İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/11/2021 NUMARASI : 2021/571 ESAS - 2021/702 KARAR DAVA KONUSU : BORCA İTİRAZ KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı borçlu vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu dava dilekçesinde özetle; takibin dayanağı bononun bakiye arsa borcu 30.000,00TL nin karşılığı olarak verildiğini ve 11/11/2020 tarihinde 20.000,00TL ödendiğini, bakiye 10.000,00TLyi de ödeyeceğini, yapılan ödemenin ve faizi ile ferilerinin takipten düşülmesini, senet protesto edilmediğinden faiz istenemeyeceğini, senedin nakten ya da malen kaydı taşımadığından kambiyo vasfını haiz olmadığını belirterek ödeme emri ve takibin iptalini talep etmiştir....
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararının Dairemizce istinaf yoluyla tetkikinin istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Dairemize gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Gaziantep İcra Dairesi'nin 2019/20184 Esas sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi yapıldığını, davalı ile müvekkilinin Gaziantep ili, Şahinbey ilçesi, K.Kızılhisar mahallesi, 996 ada, 7 parsel sayılı taşınmazın satışı konusunda anlaştıklarını ve müvekkilinin davalıya tapunun devri için 3 adet senet verdiğini, müvekkilinin davalı tarafından kandırıldığını, davalının müvekkiline tapuyu devretmediğini, davalı tarafın kötü niyetli olarak senedi takibe koyduğunu, müvekkilinin mağdur olduğunu, konuya ilişkin olarak suç duyurusunda bulunduklarını, senette vade tarihi üzerinde...
Aile Mahkemesi'nin 2020/1401 Esas sayılı dosyasında 17.05.2021 tarihli ara kararı ile hükmedilen aylık 750,00 TL tedbir nafakası alacağının tahsili istemi ile borçlu hakkında 18.08.2021 tarihinde ilamsız takip başlatılmış, ödeme emri davalı borçluya 26.08.2021 tarihinde, vekiline 04.10.2021 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı borçlu vekili 02.09.2021 tarihinde verdiği itiraz dilekçesi ile icra dairesinin yetkisine, borca, faize ve tüm ferilere itiraz edildiğini bildirmiş, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş, 27.12.2021 tarihinde açılan dava ile itirazın kaldırılmasına ve tazminata hükmedilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne itirazın kaldırılmasına, takibin devamına ve asıl alacağın %20'si oranında tazminata hükmedilmiştir....
Somut olayda; takip dayanağı bononun üzerinde “teminat senedi” olduğuna dair herhangi bir ibarenin bulunmadığı ancak takibin tarafları arasında 25.11.2014 tarihli sözleşmenin arka yüzünde yazılı ve alacaklı ile borçlunun imzalarının bulunduğu tutanakta verilen paraya karşılık ...’dan 76.739,00 TL. tutarında bir adet teminat senedi alındığının belirtildiği görülmektedir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre ve özellikle Dairenin 20.6.2017 tarih, 2016/17683 Esas ve 2017/9646 Karar sayılı önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere, senet üzerinden anlaşılmayıp ayrı bir sözleşmeye dayalı teminat iddiaları borca itiraz kapsamında olup İİK’nin 170/a maddesi kapsamında değerlendirilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine, borçluların yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, borca itiraz ettikleri, senedin sonradan doldurulduğunu, borca ilişkin ödemelerin yapıldığına ilişkin belge sundukları görülmüş, mahkemece, davanın iddiaların ispatlanamadığından bahisle reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
nın "Hükmün Kapsamı" başlığını taşıyan 297/2 maddesinde, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanılan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği öngörülmüştür. Buna göre şikayet dilekçesinde öne sürülen taleplerin ve dava nedenlerinin her birinin ayrı ayrı tartışılarak bunlar hakkında hangi sonuca ulaşıldığı ve verilen kararın ne olduğu hükümde birer birer açıklanıp gösterilmelidir. Davacı vekili dava dilekçesinde imzaya itiraz ile birlikte borca itiraz ettiklerini de belirtmiş olduğu halde, ilk derece mahkemesi tarafından sadece imzaya itiraz yönünden değerlendirme yapıldığı, borca itiraz yönünden değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmamış olması, olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi HMK.'nun 297/2. maddesinin açık hükmüne aykırıdır....
İcra Müdürlüğü aracılığıyla gönderilen 12.5.2015 tarih ve 2015/516 Muh. sayılı borca itiraz dilekçesinin dosyaya konulduğu belirtilerek itirazın süresinde olması nedeniyle takip durdurulmuş ise de; itiraz dilekçesinin, UYAP sistemine 12.5.2015 tarihinde ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süreden sonra kaydedildiği ve takip dosyasında bulunan vekalet harcı makbuzunun üzerinde de şikayete konu takip dosyasına ilişkin olduğuna yönelik bir dosya numarası bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda, mevcut dosya kapsamına göre, itiraz dilekçesinin üzerinde yazılı tarihin mahkeme kararındaki gerekçelerle itiraz tarihi olarak kabulü münkün değildir. O halde, borçlunun borca itiraz dilekçesi muhabere yolu ile ilgili icra dairesine gönderildiğinden, mahkemece ......
Davacı takip dayanağı senetteki imzaya itiraz etmemiş, karşı taraf ile aralarındaki akrabalık ve güven ilişkisi nedeni ile senedin düzenlendiğini ve boş senet verildiği konusunda ikinci bir senet düzenlenmediğini, senetteki boşlukların davalı tarafından doldurulduğunu, mahkemece bu konuda inceleme yapılmadığını iddia etmektedir. TTK'nun 778 madde yoluyla uygulanması gerekli 680. maddesine göre tamamen doldurulmadan bono düzenlenebileceğinden tanzim ve vade tarihi ile bedelinin anlaşmaya aykırı doldurulduğunun yazılı bir belge ile kanıtlanması gerekir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi uyarınca incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca borca itiraz halinde borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir....
İlk derece mahkemesi kararında da açıklandığı gibi takibe dayanak yapılan bonoda düzenleme yerinin İstanbul olduğu anlaşıldığından, düzenleme yerinin bulunduğu icra müdürlüğü takipte yetkili olduğundan, yetki itirazının reddine yönelik kararın usul ve yasaya olduğu, yine davacı tarafından borca itiraz nedeni olarak senedin zorla imzalatıldığı iddiasına dayanıldığı, senedin zorla imzalatıldığı iddiasının genel mahkemelerde yargılamayı gerektirmesi ve davacının borca itirazlarını ispata yönelik İİK'nın 169/a maddesindeki belgelerden birini sunmamış olması nedeniyle Mahkemece borca itirazının da reddine karar verilmesi isabetlidir. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve resen yapılan inceleme sonucunda, Mahkemenin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu takibin 10/03/2020 tarihinde başlatıldığını, müvekkilince açılan mirasın hükmen reddi davasının açılış tarihinin ise 05/01/2022 olduğunu, gerek söz konusu icra takibi gerekse açılan mirasın hükmen reddi davasına ilişkin dosya bilgileri mahkeme ile paylaşılmışsa da mahkeme tarafından dava ve icra takip tarihleri dikkate alınmadan eksik inceleme yapılarak, borca batık olma durumu söz konusu somut olayda borca itiraz olarak değerledirilerek süresinde itirazlarının sunulmadığı gerekçesi ile hukuka aykırı olarak şikayetin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12- 2240 Esas 2014/929 Karar sayılı ilamında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde yapılması gerektiği kabul edilmiştir....