nin üzerine ... ve 03/03/1969 doğum tarihiyle mükerrer olarak tescil edildiğini, müvekkilinin evli ve bir çocuk babası olduğunu, her ne kadar kayıtlar söz konusu olduğunda sonradan tescil edilen kaydın iptali gerekirse de müvekkilinin tüm yaşamını ikinci kayıt üzerinden sürdürdüğünden ilk kaydın iptalinin hukuka ve nesafet ilkelerine daha uygun düşeceğini iddia ederek mükerrer ilk kaydın iptalini istemiş; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; ... ile ...'nin aynı kişiler olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Mükerrer kaydın iptalinde, sonradan yapılan ikinci kaydın iptali gerekmekte ise de, ...'...
Dava dilekçesinde, mükerrer kaydın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dilekçesinde, ...,... 'de ... ve ...,... doğumlu olarak ve ... adı ile nüfusa kayıt edildiğini, ayrıca amcası ... ile yengesi ... 'nin de ... adı ile 17.09.1957 doğumlu olarak ...,... 1'e kendi çocukları gibi nüfusa kayıt ettirdiklerini, böylece mükerrer kayıtlı olduğunu ileri sürerek mükerrer kaydın iptali ile adının ..., baba adının ... ana adının ... olarak düzeltilmesini istemiş; mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile ...,... Hane No:35'de nüfusa kayıtlı ...,...,... doğumlu ...'a ait mükerrer kaydın iptaline karar verilmiştir....
ın evlilik dışı çocuk olarak annesi hanesine 04.01.2010 tarihinde tescil edildiği, daha sonra babası ... hanesine de tanıma suretiyle yeni TC. kimlik numarası verilerek 15.03.2010 tarihinde tescil edildiği anlaşılmış olmakla, dava mükerrer kaydın iptali şeklinde açılmış ise de dilekçe içeriğinden her iki kaydın da doğru kayıt olması nedeniyle farklı kimlik nosu ile kayıt edilen ...'nın aynı kişi olduğunun tespiti davası olduğundan mahkemece mükerrer kayıt iptali olarak yorumlanıp anne hanesindeki kaydının iptaline karar verilmesi doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm fıkrasının "DAVANIN KABULÜNE"den sonra gelen paragrafının hükümden çıkarılmasına, yerine; "... TC kimlik no'lu ... ile ... TC kimlik no'lu ...'un aynı kişi olduklarının tespitiyle ... olan TC kimlik numarasının iptaline, baba hanesine TC kimlik no'su olarak ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mükerrer Kaydın İptali Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava dilekçesinde, davacının eşi ...'nun kızkardeşi ...'in mükerrer olarak davacı ve eşi ... kızı gibi ... TC kimlik numaralı ... adıyla nüfusa kaydettirildiğini, ...'nun dünyaya gelmediğini, bu nedenlerle ... kaydının silinmesine karar verilmesini istemiş; mahkemece, ... ile ...'nun aynı kişi olması nedeni ile mükerrer olan ...'nun nüfus kaydının iptaline karar verilmiştir. Dava mükerrer nüfus kaydının iptali istemine ilişkindir....
Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilâmsız takip yapılamaz." şeklinde düzenlendiği, son cümleden anlaşıldığı üzere kural olarak takibin yalnızca bir kez yapılabileceği ve mükerrer takibin yasak olduğu görülmüştür. Nitekim emsal alınan Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2019/ ... Esas, 2019/ ... Karar sayılı ilamında da: "İ.İ.K.'nun 68/1 maddesi gereğince mükerrer ilamsız takip yapılamaz. Usulüne uygun yapılmış bir takip bulunması itirazın iptali davasının görülmesi için dava şartıdır. Dava konusu takip mükerrer ilamsız takip olduğu için usulüne uygun bir takip olmadığından itirazın iptali davası için dava şartı gerçekleşmemiştir. Bu itibarla davanın usulden reddi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmamıştır." denilerek mükerrer takibin usulüne uygun bir takip olmaması sebebiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddinin gerektiğine işaret edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mükerrer Tapu Kaydına Dayalı Tapu İptali Ve Tescil K A R A R Dava, davacının kadastrodan sonraki nedenlere dayanarak mükerrer olduğunu belirttiği tapu kaydının iptali talebiyle açılmış olup, davacının tapu kaydı ihdasen oluşan tapu kaydı olduğuna göre, kadastro işlemi sırasında oluşmuş mükerrerlik durumu söz konusu olmadığından temyiz inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı ile hazırlanan, 28.01.2022 tarihli ve 31733 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İmar Uygulaması Nedeniyle Mükerrer Kayıt Oluşturduğu İddiasıyla Yolsuz Tescile Dayalı Tapu İptali Ve Tescil İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarayönü Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, imar uygulamasıyla mükerrer kayıt oluşturulduğu iddiasıyla yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olup, kadastral parselden kaynaklı uyuşmazlık bulunmadığına göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı ile hazırlanan, 28.01.2022 tarihli ve 31733 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (7.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 03.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan 27/08/2015 tarih ve 29458 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 456 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin 9. maddesinin iptali istenilmektedir. 2. Davacı adına, 10/10/2019 tarihinde mükellefiyet tesis ettirmesine rağmen e-tebligat sistemine başvuru yapmadığından bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesi uyarınca 2019/10 dönemi için kesilen özel usulsüzlük cezasının iptali istenilmektedir....
nun Düşüncesi: Dava konusu tebliğ ile bu tebliğ uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmesine ilişkin işlem 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 149 mükerrer 257 ve mükerrer 355'inci maddelerine aykırılık taşımadığından; davanın reddi gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı ...'...
Somut olayda, idari para cezası tahakkuk ettirilemeyeceğinin tespiti ve dari para cezasının iptali istemine ilişkin uyuşmazlığın çözüm yeri 5510 sayılı Yasa'nın 102.maddesinin 4.fıkrasına göre idari yargı olduğundan davanın bu bölümünün 6100 sayılı HMK'nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle usulden reddine karar verilmek üzere tefrikine, davacıya ait taşımacılık ve servis işyerinin Kurum tarafından mükerrer olarak yapılan tescilinin iptali ve bu mükerrer tescil nedeniyle prim tahakkuku yapılamayacağının tespitine yönelik istem ise 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlık olduğundan İş Mahkemesi görevli olması nedeniyle bu istemler yönünden işin esasına girilerek olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde dava konusu uyuşmazlığın tamamının çözüm yerinin idari yargı olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....