Takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nun 150 ve 150/a maddeleri gereğince ödeme emrine itiraz hakkında uygulanması gereken aynı Kanunun 62. maddesinde; "itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak İcra Dairesine bildirmeye mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Ancak somut olayda borçlular tarafından, dava dilekçesinde borca itirazlar ile birlikte, bir kısım şikayetlerde de bulunulduğu anlaşılmaktadır. Borçlular, gerekçeli istinaf dilekçesini, yasal 10 günlük süreden sonra verdiğinden Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf süre tutum dilekçesi ve kamu düzeni ile sınırlı inceleme yapılması ile yetinilmesi gerekirken kamu düzeni dışında işin esası incelenerek, hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğü'nün 2011/5324 Esas sayılı dosyasından takip başlattığını, davalının yetkiye ve borca itiraz ettiğini belirterek, itirazının iptaline, BK'nın 42 maddesi gereği tazminata ve haksız inkar nedeniyle icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetki itirazında bulunarak, davanın reddini istemiştir....
Takip dosyasının incelenmesinde; muteriz borçluya .../04/2014 tarihinde örnek ... nolu ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun, 30/04/2014 tarihinde, yasal sürede icra mahkemesine başvurarak borca itiraz ettiği, dosya borcunun ise takibin diğer borçlusu ... ....Şti. tarafından ....07.2015 tarihinde infaz edildiği görülmektedir. Somut olayda, itiraz eden borçlunun rızaen yaptığı bir ödeme bulunmayıp, takibe konu dosya borcunun diğer borçlu ciranta tarafından ödenerek infaz edilmiş olması, hakkında takip yapılıp ödeme emri gönderilen ve bu nedenle itiraz ve şikayette bulunan borçlu yönünden itiraz ve şikayetlerin esasının incelenmesine engel değildir. O halde, mahkemece, borçlunun itiraz ve şikayetlerinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Mahkemesi İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği Görüşülüp düşünüldü. Dava, itirazın kaldırılması, takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece işin halli yargılama gerektirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 17.12.2005 tanzim 01.03.2006 başlangıç tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı bu kira sözleşmesine dayanarak 5.12.2006 tarihinde başlattığı icra takibi ile takip tarihine kadar ödenmeyen birikmiş 917.701.TL kira alacağının tahsilini istemiştir. Davalı borçlu icra takibine süresinde yaptığı itirazında sadece borca ve faize itiraz etmiştir. Bu şekildeki itiraz borca itiraz niteliğinde olup, borçlu itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermediğinden İİK.'...
Temyiz Sebepleri Davacı borçlu vekili ve davalı alacaklı vekili; istinaf dilekçelerini tekrarlayarak, istinaf kararına karşı yasal süresi dahilinde temyiz kanun yoluna başvurduklarını belirtmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, tebligat usulsüzlüğü şikayeti, borca kısmi itiraz, kambiyo vasfına itiraz, çek komisyon bedeline ve tazminatına itiraz ve faiz oranına itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İcra İflas Kanunu 16. madde, 169. madde, Türk Ticaret Kanunu 695. madde. 3....
göre yerinde olmadığı anlaşılmakla reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayet ve borca itirazın(mirasın reddine dayalı) HMK'nın 114/1- ı ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan Usulden Reddine, İmzaya ve borca itirazın Reddine" karar verildiği görülmüştür....
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, ve özellikle itiraz dilekçesinin netice-i talep bölümünde borca ve tüm fer'ilerine itiraz edildiği belirtildiğinden itirazın takip talebinde belirtilen toplam borca yönelik olduğunun kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 16.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesinin 18/11/2020 tarih, 2020/3334 esas, 2020/10001 kararı ile sair temyiz itirazları yerinde değil ise de, borçlu dava dilekçesinde borca, faize ve ferilerine itiraz etmiş olup İlk Derece Mahkemesince borca itiraz değerlendirilerek dava ispatlanamadığından bahisle borca itirazın reddine karar verildiği, borçlu yanca, istinaf dilekçesinde borca, faize ve ferilerine açıkça itiraz etmesine rağmen davanın reddine karar verildiğini belirterek karara itiraz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesince borçlu tarafından faiz konusu açıkça getirilmediğinden bahisle bu husus değerlendirme konusu yapılmadan istinaf başvurusunun esastan red edildiği, ancak istinaf dilekçesinde faize itiraz tekrarlandığı gibi temyiz dilekçesinde de bu husus bizzatihi getirilerek borca ve ferilerine itirazının değerlendirilmediğini belirttiği gerekçesiyle kararın bozulduğu görülmüştür. Dairemizce Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. İzmir 18....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki iflasın ertelenmesi davasında tedbir kararına itiraz eden vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde tedbir kararına itiraz edenler vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin madencilik sektöründe faaliyet yürüttüğünü, piyasanın daralması, maden sahasına ilişkin idari ve adli kararlar nedeniyle borca batık hale geldiğini, üretimin tam kapasite ile yapılması halinde müvekkilinin borca batıklıktan kurtulacağını ileri sürerek, davacı aleyhine başlatılan ... takiplerinin durdurulması dahil olmak üzere ihtiyati tedbir kararı verilerek, davacı iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı lehine ihtiyati tedbir kararı verilmiş, bu karara itiraz eden .... Ltd. Şti. ve ... Ltd....
ispata elverişli olmadığı ve alacaklının da kabulü bulunmadığından davacının senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu kanıtlayamamış olup, mahkemece borca kısmi itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığını, ancak davacının imzaya itirazı olmadığı halde imza yönünden inceleme yapılarak bir başka ifade ile talep dışına çıkılarak imzaya itirazın reddi ile birlikte imzaya itiraz için öngörülen İİK'nın 170. maddesine dayalı olarak tazminat ve özellikle para cezasına hükmedilmesinin yerinde olmadığından bu hususun re'sen incelendiğini, davacının borca kısmen itiraz ettiği, borca kısmi itirazın reddine karar verildiği, takibin de tensiple birlikte geçici olarak durdurulduğu ve alacaklının da cevap dilekçesinde tazminat talep ettiği gözetildiğinde, borçlu aleyhine sadece İİK'nın 169/a-6. maddesi uyarınca itiraz edilen asıl alacak kısmı olan 313.000,00 TL üzerinden tazminata hükmedilmesi gerekli ve yeterli iken, borçlunun dava dilekçesinde borcun 60.000,00 TL'lik kısmını kabul...