Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın ölümü üzerine oğlu ... davacı sıfatı ile davayı takip etmiş, Şerife'nin diğer mirasçılarını davaya dahil ederek, iptali istenen 28/02/1962 doğumlu ...'ın nüfus kaydının resmi belgeye dayanarak kaydedildiği, doğum tutanağının, ... Devlet Hastanesi'nin 28/02/1962 tarihli ve 1375 sayılı yazısına göre düzenlendiği, iptali istenen kaydın resmi belgeye dayandığı ve aksinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı ... temyizinde, aynı doğum tarihli Ayten adında kardeşinin yazıldığını, dolayısı ile mükerrer kayıt bulunduğunu bildirerek mükerrer kayıt olan ... kaydının iptali gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasını istemiştir. Kaydının iptali istenen ...'ın ... Devlet hastanesi Başhekimliği tarafından düzenlenen 28.02.1962 tarihli doğum tutanağına göre tescil edildiği, ...'...

    Çevre parsellerin kadastro parselleri olmayıp köy yerleşim yeri olarak iskanen oluşturdukları anlaşılmakta olup, bu yöreden kadastro geçip geçmediği anlaşılmadığından bu konuda İlçe Kadastro Müdürlüğünden bilgi sorulup, kadastronun geçtiğinin anlaşılması halinde kadastronun geçtiği tarihten itibaren davalının korunmaya değer bir zilyetliğinin mevcut bulunup bulunmadığı da bu çerçevede tahlil ve müşahade edilmelidir. Bütün bu yönler üzerinde durulmadan uyuşmazlık konusu yerin hazine adına tapusu olmadığı halde, idare adına tapu varmış kanaatiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 27.12.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Asliye Hukuk Mahkemesi ile Sivas Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: KARAR ...Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın 30/06/2008 tarihinde açıldığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu Yoğunpelit köyünden ise kadastronun 17/04/2006 tarihinde başlayıp, 15/06/2009 tarihinde sona erdiği ve bu haliyle dava görülürken kadastronun köyden geçtiği ve Kadastro Mahkemesince davanın görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.......

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/06/2022 NUMARASI : 2021/126 2022/91 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Alım Hakkından Kaynaklanan) KARAR : Silifke 2....

        ----İcra İflas Kanununun 68/1 maddesi uyarınca mükerrer icra takibi yapılamaz. Usulüne uygun yapılmış bir takip bulunması itirazın iptali davasının görülmesi için dava şartıdır. Dava konusu takip mükerrer ilam takip olduğu için usulüne uygun bir takip olmadığından itirazın iptali davası için dava şartı gerçekleşmemiştir. Bu itibarla davanın usulden reddi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmamıştır." belirtilmiştir. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için geçerli ve mükerrer olmayan bir icra takibinin yapılmış olması dava şartları arasındadır. Geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Somut olayda davacının, ---- ---- dosyası ile başlatmış olduğu takip mükerrer bir takip olduğu için usulüne uygun bir takip olmadığından itirazın iptali davası için dava şartı gerçekleşmemiştir....

          K A R A R Daha önce Dairemize ait 2.10.2006 tarihli kararla dava konusu 148 parselin ilk kadastro tesbitinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte tapu kayıtları, kadastronun kesinleştiği tarihin bildirilmesi istenilmişse de, parsele ait ilk tapu tesis tarihinden itibaren tapu kayıtları gönderilmediği gibi, gönderilen kadastro tesbit tutanağında da tesbitin kesinleştiği tarih yazılı değildir. Bu nedenle 148 parsele ilişkin kadastro tesbitinin hangi tarihte kesinleşerek tapuya tescil edildiğinin tapu sicil müdürlüğünden araştırılarak bildirilmesi için dosyasının mahalline ikinci kez GERİ ÇEVRİLMESİNE, 12.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Fen bilirkişisinin raporuna göre, suç yerinin kadastrosunun yapıldığının belirtilmesi karşısında, yapılan kadastronun 3402 sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılan kadastro olup olmadığının araştırılmaması, 2) Sanığın savunmasında, dava konusu yeri hayvanlarına yedirmek amacıyla ektiğini söylemesi karşısında, sanığın işgal kastının bulunduğu gözetilmeden, eksik inceleme ve sanığın suç kastının bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısı ve katılan idare vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 31.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kadastronun Tespiti DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 18.01.2016 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro sırasında tespit dışı bırakılan yerin tescili isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 22.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03/07/2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16/04/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, imar uygulaması sonucu oluşan mükerrer oluşan mükerrer tapu kaydının iptali istemine ilişkindir....

                  Davacı T1 istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında üzerinden on yıl geçtiği belirtilen kadastronun tesis kadastrosu değil tespit kadastrosu olduğunu, tesis kadastrosu esnasında çekişmeli taşınmazın miras bırakanları adına tescil edildiğini, ikinci yapılan kadastroda ise bu yerin hata ile orman olarak yazıldığını, ikinci kadastronun zaten usulüne uygun şekilde kesinleştirilmediğini, davaya konu taşınmazı kendisi ve miras bırakanlarının uzun yıllardır ekip biçtiklerini, zilyetlik yoluyla kazanılan ve adlarına tescil edilen taşınmazın daha sonra yapılan kadastro ile sehven Hazine adına yazıldığını beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak orman parselinin bir bölümü hakkında genel mahkemede açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu