Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

olduğundan yine 5 günlük süre içerisinde borca itiraz şeklinde talep edilmesi gerektiğini, faiz oranı ve işlemiş faize itirazın borca itiraz olması sebebi ile şikayet yolu ile talep edilemeyeceği gibi yasal 5 günlük süre içerisinde de talep edilmediğini, bu sebeple reddini talep ettiklerini, taraflar arasında düzenlenen taksitle satış sözleşmesine göre tarafların kendi aralarında faiz oranlarını ve cezai şartı Borçlar Kanununun sözleşme özgürlüğü çerçevesinde belirlediklerini, bu sebeple borçlunun buna itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, açıklanan sebeplerle, Karşıyaka 4....

Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, Davalı şirketin dosya alacaklısına herhangi bir borcu söz konusu olmadığını; borca, faize, takibe, ödeme emrine ve ferilerine itiraz etme zorunluluğu doğduğunu. Davalı şirket aleyhinde başlatılan icra takibinin haksız ve yersiz olduğunu. Ticari kayıtlar defterler incelendiğinde görüleceğini ki karşı tarafın iddia ettiği şekilde bir borcun mevcudiyeti söz konusu olamayacağını. Alacaklı ... Kimyevi Ürünler San. Ve Tic. AŞ'nin başlatmış olduğu takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu. Dolayısıyla borcumuz olduğuna yönelik iddiaları reddediyor ve başlatılan işbu takipte; borca, takibe, faize ve ferilerine itiraz ettiklerini 08.12.2017'de tebliğ edilen ödeme emrine 11.12.2017 tarihinde itiraz ederek 04.01.2018'de takibin durdurulduğunu, Davalı şirketin kayıtlı olduğu adres 04.12.2017 tarihli ödeme emrinde de açıkça görüleceği üzere Kocaeli ili Gebze ilçesinde olduğunu....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin borca itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunmadığını, yasal itiraz süresi geçtikten sonra 01/03/2021 tarihinde dava dilekçesinden ayrı olarak itiraz dilekçesi göndermiş olduğunu, süresi içerisinde yapılmayan yetki itirazına muvafakatlerinin olmadığını, her ne kadar yetki itirazında yetkili icra dairesinin İznik olduğu gösterilmişse de takibin başlatıldığı Bursa İcra Daireleri de T.B.K. 89. Maddesine göre seçimlik haklarından dolayı yetkili olduğunu, ayrıca söz konusu icra takibinde borca yapılan itirazın haksız ve borcun tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu belirterek, davanın reddine, takibinin devamına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının yetki itirazının reddine, davacının borca, faize ve borcun fer'ilerine yönelik itirazları ile tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, dair karar verilmiştir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; faize yönelik itirazı yönünden açılmamış sayılması kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, takibe konu alacağa ilişkin avans faizi işletilmesinin kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğunu, ödeme emrinin iptalinin gerektiğini, her hangi bir tacir sıfatı olmamasına rağmen tüketici kredisi nedeniyle senet vasıtasıyla avans faizi işletilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek, kararın lehine olan yönüyle kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. maddesi uyarınca faiz oranı ve faize itiraz ile İİK'nın 45. maddesi uyarınca mükerrer takibin iptali ve İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayettir....

    İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "...borçlunun imzaya ilişkin itirazlarının incelenmesinde 02/09/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre takibe konu senetteki imzanın davacı borçlu T1 elinden çıkmış olduğunun belirtildiği ve raporun kesin kanaat bildirdiğinden bu yöndeki itirazın reddedildiği, borca itirazın incelenmesinde, borçlu vekilinin borca itirazlarını somutlaştıracak herhangi bir beyan ve delili dosyaya sunmadığından bu yöndeki talep de reddedildiği, faize ilişkin itirazlarının incelenmesinde ise alacaklı vekilinin fazlaya ilişkin faiz taleplerinden feragat ederek faiz miktarı yönünden takibin 5.097,00 TL üzerinde devamını talep ettiği anlaşılmakla faize ilişkin itirazların konusuz kaldığının anlaşıldığı..." gerekçesi ile "davacının imzaya ve borca itirazlarının reddine, faize ilişkin itirazlarının konusuz kalması nedeni ile faize ilişkin itirazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, asıl alacağın %20 si oranında (5.000,00 TL) inkar tazminatının...

    Sayılı menfi tespit davası dosyasında 31.10.2012 tarihli ara kararla takibe dayanak çekin ödenmemesi hususunda tedbir kararı verildiğini, tedbir kararına rağmen takip yapıldığını ileri sürerek borca ve faize itiraz etmek suretiyle İcra Mahkemesi'ne başvurduğu, Mahkemece sadece işlemiş faiz yönüyle inceleme yapılarak istemin reddine karar verildiği borca itirazla ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir hüküm tesis edilmediği anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı HMK.'nun 297. maddesinin 2. fıkrasında; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, örnek 13 takipte takip borçlusunun yaptığı icra dairesinin yetkisine, borca itirazın kaldırılması ve temerrüt nedeniyle tahliye talebine ilişkindir Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davalıların borca ve faize yönelik itirazlarının kısmen kabulüne, kabul edilen kısım yönünden icra inkar tazminatına ve tahliyeye karar verilmiş ise de, davalılar tarafından icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde borca ve faize itiraz edildiği gibi, icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz edildiği, davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde de davalıların icra müdürlüğünün yetkisine yönelik yaptıkları itirazın da kaldırılmasının talep edildiği, ancak ilk derece mahkemesince yetki itirazının kaldırılmasına ilişkin değerlendirme yapılmadığı, olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmıştır....

      Davalı/alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece imzanın aidiyeti konusunda dosyada bulunan uzman görüşleri ile bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri gidermeden eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğini, yeni bir heyetten rapor alınması taleplerinin kabul edilmemesinin ve reddedilmesinin yerinde olmadığını, davayı reddeden mahkemesinin borca, takibe ve faize yönelik itirazlarını incelemediğini, müvekkilinin takip alacaklısına borcu olmadığını, borca, işlemiş ve işleyecek faize ve oranı ile diğer fer'ilerine itiraz edildiğini, para cezası tayinin doğru olmadığını, asıl alacak üzerinden tayin edilmesi gereken para cezasına itiraz ettikleri işlemiş faiz dahil edilere bulunan takip tutarı üzerinden tayin edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı/borçlu vekili dava dilekçesinde bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte imzaya, borca, işlemiş faize, işleyecek faize ve oranına itiraz etmiştir....

      Temyiz Sebepleri Davaya konu olan senede ilişkin borçlu tarafın senedin kendisinden sadır olmadığına dair bir iddiasının bulunmadığını, sadece teminat senedi olduğunu ileri sürdüğünü, bu durumda borca veya imzaya bir itirazı bulunmamakla beraber bunun kambiyo senedi niteliğinde olduğunun borçlu ve ilk derece mahkemesi tarafından da kabul edildiğini, ayrıca borca itiraz nedenleri kanunda sınırlı bir şekilde sayılmış olmasına rağmen davacıların itirazlarında bu sınırlı sayıda itiraz nedenlerinin hiçbirine dayanmadığını beyanla kararın bozularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kambiyo senedine özgü takipte borca, faize, faiz oranına itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, İİK'nın 170/a maddesi. 3....

        İcra Müdürlüğünün 2019/282 E. sayılı dosyası ile kambiyo takibi başlatıldığını, müvekkillerinin adresinin Kemalpaşa/ İzmir olup, İzmir icra dairesinin yetkisiz olduğunu, Kemalpaşa icra dairesinin yetkili olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını, takibe dayanak bononun teminat senedi olduğunu, müvekkilinin davalı bankadan çektiği krediyi kapattığını, bankanın kötü niyetli olarak teminat senedini iade etmediğini, senedin bedelsiz kaldığını, müvekkilinin daha sonrasında 1.250.000,00 TL bedelli tekrar kredi çektiğini ve kredinin 350.000,00 TL lik kısmının ödendiğini, teminat senedinin daha sonraki kredi bedelinin tahsili amacıyla haksız olarak ihtiyati haciz kararı alınıp takibe konulduğunu, bu sebeple kambiyo takibi yapılamayacağını, borca ve faize de itiraz ettiklerini beyanla, icra dairesinin yetkisine, borca ve faize itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        UYAP Entegrasyonu