İcra Dairesi Müdürlüğünde yapıldığını, icra takibinin Afyonkarahisar İcra dairesinde yapılması gerektiğini, alacaklı tarafın haksız ve kötü niyetli takip başlattığını, yetkiye, borca, faize, imzaya ilişkin yapmış oldukları itirazın kabulüne, icra takibinin durdurulmasına, müvekkili lehine %20 tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı borçlu Kapmer T1 Ve Tic. Ltd....
mali kayıtlarına ve ticari defterlerine işlendiğini, buna ilişkin BA - BS formları da düzenlendiğini, takip dayanağı faturaların yanı sıra ilgili diğer evrakların Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan celbinin istendiğini, bu belgelerin İcra İflas Kanunu 68. maddesindeki belgelerden sayılacağından itirazın kesin olarak kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini; davalı tarafın 22.10.2021 tarihli ödeme emrine itirazında, borca ve borcun faizlerine itiraz ettiğini, 29.11.2021 tarihli cevap dilekçesinde, sadece borcun faizine itiraz ettiğini ve borcu kabul etmek suretiyle borca ilişkin belgelerin Gelir İdaresi Başkanlığı ve Vergi Dairesi'nden getirtilmesini talep ettiğini, 22.12.2021 tarihinde sundukları beyan dilekçesinde, icra mahkemelerinin sınırlı yargılama yetkisinden bahisle ilgili kurumlardan gerekli belgelerin celp edilemeyeceğini söyleyerek en başından beri itiraz etmedikleri borç ilişkisine dahi itiraz ettiklerini, davalı tarafın, 22.10.2021 tarihli ödeme emrinde taraflar arasında mevcut...
Hukuk Dairesi 2018/3109 Esas sayılı ilamı ile davacı yanın usulsüz tebliğ yapılmadığına ilişkin istinaf talebinin reddine karar verdiği anlaşılmış olmakla,"Davacı vekili tarafından 27/03/2018 havale tarihli dilekçe ile takibe, borca, faize ve fer'ilerine itirazda bulunulduğu"nun yazılı olduğu İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 29/05/2018 tarih ve 2018/362 E, 2018/642 K, sayılı gerekçeli kararının, ... AŞ vekiline 05/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Davacı tarafından İcra mahkemesi kararına karşı 07/06/2018 tarihinde istinaf yoluna başvurulduğu ve İşbu itirazın iptali davasının ise 02/09/2020 tarihinde açılmış olduğu görülmektedir....
Davalı borçlu vekili 10.02.2014 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkili şirketin adresi Antalya olduğundan yetkili icra müdürlüğünün Antalya İcra Müdürlüğü olduğunu, yetkiye itiraz ettiğini, müvekkilinin alacaklı görünen tarafa borcu bulunmadığını bildirerek yetkiye, borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur. Davalı, söz konusu alacağın yargılamayı gerektirdiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....
İcra Müdürlüğü’nün 2011 /2181 sayılı dosyası ile icra takibi yapmış, davalı kiracıya Örnek 13 ihtarlı ödeme emrinin 28.3.2011 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davalı, 1.4.2011 tarihli itiraz dilekçesi ile borca ve faize itirazda bulunmuştur. İtiraz üzerine davacı tarafından ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2011/175-332 esas /karar sayılı dosyasında açılan itirazın kaldırılması ve tahliye davasında davanın kısmen kabulü ile itirazın kaldırılmasına, tahliye isteminin reddine karar verilmiş olmakla birlikte karar davalı kiracı tarafından temyiz edildiğinden henüz kesinleşmemiştir. Davalı kiracının yasal süresinde takibe itiraz etmesi üzerine icra takibi duracağından ve itiraz kaldırılmadan ya da iptal edilmeden tahliye talep edilemeyeceğinden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
İcra Müdürlüğü'nün 21.05.2015 tarihli yazısında "..UYAP kayıtlarına göre borçlulara ödeme emrinin gönderildiği, 31.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği, 13.08.2014 tarihinde borca ve faize itiraz dilekçesinin sisteme kaydedildiği tespit edilmiş olup tebligata ilişkin yapılan UYAP sorguları ile borçlu vekilinin itiraz dilekçesi de ekte gönderilmiştir" denilmek suretiyle borçlulara ödeme emrinin gönderildiği ve tebliğ edildiği tespit edilmiştir. Bu durumda mahkemece, icra dosyasının aslı getirtilerek icra müdürlüğünün yazısında belirtildiği üzere yetkili icra dairesince ödeme emri gönderilmiş ve ödeme emrine itiraz var ise işin esasına girilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ün ise kredi sözleşmelerine k onu borçları müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla tefekkül ettiklerini, davalı borçlu vekilinin 22/08/2022 tarihli itiraz dilekçesinde davalı borçlunun müvekkili şirkete herhangi bir borcu olmadığını ve bu nedenle borca itiraz edildiğinin bildirildiğini, somut olayda itiraz dilekçesinde rehin hakkına açıkça ve usulüne uygun itirazlarının bulunmadığını ve borca itiraz ettiklerinin görüldüğünü, davalının kendileri aleyhine başlatılan yasal takibinin dayanağını oluşturan kredi sözleşmeleri ve rehin sözleşmelerinin varlığına ilişkin herhangi bir itirazda bulunmadığını, böylece söz konusu kredi sözleşmeleri ve rehin sözleşmelerinin varlığını kabul etmiş bulunduklarını, davalı borçlu vekilinin itiraz dilekçesi ile faiz oranına ve işlemiş faize itiraz edildiğinin bildirildiğini, iş bu itirazın iptali davasına k onu olan davalı borçlu tarafından ödenmeyen kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacak bakiyesinin .... İcra Müdürlüğü'nün ......
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir. Davacı alacaklı takip talebi ile 13/07/2016 tarih ve 19408 yevmiye nolu ihtarnameye dayanmış ve 01/09/2013 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesini takip talebine eklemiş olup, takip talebi ile eksik ödenen 68.980,00 TL'nin tahsilini ve kiralananın tahliyesini talep etmiştir. Takibe ekli söz konusu kira sözleşmesi ile aylık kira bedeli 9.000,00 TL olarak kararlaştırılmıştır. Davalı borçlu itirazında yalnızca ödenmemiş kira borcu bulunmadığını ileri sürerek borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. İİK'nin 269/2. maddesi hükmüne göre borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi ve kira ilişkisini kabul etmiş sayılır. İİK'nin 63. maddesine göre de davalı borçlu itiraz sebeplerini değiştiremez genişletemez....
İş Mahkemesinin 2018/369 Esas - 2019/93 Karar sayılı dosyası ile işe iade davası görüldüğü ve alacaklı lehine olacak şekilde davanın kabulüne karar verildiğini, boşta geçen 4 aylık tazminatının peşin olarak ödendiğini, kendisine işe başlaması için 3 gün süre verildiğini, fakat karşı tarafın işe başlama hususunu kabul etmeyerek hakkı olmadan kendisine bir takım başka imkan ve özlüklerin verilmesini, maaşına zam yapılmasını talep ettiğini, bu talepleri kabul etmediklerini, alacaklı tarafından hukuka aykırı olarak 4 aylık işe başlatmama tazminatı itirazlarına konu icra takibine dayanak edildiğini ve takip başlatıldığını, süresi içinde takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz ettiklerini, bu nedenlerle yetkiye, söz konusu icra takibine, borca, faize ve ferilerine itirazlarının kabulü ile hukuka aykırı olarak başlatılan takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/115682 Esas sayılı dosyası ile ilamsız haciz yoluyla takibe geçildiğini, davalının takibe, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, tarafından takibe, tüm borca faize ve faiz oranına ve ferilerine itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu beyanla; itirazın iptali ile takibin devamına, itiraz edilen alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; borcun ana kısmına itiraz etmediğini, faizin fazla hesaplandığını ve faize itiraz ettiğini beyanla faizin tekrar hesaplanmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; " ... 1- Davanın kısmen kabulü ile, Davalının Kocaeli 8....