İcra Hukuk Mahkemesince ise, kıymet takdirine konu taşınmazın Diyarbakır İcra Dairesince tesis edildiği, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisi, kıymet takdiri raporunu düzenleyen icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....

    İcra Müdürlüğünce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi ... İcra Hukuk Mahkemesine aittir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunu’nun 36/3. maddesi gereğince; ... İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 10.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      İcra Hukuk Mahkemesince, kıymet takdirine ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin, haciz kararını ve kıymet takdiri yapılması kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesince ise, somut olayda öncelikle takibin ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin olduğu, haciz aşaması söz konusu olmadığından nokta haczinden bahsedilemeyeceği, Trabzon İcra Hukuk Mahkemesi yetkisizlik kararının bu yönüyle yerinde olmadığı ayrıca kıymet takdirinin Trabzon İcra Müdürlüğü tarafından yapıldığı, İİK’nın 128/a maddesine göre şikayeti inceleme yerinin talimat icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....

        Şikayet dilekçesinde yer alan: "ödeme emrinin muhtara bırakıldığı, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olunduğu" şeklindeki beyanlar usulsüz tebligat şikayeti olarak yorumlanamaz. Zira tebligat usulsüzlüğü ayrıca, açıkça ve delilleriyle ileri sürülmüş değildir. O halde yöntemine uygun olarak açıkça ve delilleriyle ileri sürülen bir tebligat usulsüzlük şikayeti bulunmadığı halde mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Ayrıca, Özel Dairenin bozma kararının dördüncü paragrafında "mükerrerlik oluşturacağı gibi" ifadeleri yer almış ise de, İstanbul 21. İcra Dairesinin 2011/16238 E. sayılı dosyasında takibe dayanak ilam bozulmakla ortadan kalktığından, İstanbul 34. İcra Dairesinin 2013/26952 E. sayılı dosyasında başlatılan takip mükerrerlik oluşturmadığından "mükerrerlik oluşturacağı gibi" ifadelerinin bozma kararı kapsamından çıkartılması gerektiği kabul edilmiştir. 20. Hâl böyle olunca direnme kararı yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulmalıdır. IV....

            Araç Üstü Ekipmanları Ltd.Şti. tarafından düzenlenen faturaları kullandığının iddia olunduğu, sahte fatura düzenleyicisi mükelleflerin farklı olması nedeniyle dava dosyaları arasında mükerrerlik bulunmadığı, sanığın aynı takvim yılında farklı mükelleflerden temin ettiği sahte faturaları kullandığına yönelik tespitin, zincirleme suç içinde değerlendirilmesi gerekeceği anlaşılmakla; belirtilen dava dosyasının duruşmaya getirtilip incelenmesi, mümkün olması halinde davaların birleştirilmesi ve yargılamaya devamla davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, mükerrer olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi, Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2013/815 esas 2015/80 karar sayılı dosyasında zincirleme şekilde mühür bozma suçunu işlediğinden mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmakla, mükerrer yargılamanın önlenmesi bakımından, söz konusu dava dosyasının derdest olması halinde davaların birleştirilmesi, birleştirme imkanı yoksa ilgili dosyanın celp edilerek geldiği son durum itibariyle özetinin duruşma tutanağına geçirilmesi, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı birer suretinin dosyaya intikalinin sağlanması ve sonucuna göre mükerrerlik hususu değerlendirilip sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava dosyası üzerinde yapılan incelemede; Mükerrerlik iddiasına konu Ankara 22. İcra Müdürlüğü'nün 2016/19578 esas sayılı takip dosyası ile bağlı Ankara 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/698 esas sayılı dava dosyalarının dosya içerisinde olmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda numarası belirtilen dosyaların ilgili yerlerden celp edilerek dosya arasına alınması ve birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın bölge adliye mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 09/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Davacı ..., Şiralok Mahallesinde yapılan kadastro çalışmalarında, kadastrosu önce yapılan ve kesinleşen Darıcı Köyü sınırlarına uyulmadan, davalıya ait 572 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak ölçülmesi neticesinde genel sınırda mükerrerlik oluştuğunu ileri sürerek, dava konusu 572 parsel sayılı taşınmazın mükerrer 526,04 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile kendisine ait Darıcı Köyü 846 parsele eklenmek suretiyle adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, dava konusu 572 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile işaretli 526,04 metrekarelik bölümünün ifrazı ile 846 parsele eklenmek suretiyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/300 Esas sayılı dosyasına kayden görülen kamu davasının konusunun sanığın 2010 takvim yılının diğer aylarında sahte fatura kullanma eylemleri nedeniyle farklı aylara ilişkin olduğu ve davanın mükerrer olmadığı, zincirleme şekilde işlenen "sahte fatura kullanma" suçunu oluşturduğu nazara alınmadan mükerrerlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesi yasaya aykırı, 2)Suçun sübutu halinde ise; hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359 maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2 maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz nedenleri...

                      UYAP Entegrasyonu