WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki 02.07.2015 tarihli oturumdaki davacı vekilinin sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır.Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....

    Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK'nın 278., 279. ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. TBK'nın 19.maddesine göre açılan muvazaa hukuksal nitelemesine dayalı davalarda ise; 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

    Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaya dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 25/01/2021 gün ve 2019/4250 Esas, 2021/289 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen mahkeme kararının gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak onanmıştır. Dairemizin onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, HUMK’nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/12/2022 NUMARASI : 2022/439 ESAS 2022/414 KARAR DAVA KONUSU : Muvazaa İddiasına Dayalı KARAR : Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/12/2022 tarih 2022/439 Esas 2022/414 Karar sayılı kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliği içerisinde muvazaalı yapılan menkul ve gayrimenkul satışlarının tespit edilmesi ve davalının şahsına ait menkul ve gayrimenkullerinin 3. Kişiler üzerinden işlem gören satış işlemlerinin iptal edilmesini, davacının haklı davasının kabulü ile, Nuran Bulak adına 12.10.2021 tarihinde Bodrum 8....

      Davacı alacaklı vekili “nam-ı müstear olarak yapılan işlemlerin TBK 19’uncu maddesine göre iptalini” istemektedir. TBK'nun 19'uncu maddesine göre açılan iptal davalarında İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde arandığı gibi aciz vesikası koşulu aranmaz ve yine o maddelerle belirlenen hak düşürücü sürelerde uygulanmaz. Bu yönden de davanın dinlenebilme koşulları oluşmuştur. Bu konuda Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığının 09.09.2013 tarihli 2013/7129 E. ve 2013/11624 K. sayılı içtihadı da aynı yöndedir; .................

      Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre, dava niteliği itibarıyla Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....

        Aile Mahkemesinin 2019/225 Esas sayılı dosyasında görüldüğünü ve mal rejimi dosyasının iş bu muvazaalı devir davasını da ifade ederek bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, ancak ilk derece mahkemesince görevsizlik kararı verildiğini, davanın TBK madde 19 hükmü gereğince muvazaaya dayanan tapu iptal ve tescil davası olduğunun, bu davayı alacak iddiasının sebebi her ne olursa olsun ilgisini ispat eden hukuki yararını ispat eden herkesin açabileceği genel hükme dayanan bir dava olduğundan bahisle, ilk derece mahkemesinin görevli olduğunun tespiti ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde açıkça genel muvazaaya dayandığı ve davanın genel muvazaaya dayılı (BK'nın 19.madde) tapu iptali ve tescil davası olduğu anlaşılmıştır....

        davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK'nın 19.(818 sayılı BK'nın 18) maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken davanın tavsifinde yanılgıya düşülerek ve ispat yükü davalıya yüklenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı ....” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş olup hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava TBK madde 19 ve devamı maddelerine göre açılmış muvazaalı icra takibinin iptali davasıdır....

          ye temlik etttiğini, borçluya ait Eskişehir ili, Odunpazarı ilçesi, Vadişehir Mahallesi, 21969 ada, 2 parsel, I blok, 3. kat, 6 nolu mesken nitelikli taşınmazın 13/03/2017 tarihinde davalı T4 Eskişehir ili, Odunpazarı ilçesi, Vadişehir Mahallesi, 21969 ada, 2 parsel, I blok, zemin kat, 8 nolu iş yeri niteliğindeki taşınmazın 06/03/2017 tarihinde T5 satıldığını, dava konusu devirlerin muvazaalı olduğunu, yapılan tasarrufların TBK 19. madde uyarınca geçersiz olduğunu, borçlu T7'nun borçlarını ödeyemez hale gelince adına kayıtlı taşınmazları yakın tanışıklık/akrabalık ilişkisi bulunan kişilere devrederek taşınmazları elden çıkardığını, taşınmazların satış değerinin gerçek değerinden çok çok düşük olduğunun yaptırılacak bilirkişi incelemesinde ortaya çıkacağını öne sürerek İİK 281/2 maddesi gereğince dava konusu taşınmazların kaydına ihtiyati haciz konulmasını, davalıların alacaklıları zarara sokmak kastıyla yaptıkları devir işleminin TBK md. 19 uyarınca muvazaalı olduğunun tespiti ile İİK'nın...

          (TBK 19.) maddesi kapsamında açılmış muvazaa nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Davacıların amacı, açtıkları dava sonucunda alacaklarının tahsili olanağına kavuşmaktır. Her ne kadar muvazaalı işlemin saptanması ile birlikte, tapu iptali de istenilmiş ise de; çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesi gereğince, muvazaalı işlemin açılan dava yönünden hüküm doğurmamasının istenildiği açıktır. Bu bakımdan, İİK’nun 283. maddesi düzenlemesi yol gösterici niteliktedir....

            UYAP Entegrasyonu