Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davada mükerrer kaydın iptali istenildiğine göre mahkemece yapılacak iş; gerçeğe uygun (doğru) olan kaydın korunması ile diğer kaydın iptaline karar vermek olmalıdır Bunun için de mükerrer kaydın iptali istenilen kişinin gerçek doğum tarihinin 1.9.1993 mü yoksa 10.6.1991 mi olduğunun yöntemince saptanması ve bu bağlamda kişinin sağlık kurulu raporunun alınması ile doğru olan kaydın belirlenmesinden sonra buna göre hüküm kurulması gerekirken yeterli araştırma yapılmadan salt tanık anlatımına dayanılarak sonraki tescil yerine ilk tescil kaydının iptaline karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    in mükerrer olan Babaeski İlçesindeki kaydının iptalini, Konya İli Sarayönü İlçesinde kayıtlı murisleri ... ... ile Lüleburgaz İlçesi Ayvalı Köyünde kayıtlı ...'un aynı kişi olduklarının tespitini istemiştir. Mahkemece mükerrer kayıt iptaline ilişkin istemin reddine, ... ... ile ...'un aynı kişi olduklarının tespitine karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcıları tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili tarafından davalı ... ile ... ve ... aleyhine açılan davada davacıların murisi ... ...'in mükerrer olan Babaeski İlçesindeki nüfus kaydının iptali ile yine muris ... ... ile Konya İli Sarayönü İlçesinde kayıtlı ... ve ... oğlu 01.07.1928 doğumlu ...'un aynı kişi olduklarının tespitine karar verilmesi istenilmiş, mahkemece mükerrer kayıt iptali isteminin reddine, ... ... ile ...'un aynı kişi olduklarının tespitine karar verilmiştir....

      Bir davada taraf teşkili dava şartı olup somut olayda olduğu gibi iptali istenen nüfus kaydının iptal edilmesi durumunda bu iptalden hukuken etkilenecek olan herkesin yasal hasım olan nüfus idaresi ile birlikte davada hasım olarak yer almaları gerekir. Mükerrer kayıt olduğu belirtilerek kaydının iptali istenen TC kimlik numaralı Türkan Sönmez'in mükerrer kayıt olduğunun kanıtlanması durumunda bu kişi nüfus kaydında 1975 yılında ölmüş göründüğüne ve annesi ve aynı zamanda davacının da annesi olan Gülhanım Sönmez ise 1973 yılında ölmüş olmakla Gülhanım'ın yegane mirasçıları eşi Gazi ve davacı olacak bu durumda anne Gülhanım'ın mirasının 1/4'ü eşi Gazi Sönmez'e, 3/4'ü ise davacıya geçecektir....

      ın mükerrer olduğu bildirilen doğum tarihinin iptali savıyla baba ... tarafından açılmıştır. Mükerrer kaydının iptali istenilenin -dava gününe göre- sağ ve ergin bir kişi olduğu anlaşılmaktadır. Nüfus kütüğüne kızının iki kez kaydedilmiş olması davacı babanın haklarını -dolaylıda olsa- etkileyeceği gözetildiğinde böyle bir davayı açma konusunda hukuki yararı bulunmakla birlikte; kamu düzenini de ilgilendiren bu davada nüfus kaydının iptali istenen kişinin de davacı baba yanında davaya katılmış olması gerekir. Öyle ise mükerrer kaydının iptali istenilen ...'ın davacının yanında yöntemince davaya katılması sağlanmadan davaya bakılıp işin esası hakkında hüküm kurulması yasaya ve yönteme aykırıdır. 2-Kabule göre de; davacı ...'ın dosya içerisindeki aile nüfus kaydı içeriğinden kızı ...'...

        ın nüfus kütüğünde mükerrer olan ölüm kaydının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davaname ile ...'ın nüfus kütüğünde mükerrer olan ölüm kaydının iptali istenmiş, mahkemece davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Soybağı ve miras hukukunu ilgilendiren mükerrer ölüm kaydının iptali istemine ilişkin davada ...'ın mirasçılarının davaya dahil edilmeleri gerekirken, mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınıp taraf teşkili sağlanmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          nin nüfus kütüğünde mükerrer olan ölüm kaydının iptali istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davaname ile ...'nin nüfus kütüğünde mükerrer olan ölüm kaydının iptali istenmiş, mahkemece davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Soybağı ve miras hukukunu ilgilendiren mükerrer ölüm kaydının iptali istemine ilişkin davada ...'nin mirasçılarının davaya dahil edilmeleri gerekirken, mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınıp taraf teşkili sağlanmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            Ancak, davacının talebi, kendi adına kayıtlı 1025 parsel sayılı taşınmazın mükerrer olan kaydının iptali ile davalılar adına kayıtlı olan 774 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece yalnızca mükerrer kayıt yönünden değerlendirme yapılıp, davacının 774 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescili talebi yönünden olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemesi isabetsiz olup, davacı ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 25.09.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

              Hukuk Dairesi’nin 15.07.2015 tarih ve 2015/10018 Esas, 2015/9838 Karar sayılı ilamıyla “dava, mükerrer tapu iddiasına dayalı tapu iptali istemine ilişkin olduğundan, temyiz inceleme görevinin Yargıtay 16.Hukuk Dairesi’ne ait bulunduğu” belirtilerek görev yerinin belirlenmesi amacıyla dosya Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu’na gönderilmiş, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu’nun 24.11.2015 tarih ve 2015/21876 Esas, 2015/21225 Karar sayılı kararıyla “Uyuşmazlığın, mükerrer tapu iddiasına dayalı tapu iptali istemine ilişkin olması sebebiyle temyiz incelemesinin Dairemize ait bulunduğu" belirtilerek dosya Dairemize gönderilmiş ise de, dava, kadastro sırasında mera olarak tespit ve tescil edilen taşınmazın tapu kaydı ile ihdasen Hazine oluşturulup sonradan üçüncü kişiye devredilen tapu kaydının mükerrer olduğu iddiasıyla açıldığından ve somut olaydaki uyuşmazlık mükerrer kadastrodan değil HİİK kararında da belirtildiği üzere mükerrer tapu kaydından kaynaklandığından davaya bakma görevi Dairemize ait...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mükerrer Nüfus Kaydının İptali Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde, davalılar ... ve ...'ın nüfus kaydında önce gerçek anne ve babası hanesine, sonra da davacı ve eşi hanesine mükerrer olarak kaydedildiğini ileri sürerek, davalılar ... ve ...'ın davacı ve ölü eşi ... üzerindeki mükerrer kayıtlarının iptalini istemiş; mahkemece, ... ve ... oğlu ...'ın ... adı ile, ... ve ... kızı ...'ın da ... ad ve soyadı ile davacı ... ile ölü eşi ... çocukları olarak mükerrer kaydedildiklerinin dosya kapsamı ile anlaşıldığından kaydın iptaline karar verilmiştir. Hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava mükerrer kaydın iptali istemine ilişkindir....

                  Dava mükerrer nüfus kaydının iptaline ilişkindir. Mükerrer kaydının iptali istenilen ...'ın babası......ölüdür. Sağ anne..... ise davalı değil tanık olarak dinlenilmiştir. Somut olayda, mükerrer kaydın iptalinden dolayı hukukları etkilenecek olan davacının babası .... mirasçıları ile sağ anne Sevim'in davalı sıfatı ile davaya dahil edilerek gösterdikleri deliller toplanıp oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerektiği dikkate alınmadan eksik tarafla işin esasına girilerek davanın reddi doğru görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu